FED verileri ve diğer gelişmeler
Yeşim Sarışen / Yapı Kredi Yatırım
Geçtiğimiz hafta, ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Bernanke’nin varlık alım programında yavaşlatmanın bu yılın sonunda başlayabileceği yönündeki görüşlerini destekler nitelikteki FED tutanakları ile birlikte, ABD 10 yıllık faizlerinin yükselmeye devam ettiğini gördük.
FED tutanakları sonrasında FED’in çıkış stratejisine yönelik öncü sinyaller verebilecek makro verilerin önemi daha da arttı. Bu doğrultuda çıkış stratejisinde zamanlama konusunda 6 Eylül’de açıklanacak Ağustos ayı tarım dışı istihdam rakamı FED’in 18 Eylül Federal Open Market Committee (FOMC) toplantısı için önemli sinyaller içerebilmesi açısından piyasaların odak noktasında bulunuyor. Geçen hafta açıklanan haftalık işsizlik maaşı başvuruları rakamı 13.000 kişi artışla 336.000’e yükselerek piyasa beklentisinin üzerinde kaldı. Buna rağmen dört haftalık ortalamanın 2250 kişi azalarak düşük seviyelerini koruması, bir bakıma Ağustos ayı tarım dışı istihdam rakamına yönelik olumlu sinyal vermeye devam ediyor.
ABD bono faizlerindeki yükseliş gelişen piyasalar ile birlikte gelişmekte olan piyasa bono ve döviz kurlarında da volatiliteye neden oluyor. Bu bakımdan dolar endeksi ve ABD 10 yıllıklarındaki seyir; yılbaşından bu yana FED’in çıkış stratejisi endişeleri ile gelişmiş piyasalardan negatif yönde ayrışan gelişmekte olan piyasalar açısından önemli olmaya devam edecek. Büyük resme bakacak olursak ABD 10 yıllıkları öncülüğünde global faiz oranlarındaki yükselişin başta ABD’de iyileşen istihdam piyasası olmak üzere, global büyüme görünümündeki iyileşme ve enflasyonda stabilizasyon beklentisinden kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. Yılbaşından bu yana baktığımızda MSCI Dünya Endeksi dolar bazında yüzde 12,7 yükselirken, gelişmekte olan piyasalar tarafında ise hem bono, hem döviz piyasalarındaki volatiliteye paralel MSCI GOP Endeksi yüzde 11,6 düştü. Aynı dönemde MSCI Türkiye Endeksi ise yüzde 22,8 değer kaybetti.
Geçtiğimiz hafta küresel risk barometresi olarak izlenen ve 24 Haziran sonrasındaki yükselişin düzeltme sürecinin yaşandığı S&P 500’deki tepki yükselişleri olumlu hava yaratsa da bu hafta başında Brezilya ve Hindistan gibi gelişmekte olan piyasa döviz kurlarındaki baskının devam ettiği görülüyor.
İfade ettiğimiz gibi FED’in 18 Eylül FOMC toplantısı öncesinde çıkış stratejisine yönelik öncü sinyaller verebilecek makro veriler hem gelişen, hem de gelişmekte olan piyasaların odak noktasında yer alıyor. Bu doğrultuda da bu hafta ABD’de açıklanacak haftalık işsizlik maaşı başvuruları, Chicago PMI endeksinde ve tüketici güven endeksi verilerinde, tarım dışı istihdam rakamı öncesinde istihdama yönelik öncü sinyaller aranacak. Bu hafta takip edilecek önemli makro veriler arasında ABD’de revize 2. çeyrek büyüme rakamı, Temmuz ayı dayanıklı tüketim mal siparişleri ve Almanya IFO rakamı da yer alıyor.