FED-QE-ESM alfabe çorbası iş başında
Bir kez daha negatif bir ortamda FED toplantısına yaklaşıyoruz. WSJ gibi önemli yayın organlarında çıkan haberlere baktığımızda FED üyeleri arasında yeni bir parasal genişleme taraftarı olanların sayısı giderek artıyor. Ancak ne zaman bu adımın atılması gerektiğine dair görüşler net değil. Fed başkanlarından bir grup Eylül ayına kadar bekleyerek birkaç ISM ve işsizlik verisi daha görmek isterken diğerleri hemen müdahale edilmesini savunuyor (elbette bunun gereksiz veya faydasız olacağını savunan bir azınlıkta var) . Kasım ayında yapılacak secim nedeni ile FED'in bir an önce hareket etmesi gerektiğini savunan görüşler de var. 2004 ve 2008 secimlerinden hemen önce FED'in müdahale ettiğini görmüştük. Yani koşullar gerçekten gerektiriyorsa FED secimden hemen önceki toplantıda adım atmaktan çekinmeyecektir. Ben Cuma günü açıklanacak GDP ile 1 Ağustosta verilecek karar hakkında bir tahminde bulunabileceğimizi düşünüyorum. Cuma günü gelecek olan 2 Çeyrek GDP'si tek başına FED'i bir QE'e yönlendiremez. Ancak bu veri ile beraber 2009'un 1 çeyreğinden 2012'nin 1 çeyreğine kadar NIPA verilerinin yıllık revizyonları da açıklanacak. Şayet bu revizyonlar aşağı yönde olur ve varsayılan "toparlanmanın" daha zayıf olduğu veya diğer bir deyişle daralan "output gap"in (yani ekonominin potansiyelinin çok altında işlediği ve enflasyon üretmediği düşüncesi hakim olursa) düşünülenden büyük olduğu (zaten tanrı parçacığı gibi birşeydir bu da varlığı bilinir ama herkes farklı hesaplar) net bir şekilde ortaya çıkarsa FOMC'nin Ağustos toplantısında da sürpriz birşeyler çıkabilir. Aksi durumda Eylül toplantısı ve arada açıklanacak ISM-NFP gibi veriler beklenecektir.İşe yarayacak mı? Elbette hayır ama piyasada sert hareketler yaratacaktır. Dün diğer bir önemli olabilecek haber bir ECB üyesinin ilk kez ESM'ye banka lisansı verilmesi konusunu kestirip atmadan tartışmaya açık olduğunu belirtmesi oldu. Gerek Başkan Draghi gerekse Almanlar bu fikre kesinlikle karşı olsalar da tartışılmaya değer. Banka lisansı konusunda temel mantık şu: Şu anda ESM veya EFSF piyasadan alım yaparsa bile toplam büyüklükleri sınırlı olduğundan spekülasyonun önüne geçemez.Zaten ESM de EFSF de büyüklükleri ve legal yapıları itibarı ile merkez ülkelere değil çevre ülkelere müdahale amacı ile oluşturulmuştu. Şu ana kadar da Portekiz, Yunanistan, Irlanda da işe yaradı.Banka lisansına sahip olduğunda ESM'nin piyasadan alım yapma potansiyeli trilyon eurolara varacağından merkez ülkelerin bonolarına spekülatif saldırılara girmeyi düşünecek oyuncular iki kez düşünmek durumunda kalabilir.
İspanya vakasını ele alalım. Sene başından (yani LRTOlar) bu yana Alman ve Fransız bankalarıl İspanya ve Italya tahvilleri satarken Italyan ve Ispanyol bankaları da tek alıcı oldu. Şu anda piyasada Ispanya'nın yeni ihraçlarını (veya eskileri) alacak olanlar yine Ispanyol bankaları. Bu durum da devlet tahvilleri değer kaybettikçe bankaların satış yemesine neden oluyor. Ardından bankalar satış yiyince de sistem kilitlenecek düşüncesi ile devlet tahvillerine satış geliyor. Ispanya vakasında bunu net görüyoruz.
Bunun önünde sistem dışından bir alıcı limitsiz bir kuvvetle girebilirse geçilebilir düşüncesi ESMye banka lisansı fikrini doğuruyor. ECB kurallar gereği büyük alımlara girişemiyor (gerçi haftalık 20 bn euro alım yapabilir ki bu da az bir rakam değil ama bunu bile kullanmıyor). ESM kendi potansiyelini kaldıraçlandırabilirse piyasa alım yapılmadan bile biraz rahatlayabilir (tabii ESM'nin İspanyol bonosu alıp bunu ECBye teminat verip fonlama alması gibi hoş vakalardan da bahsedilmeli). Kişisel görüşüm böyle bir adımın spekülatif saldırıları azaltarak ülkelere vakit kazandıracağı ancak merkezi bir denetim ve Alman ekonomik modelinde bir değişim olmadan sorunun çözülemeyeceğini ve hatta denetim olmadığından bir anda yersiz bir rahatlama ile politikaların gevşetilebileceğini yönünde. Ancak ECB veya Almanya bu konuya yeşil ışık yakarsa ilk tepkimiz alım yönünde olacaktır.