Fed öncesi parasal sıkılaşma devam ediyor
Beklentilerden güçlü gelen ABD tarım dışı istihdam verilerine rağmen dünya piyasaları yukarı yönlü sakin bir seyir izliyor. İstihdam artışının beklentiden 35.000 fazla gelmesi piyasalarda bir rahatsızlık yaratmadı. Wall Street yükselişini sürdürürken, ABD tahvillerinde ve dolarda sınırlı kar satışları görüldü.
ABD borsasına bir lafımız yok. Büyümenin güçleneceği beklentisi hisse senedini pahalı olmasına rağmen destekliyor. Ancak doların değer kaybetmesini ve tahvil faizlerinin gevşemesini temel gerekçelerden çok aşırı pozisyon alımıyla ve alternatif piyasalardaki gelişmelerle açıklayabiliyoruz.
Tarım dışı istihdam rakamları açıklaması öncesinde tahviller zaten “ayı piyasasına” girmiş durumdaydı. 2 yıllık tahvil faizi 1.38 ile 2008 Haziran’ından beri gördüğü en yüksek seviyedeydi. 10 yıllık tahvil faizi ise Bill Gross’un “ayı piyasasının” işareti olarak gördüğü 2.60 seviyesini aşarak 2.61 seviyesine ulaşmıştı. Diğer bir deyişle piyasalar güçlü tarım dışı istihdam verisine göre önceden pozisyon almıştı.
Bu ortamda, stok fazlası nedeniyle OPEC kota indiriminin etkisini kaybedeceği endişesiyle petrol fiyatlarında yaşanan sert gerileme Fed’in faiz artışını öne çekeceği ve hızlandıracağı endişesini azaltarak doların ve tahvil piyasasının gevşemesine neden oldu.
Ancak asıl ilginç olan ABD piyasasında borsa ve tahvil arasında ayrışma devam ederken gelişmekte olan piyasaların Fed’i satan tahvil piyasasından ziyade büyümeyi satın alan hisse piyasasını izlemeyi tercih etmesi.
Bizim görüşümüzde bir değişiklik yok. ABD dolarındaki değer artışını ve ABD tahvil faizlerindeki yükselişi gelişmekte olan ülkeler için “ayı piyasası” sinyali olarak okuyoruz. Türkiye’nin bu ortamda kendini ayrıştırması kolay değil.
Ekonominin yavaşlamasına rağmen Merkez Bankası’nın küresel dalgalar karşısında para politikasında sıkılaşmayı sürdürmesini bekliyoruz. Merkez Bankası’nın normal kanallar içinde piyasaya verdiği para miktarını azaltmasını ve fonlama faizini geç likidite faizi olan yüzde 11’e yaklaştırmasını öngörüyoruz.
Yavaşlayan ekonomi, sıkı para politikası ve politik belirsizlik piyasalar için kötü bir karışım. Petrol fiyatlarında başlayan gerileme sürmezse Türkiye piyasaları maalesef önümüzdeki dönemde bu karışımı yudumlamaya devam edecek.