FED, korkulan adımını ne zaman atacak?
ABD Merkez Bankası’nın (FED) 29-30 Ekim’de toplantısı var. Bundan sonraki toplantı ise aralık ortasında. Hatırlarsanız eylül ayındaki toplantı öncesinde bayağı bir patırtı kopmuş, tüm finansal piyasa oyuncuları yapılacak açıklamaya odaklanmışlardı. Odaklanmanın temel nedeni malum: FED’in geçen sene sonunda başlattığı üçüncü ek parasal genişlemeyi kademeli olarak azaltma sürecine girmesi bekleniyordu. Bu bittikten bir süre sonra ise faiz artırımı başlayacaktı. Bunların gerçekleşmesi, küresel finansal piyasalarda son zamanlarda alışılan para bolluğunun eskisi kadar olmayacağı anlamına geliyordu. Bu, bizim gibi ülkeler için daha yüksek faiz ve kur, ayrıca daha az dış kaynak demekti. Felaket değildi ama büyüme oranlarının birkaç yıl potansiyellerinin altında kalması olasılığını yükseltiyordu.
FED bundan iki yıl önce yine bir toplantı sonrası yapığı açıklamada birinci ve ikinci parasal genişlemeden nasıl çıkılacağı ve faiz artırımına hangi koşullar altında başlayacağı hakkında bilgi vermişti. O zaman üçüncü parasal genişleme henüz başlamamıştı. Bu sene mayıs ayındaki toplantıdan sonra ise iki yıl önceki açıklamasına atıfla, bu yıl bitmeden üçüncü parasal genişlemeyi sonlandırma sürecini başlatabileceğini duyurmuştu.
Ancak bu sürecin başlaması bazı koşullara bağlıydı FED açıklamasına göre. Öncelikle işsizlik oranının ‘normal’ kabul edilebilecek bir düzeye doğru inandırıcı bir biçimde düşme eğilimine girdiğinin ortaya çıkması gerekiyordu. İkincisi, işsizlik oranındaki düşmenin işgücüne katılımın düşmesi nedeniyle gerçekleşmemesi şarttı. Zira bu suni bir iyileşme anlamına gelecekti. FED tüm bunları gözlerken maliye politikasının da en azından bu sürece gölge etmemesi isteğini dile getiriyordu. Elbette bir yandan da enflasyona bakıyordu. İşsizlik oranı yeterince düşmeden enflasyonda beklenmedik bir artış, FED’i zorlayabilirdi.
Bu koşullardan ilk ikisine ilişkin son gelişmeler açıklanamadı. Zira cumhuriyetçiler ile demokratların bir türlü uzlaşamamaları sonucunda, ABD’de devlet ‘kepenk kapatmak’ zorunda kaldı ve bu istatistikler de yayınlanamadı. Hem kepenk indirilmesi hem de ABD hazinesinin borçlanma üst sınırına ulaşmasına milim kalmasına rağmen üst sınırın birkaç gün öncesine kadar bir türlü yükseltilmemesi FED açısından istenmeyen bir maliye politikası; büyüme ivmesini törpülemiş olabileceğinden korkuluyor çünkü.
FED’in eylül ayındaki toplantıda parasal genişlemeyi durdurma sürecini başlatmayı ertelemesi, maliye politikasının büyüme sürecine köstek olması ve FED başkanlığı için Janet Yellen’in öne çıkması, finansal piyasalarda görece bir rahatlık yarattı. Gelecek haftaki toplantıda korkulan kararın alınmayacağına dair bir uzlaşı var yorumcular arasında. Hatta aralık toplantısında da FED’in bir şey yapmayacağı, süreci mart ayında başlatacağı dillendiriliyor.
Özellikle gelecek haftaki toplantıdan sonrası için söylenenler çok iddialı. Bu görüşleri destekleyen tek unsur, ocak ayında ABD’nin yine kepenk kapatma olasılığı ile karşı karşıya kalacağı gerçeği. Ayrıca borç tavanına da şubat ayı başlarında ulaşılması ihtimali var. Bunun dışında yukarıda saydığım koşulların nasıl gelişeceği henüz belli değil. İşsizlik verisinin beklenenden iyi çıkması halinde aralık ayında parasal sıkılaştırma sürecini başlatabilir FED. Bakalım neler olacak…