FED’e ramak kaldı…

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Süheyla GÜLVER
YATIRIM FİNANSMAN

Gelişmekte olan ülkelere fon girişleri , FED’in Mayıs 2013’de tahvil alımlarını azaltmaya başlayacağı haberleriyle , ilk  ciddi sarsıntısını geçirmişti. Yılan hikayesine dönen FED’in aylık 85 milyar USD tutarındaki tahvil alım programında ne zaman değişiklik yapacağı , piyasaların son 6 aydır en önemli gündem maddesi haline geldi , gelmeye de devam edecek gibi... Öyle ki gelen en ufak haberle yaratılan beklentiler , yatırımcıların piyasaya olan iştahlarını  azalttı.

 İran üzerindeki yaptırımların gevşetilmesi ve Şükran tatili dolayısıyla zayıflayan hacimlerle piyasalarda önceki haftalara nazaran daha sakin ve olumlu bir hafta geçirdik. Daha doğrusu önümüzdeki günler için biraz soluklandık diyebiliriz. Neden mi ? Bu hafta yoğun haber akışıyla önümüzdeki  yılın şeklini oluşturabilecek yeni olaylara gebe kalabiliriz.  6 Aralık ( Cuma ) ‘ta ABD’de tarımdışı istihdam verileri var, piyasalar bu veriden çıkacak sonuçlara göre ; 17-18 Aralık’ta yapılacak FED toplantısına yeni bir beklenti oluşturacak. Ya tamam ya devam...

 Olumlu varsayım ; FED tahvil alımlarına Mart 2014’e kadar devam eder, küresel fon akışıyla beraber faizlerde düşüş borsalarda yükseliş hareketi başlar. Tabii bu hareket yeni yıl rallisini de tetikler. Olumsuz varsayım; FED tahvil alımlarını azaltmaya başlar , yabancı fon akışı  gelişmekte olan piyasalardan çekilir ve  küresel faiz hadlerinde yükseliş başlar..

ABD’ye yoğunlaştığımız bu günlerde Avrupa Bölgesini gözardı etmemek gerek.  Avrupa’dan gelen veriler ekonominin bozulmaya başladığını işaret ediyor. ECB Başkanı gerekirse negatif faiz dönemine geçebileceklerini ifade etmişti. Önümüzdeki hafta  ECB’nin gündeme getireceği yeni bir parasal gevşeme kararı piyasaları yukarı itebilir. Ancak piyasaların yönüiçin  öncesinde beklenen ABD verileri daha baskın olacaktır.

Kendi iç dinamiklerimize dönersek ; Merkez Bankamızın işi zor. Bir de Küresel ekonomik dalgalanmaların tavan yaptığı bir dönemde isek...Enflasyon hedefinin tutmayacağı zatenkabul gördü, şimdi ki endişemiz ise kurun seviyesi. Kurdaki artışın enflasyon üzerindeki baskısı engellenebilir mi ? Denemekte fayda var , bu nedenledir ki MB faizi burakıp kura yönelmeyi tercih ediyor. Diğer bir anlatımla ‘ Artan faiz , azalan kur’ stratejisi uygulanıyor. Henüz kurdaki tansiyonun düştüğünü söylemek için  erken ancak faizler üzerinde etki sağladığını söyleyebiliriz ;  geçen hafta  10 yıllık Türk tahvilleri % 9,50 bileşik seviyesini test etti . Sıradaki  diğer bir soru ; faizlerin çift hane olup olmayacağı..  Malesef bu sorunun cevabı da  ‘FED’ ‘ de saklı.

Evet , anlaşılacağı gibi 17 - 18 Aralık’ta küresel piyasaların nabzı yavaşlayacak, FED’in kararı  ya da önümüzdeki yıla ilişkin vereceği mesajlar 2014 Yılının yönünü tayin edecek. Tümalgıların , alışkanlıkların ve hatta hedeflerin değişeceği bir yıl bizi bekliyor. Önceki yıldan daha zorlayıcı olacağı aşikar. Unutmamak gerekir ki piyasalar her zaman fırsatlara imkan tanır. Fırsatları iyi değerlendirebileceğiniz bir yıl olması dileklerimle....

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017