FED, Çin, jeopolitik, TCMB ve TL varlıklar

Çağlar KİMENÇE
Çağlar KİMENÇE PİYASA PERSPEKTİFİ [email protected]

Amerika Merkez Bankası (FED), piyasayı tam olarak hazırlayamadan, 50 baz puan indirim yaparak istihdamda kırılma ve eko­nomide resesyon riskine karşı hamle yap­tı.

Karar sonrası FED yetkililerinden Neel Kashkari, Austan Goolsbee ve Raphael Bos­tic hem bu yıl hem de gelecek yıl bazında fa­iz indirimleri için alan olduğunu ifade etti. FED’in baz aldığı ve bir tür enflasyon olan kişisel tüketim harcamaları endeksi (PCE) manşette yüzde 2,5 seviyesinde iken çekir­dekte 2,6 seviyesindeydi. Eylül ayı toplan­tısında revize edilen FED projeksiyonunda, bu yıl sonu için sırasıyla 2,3 ve 2,6 seviyele­ri öngörüldü. Cuma günü açıklanacak Ağus­tos verisi için piyasa manşetin 2,3 seviyesin­de, çekirdeğin 2,7 seviyesinde olmasını bek­liyor.

Sonuçlar beklendiği gibi olursa PCE, FED projeksiyonlarını şimdiden yakalamış olacak. Eğer daha düşük sonuçlar gelirse enf­lasyon sorun olmaktan iyice uzaklaşacak. Bu noktada enflasyon-istihdam “kabaca” denge­de diyen FED için istihdam açık ara birinci önceliğe dönüşmüş olacak. Bu durumda “yu­muşak iniş” senaryosunu perçinlemek için FED’e ekstra alan açılacak. Böylece, piyasa risk iştahı biraz daha destek bulabilecek.

Çin’den destek adımı

Çin Merkez Bankası (PBoC), ekonomiyi desteklemek için zorunlu karşılık, haftalık repo faizi ve konut kredisi faizini içeren bir adım attı. Bu adımla, son 5 çeyreğin en kö­tü seviyesinden daha da zayıflayan büyüme­ye çare üretmeyi amaçlıyor. Başta Asya his­se endeksleri olmak üzere, sanayi metalleri olumlu reaksiyon veriyor. İyimser havanın alınan karar seti ile uzun soluklu sürmesi­ni çok beklemiyoruz. Zira atılan adım tüm sorunlara çözüm sağlayamayabilir ancak bu, son zamanlarda atılan en kapsamlı adım olarak tanımlanabilir.

Jeopolitik

Orta Doğu kaynaklı haber akışı, bir yılı ta­mamlamak üzere ve son zamanlarda yeni bir evreye girdi. Hamas-İsrail arasında başlayan süreç şimdi Lübnan topraklarına yayılıyor. Çatışma hali yayılarak bölgesel bir savaşa dönüşme riskini bugünlerde daha da fazla ta­şıyor. Bölge ülkelerinden yapılan açıklama­lar, bu riske dikkat çekmeye devam ediyor. Piyasalarda ise genel açıdan risk iştahı, kü­resel ekonominin kırılganlığı üzerinde baskı yaratıyor. Dar bir çerçeveden bakacak olursa savaş ortamı, güvenli liman talebi yaratıyor. Ons altının yeni zirveleri test etmesinin arka planında; doların değer kaybı, tahvil faizleri­nin gevşemesi, reel faizlerin düşmesi dışında jeopolitik risk de bulunuyor.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), son faiz toplantı notunda ek sıkı­laştırma ifadesini kaldırarak sıkı duruşun somut sonuçlar üretmeye başladığını, yılın devamında somut çıktıların daha da belirginleşeceğini ifade etti. Örneğin hizmet enflasyonunun katı halinin biraz erozyona uğradığını, 4. çeyrekte katılığın biraz daha azalacağını öngördü. Bir süredir speküle edilen faiz indirimi konusunda bugün için bir paylaşım yapmamış olsa da yakın gelecek için faiz indirimi sinyali verildiği çıkarımını yapmak mümkün. Piyasalarda ise faiz indi­riminde, takvim ve miktar olarak yılın son 2 ayında 250’şer baz puan indirim olasılığı da­ha fazla konuşuluyor.

TL varlıklar

Para birimimiz, yüksek faizden destek buluyor. Yılın başından Ağustos ayının so­nuna kadar olan dönemde birikimli enflas­yon yüzde 32 seviyesinde. Aynı dönemde do­lar, TL karşısında yüzde 15,6 değer kazandı. Dolar, enflasyon karşısında açık ara geride ve relatif kayba yol açtı. Mevcut sıkı para po­litikası bu hali ile bir süre daha devam ede­cek görüntüsü veriyor. Yılın sonunda ise ya faiz indirimi olacak ya da indirime çok yak­laşmış olacağız.

Deutsche’nin raporuna göre “şimdi al ya da asla” mottosu ile bilinen TL bono-tahvil lehine olan görüşler, TCMB’nin şahin duruşunun ve tahvil arzının sürmesi, kur-enflasyon riskine karşı temkinli olmak istenmesi ile beklenen verimi yaratamadı. Ancak TL sabit getiriler söz konusu potansi­yeli hala taşıyor. Bu, potansiyelin kaybolma­dığı, sadece ötelendiği anlamına geliyor. Fa­iz indiriminin yaklaştığını göz önüne aldığı­mızda, bu potansiyelin açığa çıkmasının da yaklaştığı akılda tutulmalı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Orta Doğu ve 5 Kasım 23 Ekim 2024
“Başka yolu yok” 16 Ekim 2024
Fed yine hata yapar mı? 11 Eylül 2024