Fed ve uzun vadeli faiz oranlarının seyri
Fed, ABD ekonomisindeki iyileşmenin "sürekli olduğuna" ikna olana kadar "yüksek derecede destekleyici" para politikası programında değişikliğe gitmeyecek. Aylık 85 milyar dolar varlık alım miktarının değişmesi için "emek piyasası görünümünde" belirgin bir iyileşme sağlanması gerekiyor.
Gelişmiş ülkelerde uzun vadeli faizler çok düşük. Bernanke "Uzun Vadeli Faiz Oranları" nı içeren bir konuşmasında bu konuya değiniyor. Kanada, Amerika, Almanya, ABD'de, -deflasyondan dolayı Japonya hariç tutulduğunda-10 yıllık devlet tahvili getirilerinin seviyeleri benzer, yıllar itibariyle geriliyor ve her birisinde % 2 seviyesinde.
Uzun vadeli faizler de üç unsurun toplamından oluşuyor: Menkul değerin vadesi süresince beklenen enflasyon, beklenen kısa vadeli reel faiz oranı ve vade primi. ABD'de 10 yıllık tahvil getirisinin bu 3 ayrı unsurunun da 2007'den itibaren gerilediği ve özellikle vade priminde 2010'dan sonraki keskin düşüş dikkat çekiyor.
Bu unsurlara bakıldığında; ABD'de enflasyon beklentisi %2'de istikrarlı seyrediyor. Beklenen kısa vadeli reel faiz oranı da sıfır seviyesinde, reel faiz oranlarının düşük kalacağı beklentisi ekonomideki zayıf görünümün de bir yansıması. Bernanke, uzun vadede reel faizlerin parasal olmayan faktörler tarafından belirlendiğini belirtiyor. Bu faktörler de -örneğin sermaye yatırımlarından beklenen getiri- ekonominin gücüne bağlı. Reel faiz oranlarının çok düşük seviyesi de önümüzdeki 10 yıl için zayıf büyüme ve düşük sermaye getirileri beklentisine işaret ediyor. Bernanke, bu zayıf görünümden dolayı- toparlanmayı desteklemek ve dezenflasyon risklerini azaltmak için para politikasının destekleyici olması gerektiğine işaret ediyor.
Uzun vadeli faiz oranının 3. belirleyicisi ise yatırımcıların uzun vadeli menkul değer yatırımlarından bekledikleri ek prim; bu getiri çok düşük veya negatif; burada da hazine kağıtlarının son yıllarda güvenli liman etkisiyle talep görmesi etkili. Yüksek talep, getirileri düşürerek ek primi çok düşük veya negatif alana çekiyor. ABD Merkez Bankasının yüklü varlık alım programı da primlerin düşmesinde etken.
Faiz oranlarının ilerleyen dönemde nasıl gelişebileceğine ilişkin ise Bernanke, ekonomik toparlanmanın ılımlı bir hızda gerçekleştiği, işsizliğin yavaş gerilediği ve enflayon beklentilerinin istikrarlı kaldığı bir ortamda uzun vadeli faizlerin daha normal seviyelere önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde gelmesini bekliyor. Bununla ilgili yapılan dört ayrı tahmin sonuçları uzun vadeli faizlerin 2014'de %3'e, bugünden 2017'ye kadar 200-300 baz puan artacağına işaret ediyor.
Bu tahminlerde olabilecek belirsizlik aralığı da farklı çalışmalara göre 2014'de 100 baz puan yukarda olarak belirtiliyor. Bunun 2017'ye kadar 175 baz puana kadar yükselebileceği de öngörüler arasında. Faizlerde aşağı yönlü beklentiler de mümkün; 2017 için yapılan ölçümler faizlerde yukarı ve aşağı yönlü risklerin simetrik olduğuna işaret ediyor.
Sonuç olarak, toparlanma ilerledikçe, kısa vadeli reel faiz beklentisi, vade primi daha normal seviyeye döndüğü zaman uzun vadeli faizlerde yükselme bekleniyor. Ancak bunun zamanlaması ekonomik koşullarını nasıl seyredeceğine bağlı ve belirsizlik iki yönde. Zamanından önce parasal desteğin geri çekilmesi ise, ekonomiyi yavaşlatarak tam tesine düşük uzun faiz oranları dönemini uzatabilecek.
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar