FED, mali sisteme destek vermeyi sürdürüyor...

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

UZMAN GÖRÜŞÜ / Serhan Yenigün / Finansinvest

ABD Merkez Bankası (FED), önceki gün gerçekleştirdiği toplantı sonrasında piyasadan tahvil alım operasyonlarını 1,15 trilyon dolar genişleteceğini açıkladı. FED'in daha önce açıkladığı 600 milyar dolarlık alım işlemleri ile birleştirildiğinde toplam tutarın 1,75 trilyon dolar gibi devasa bir büyüklüğe işaret ettiğini görüyoruz. Bu yüksek tahvil alımlarının ABD'de mali sistemi desteklemek adına olumlu sonuçları olacaktır. FED'in bankaların elinde bulunan ve yüksek zararlara neden olan mortgage tabanlı tahvilleri alması bankaların likidite açısından rahatlamasını ve mali anlamda istikrara ulaşmasını kolaylaştıracak. Ancak, dolar likiditesinin aşırı artırılması gelecekte enflasyon ve yüksek bütçe açıkları gibi yan etkileri de beraberinde getirecektir. Bunun doğal sonucu olarak da, doların diğer gelişmiş ve gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında baskı altında kalması oldukça muhtemel bir gelişme. Ancak, kriz atmosferinin halen varlığını koruması ve yatırımcı tedirginliğinin devam etmesi nedeniyle likitte kalma eğiliminin tamamen sona erdiğini düşünmüyoruz. Bu nedenle dolarda önceki gün Euro karşısında yaşanan %5'i aşkın değer kaybının aynı hızla devam etme olasılığını düşük buluyoruz. Yurtiçinde IMF ile ilişkilerde ilerleme ya da büyümeye ilişkin makro göstergelerde toparlanma gibi çok belirgin ve Türkiye piyasaları için güçlü bir ayrışma yaratacak gelişmeler olmadıkça yurtdışına odaklı piyasa hareketlerinin sürmesini bekliyoruz. Bu nedenle Avrupa ve Asya piyasalarında olduğu gibi Türkiye'de de ABD'de atılan adımlar, yaşanan gelişmeler ve açıklanan gösterge veriler yüksek önem taşıyor. Piyasaları bir kenara bırakıp, ekonominin genel görünümü açısından baktığımızda ise şimdilik pek de olumlu bir tablo ile karşılaşamıyoruz. Arka arkaya altı ay boyunca yüksek daralma gösteren sanayi üretimi verileri, %60 seviyelerine kadar gevşeyen düşük kapasite kullanımı, ÖTV ve KDV indirimleri ile kısmen desteklense de halen zayıf seyredeceğini düşündüğümüz toplam tüketim talebi, benzer şekilde düşük seyreden dış talep ve ihracat gelirleri Türkiye ekonomisinin bir süre daha makro bazda sıkıntı yaşamayı sürdüreceğini gösteriyor. Bu kapsamda son 5 aydır Merkez Bankası tarafından gerçekleştirilen yüksek faiz indirimlerinin ilerisi için kritik bir rol oynamasını bekliyoruz. Temel varoluş nedeni enflasyonla mücadele olan TCMB, para politikası kararları ile yurtdışı emsallerinin izinden giderek büyümede yaşanan gerilemeyi birincil mücadele alanı haline getirmiş durumda. Bu konuda MB'nin doğru bir tercih yaptığını, dezenflasyon sürecinin devam etmesinin de bankanın elini rahatlattığını düşünüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017