FED'in atacağı adım merakla bekleniyor

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

Son günlerde yaşanan gelişmeler, dünya genelinde gevşek para politikalarının yaygın olacağı bir döneme girildiğinin işareti. Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) yanı sıra İngiltere, Danimarka, Çin, Kore ve Brezilya merkez bankalarının arka arkaya faiz oranlarını aşağıya çekmesi, krizin ekonomiler üzerindeki olumsuz etkisinin giderilmesi için para politikasından başka pek bir alternatif olmadığının kabulü. Önde gelen merkez bankalarının bu atağına FED'in kayıtsız kalmasını düşünmek zor. Hatırlayacaksınız FED Başkanı Bernanke, geçen ay yapılan Para Kurulu toplantısında işsizlik rakamlarında bir iyileşme olmadığı takdirde müdahale edebileceklerini söylemişti. FED dışındaki merkez bankaları faizleri düşürürken, fiyat istikrarını sağlama dışında yüksek istihdamı da hedefleyen FED'den daha gevşek bir para politikasına yönelmesini beklemek son derece normal. Zaten, Bernanke de Salı günü Senato Bankacılık Komitesi'nde yaptığı konuşmada, yüksek işsizliğe karşı kayıtsız kalamayacaklarını söyleyerek bunun sinyallerini verdi. Ancak Bernanke'nin yeni bir müdahalenin ekonomiye istenen ivmeyi kazandıracağı konusunda pek emin olduğunu söylemek güç. Zira faiz politikasında sınıra gelinmiştir. Geriye farklı menkul kıymetler karşılığında para arzının arttırılması kalmaktadır ki, Temmuz ayının son günlerinde yapılacak FED toplantısından bu yönde bir karar çıkabilir. Bu tür bir politika, muhtemelen orta vadede dünya genelinde enflasyonu da arttıracaktır. Ancak, şu sıralar kimsenin pek enflasyonu düşündüğü yok. İşsizlik mi, enflasyon mu? diye sorulduğunda, çoğu kimsenin hiç tereddütsüz işsizlikteki azalmayı
yüksek enflasyona tercih edeceği açık. Krizden çıkmak için enflasyonun arttırılması fikrine dünya giderek ısınıyor.
***
13 milyona yaklaşan işsizlik seçim öncesinde Demokratları rahatsız ederken, Cumhuriyetçilerin eline koz veriyor. Resesyonun sona ermesinden bu yana istihdamda sağlanan artış yaklaşık 2 milyon. Cumhuriyetçi aday Mitt Romney'e göre, yüksek işsizliğin nedeni ekonomik politikanın başarısızlığı. Vergiler konusundaki anlaşmazlık ise hala devam ediyor. Temsilciler Meclisi'nde bu ayın sonunda, Bush döneminde yürürlüğe giren vergi indirimlerinin yeniden uzatılmasıyla ilgili oylama yapılacak. Cumhuriyetçi Parti, vergi oranlarında indirim öngören yasanın tüm gelir gruplarını kapsamasında ısrar ederken, Demokratlar 250 bin doların üzerinde yıllık gelire sahip Amerikalıların bundan muaf tutulmasını istiyorlar. Kamuoyu yoklamalarına göre, halkın önemli bir bölümü Demokratlar gibi zenginler üzerindeki vergilerin arttırılmasından yana görünüyor.
Çok kazanandan çok vergi alınması fikri adil olduğu kadar, bütçe açığının kontrol altına alınması için de gerekli. Kongreden adım atmasını isteyen FED Başkanı'nın muhtemelen aklından geçen de bu. Doğru değil mi? Gerçekten de, ekonomik büyümenin istikrar kazanması, işsizliğin gerilemesi isteniyorsa bu, ancak para ve maliye politikalarının birlikte uygulanmasıyla başarılabilir. Esasen. işsizlik bütün ülkelerde en önemli sorunların başında özellikle, krizden sonra işsizliğin bütün dünyada çok arttığı bir gerçek. Peki, bu politika kombinasyonu istenen sonucu verir mi? Yani vergi oranlarındaki azalma tüketim ve yatırım harcamalarında artışa yol açacak mı? Tüketiciler açısından daha az vergi daha yüksek kullanılabilir gelir demek.
Kullanılabilir gelirin artması tüketim talebini arttırabilir. Benzer şekilde, işletmeler üzerindeki vergi oranlarının azalması yatırımların artmasına yol açabilir. Gerek tüketim gerekse yatırım talebindeki artış ekonomik büyümeyi hızlandırır. Vergi oranlarındaki azalma gevşek para politikasıyla birleştiğinde ekonomi üzerindeki etkisi artabilir. Tabii, bütün bunlar normal şartlar altında geçerli. Günümüzde ise şartların normal olduğu söylenemez. Ne hanehalkları ne de iş sahipleri için kredi almak eskisi gibi kolay. Riskin yüksek olması düşük faizlerin halka yansımasının önündeki en büyük engel.
***
Son kamuoyu yoklamalarına göre, Obama ve Romney'e olan kamuoyu desteği hemen hemen aynı. Romney, Cumhuriyetçilerin gözünde ideal bir aday olmamasına rağmen başka seçenek de yok. 1972 yılında zamanın ABD Başkanı Richard Nixon'ın yeniden seçilmesi için FED'in para arzını arttırdığı söylenir. O zaman Cumhuriyetçi Nixon'u destekleyen FED, şimdi Demokrat Obama için aynı cömertliği gösterecek mi? FED Başkanı'nın son konuşmasından yeni bir müdahalenin yakında olduğu anlaşılıyor. Peki, bu seçimlere kadar ekonomide istenen iyileşmeyi sağlayabilir mi? Nixon gibi, Obama'nın da ikinci defa seçilmesine yetebilir mi? 2009'da Obama işbaşına geldiğinde işsizlik yüzde 7.8'di. Şu anda yüzde 8.2. İstatistiklere bakılırsa, Roosevelt döneminden bu yana hiç bir aday yüzde 8'in üzerinde bir işsizlikle ikinci defa seçilememiş. 1929 Büyük Ekonomik Buhranı'ndan bu yana yaşanan en büyük resesyonu önceki iktidardan devraldığını söyleyen Obama, bu konuda istisna olur mu? Soruları arttırmak mümkün, önümüzdeki dört ay, hem ABD hem de diğer ülkeler açısından çok gelişmeye gebe görünüyor. Bekleyip hep beraber göreceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016