Fed ne yapmak istiyor?
Amerikan tahvil faizleri sekiz aydır yükseliyor. Faizlerdeki hızlı artışlar Türkiye gibi gelişen ülkelerin finansal varlıkları üzerinde doğal bir baskı oluşturuyor. Gelişen ülkelerin de, gelişmiş ülkelerin de farklı ekonomik açmazları var. Bu açıdan gelişen ülkelerin merkez bankalarının da, dünyanın en etkili merkez bankası olan Fed’in işi de kolay değildir. Fed’in duruma hakim olması dünya piyasaları açısından ayrıca önemlidir.
Amerikan tahvil piyasasında gösterge 10 yıllık faizdir. On yıllık faizin son 15 yıldır hareket ettiği bandın alt sınırının yüzde 1.30, üst sınırının yüzde 5.50 olduğu görülüyor. Şu aşamada yüzde 3 civarında olan faizin bandın ortasında olduğu söylenebilir. Faizlerdeki genel yükselişin ardında Fed’in tavrı yatıyor. Enflasyon düşük olduğu halde, faiz artışı konusunda Fed ısrarcı davranıyor. Fed üyelerinin rahat olmadıklarını düşünüyorum. Amerika’da "çok iyi" denilen büyüme oranı yıllık olarak yüzde 2 ila yüzde 3 arasındadır. Bunlar düşük oranlardır. Gecelik faizin yüzde 1.75 olduğunu belirteyim. Faizlerdeki küçük hareketlerin Amerikan ekonomisi üzerinde büyük etkileri olabilir. Tabii Fed’i rahatsız eden, düşük büyüme rakamlarına rağmen varlık fiyatlarında yaşanan coşkunluktur. 2008’de patlayan krizin temelinde gayrimenkul fiyatlarındaki artışlar vardı. 2006 senesinde bir yandan emlak fiyatları artarken, diğer yandan hisse senedi fiyatları yükseliyordu. Fed ekonomiyi soğutmak için o dönemde agresif biçimde faiz artırdı. Kısa vadeli faiz arttığı halde uzun vadeli faiz fazla tepki vermedi. Bugün de benzer bir durum yaşanıyor. Kısa vadeli yani iki yıllık faizdeki artış, on yıllık faizdeki artıştan daha çarpıcıdır. On yıllık tahvil faizi ile iki yıllık tahvil faizinin farkından oluşan "getiri eğrisi" yüzde 0.45 ile son 10 yılın en düşük seviyesinde bulunuyor. Getiri eğrisi sıfırın altına düşerse, yani 2 yıllık faiz 10 yıllık faizin üzerine çıkarsa, getiri eğrisi negatif eğimli olur. Bu bir "ekonomik durgunluk" sinyali olarak kabul edilir. Merkez bankaları uyguladıkları para politikaları ile sadece kısa vadeli faizleri etkileyebilir. Uzun vadeli faizler ekonomideki beklentilere göre şekillenir. Amerika’da uzun vadeli tahvil piyasasındaki oyuncular Fed’in ekonomiyi yavaşlatmak istediğini algılıyor. Buna göre fiyatlama yapıyor. Önemli olan Fed’in faiz artırımı konusunda ne kadar hızlı gideceğidir.
Fed bir yandan ekonomideki enflasyon riskini yönetmeye çalışıyor, öte yandan olası bir varlık krizini önlemek istiyor. Amerika’da enflasyon çok düşüktür. Bu açıdan faizleri hızla artırmanın bir manası yoktur. Tabii faizleri uzun süre düşük tutmanın varlık fiyatları üzerinde yansımaları oluyor. 2000 yılında patlayan Nasdaq balonu ve 2008’de çöken gayrimenkul sektörü hala hafızalardadır. Tahvil faizlerinin dengelenmesi, gelişen ülkelerin varlıkları açısından kısa vadede pozitiftir. Orta vade daha karışık olabilir.