FED faiz artırımına hazırlanıyor
Yeşim Sarışen / Yapı Kredi Yatırım
Bu hafta 17-18 Mart FOMC toplantısı global piyasaların odak noktasında bulunuyor. Güçlü sinyaller üreten Şubat ayı ABD tarım dışı istihdam verisi sözel yönlendirmede FED’in 18 Mart toplantısında değişikliğe gidilebileceğine dair beklentileri güçlendirdi.Bu veri ile birlikte ABD tahvil faizlerinde sert yükselişler, dolar endeksindeki yükseliş eğiliminin ise güçlendiğini gördük. Dolayısıyla da riskli varlık sınıfında yer alan gelişmekte olan piyasalar kur volatilitelerindeki artışlar, cds ve bono spreadlerindeki yükselişler ile birlikte satış baskısı altında kalırken, küresel risk barometresi olarak da izlenebilen S&P 500 endeksinin kısa vadeli düzeltme eğilimi ile geri çekildi.
Geçtiğimiz hafta, ABD’de Şubat ayında hem manşet hem de çekirdek rakamlarda beklentilerin aksine düşüşe işaret eden perakende satışlar ve yüzde 0.5 düşen çekirdek ÜFE verisi dolar endeksinde kar satışlarını destekledi. Ancak cuma günü daha da genele yayılan dolardaki güçlenme eğilimi ve ayrıca Almanya tahvil faizlerinde dikkat çeken yükselişler ön plandaydı. Bu doğrultuda yurtiçi piyasalarda Dolar/TL’de ve cds spreadlerindeki yükselişler eşliğinde hisse senetlerinin ve bonoların olumsuz etkilenmeye devam ettiğini gördük.
ABD Merkez Bankası (FED) faiz artırımına hazırlanıyor ve bu hafta güçlü istihdam verileri ardından 18 Mart FOMC kararları ve özellikle de FED Başkanı Yellen’ın basın toplantısında vereceği mesajlar, global piyasaların odak noktasında olacak. Bu toplantıda büyük olasılıkla "sabırlı duruş" ifadesinin artık benimsenmediğini duyabiliriz. Dolayısıyla da kur ve faize duyarlı kırılgan gelişmekte olan ülke döviz kurlarındaki eğilim ön planda kalmaya devam edebilir.
18 Mart FOMC öncesinde ise yurtiçinde Merkez Bankası’nın 17 Mart PPK kararlarını takip ediyoruz. Büyük resimde bir süredir düşen emtia fiyatları ile birlikte gelişmekte olan piyasalara destek olan dezenflasyon temasının etkisini kaybettiğini görüyoruz. Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalar, kur volatilitelerindeki artışlar, cds ve bono spreadlerindeki yükselişler ile birlikte satış baskısı altında. Kısacası enflasyon beklentilerinin yükselebileceği ve büyümenin baskı altında kalabileceği bir döneme giriyoruz.