Fed bilmez, ben bilirim…

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI [email protected]

Piyasalar ile Fed arasındaki inatlaşma devam ediyor. Geçen haftaki FOMC toplantısında kısa vadeli faizler yüzde 1,0 - yüzde 1,25 bandına çıkartıldı ve yılın ikinci yarısında bir faiz artışı daha yapacağı sinyali verildi. Buna rağmen  rağmen tahvil ve döviz piyasaları  Fed bilmez, ben bilirim demeye devam ediyor.

Piyasaların Fed'in verdiği sinyallere rağmen düşük faiz ortamının devam edeceğini savunmasının arkasındaki  temel  gerekçeyi "tarih tekerrürden ibarettir" görüşüne inanmak diye özetleyebiliriz. Geçtiğimiz yıllarda Fed'i dinlemeyip aksi yönde pozisyon  alan tahvil ve döviz yatırımcıları genelde haklı çıktılar. Bu  defa farklı olması için bir gerekçe yok diye düşünüyorlar.   

Üstelik son açıklanan ekonomik veriler tarihin tekerrür etme ihtimalinin yüksek olduğunu  gösteriyor. Enflasyonun gerilediğini ve perakende satışların yavaşladığını gösteren son ekonomik veriler ABD ekonomisinde endişe verici bir ısınma olmadığını gösteriyor.  

Ekonominin geçmiş döngülere göre daha yavaş büyüdüğü ve enflasyon riskinin sınırlı olduğu bir ortamda Fed'in faiz artırmaya devam etme riskinin azaldığına inanan piyasalar ABD hisse senedi  ve  tahvil piyasalarında alış yaparken eşanlı olarak doları satabiliyor.

Kim haklı çıkacak? Fed mi? Piyasalar mı? Geçmiş tecrübemiz Fed ile piyasalar arasındaki inatlaşmayı kısa vadede piyasaların uzun vadede ise Fed'in kazandığını gösteriyor.  Bu defa da farklı olmasını beklemiyoruz. 

Genişleyici maliye politikalarıyla ABD büyümesinin hızlandırılması ihtimalinin azaldığını gören piyasalar yüksek faiz, güçlü dolar senaryosunu naftalinleyip rafa kaldırdı. Tekrar raftan indirilmesi için büyüme ve enflasyon verilerinde yukarı yönlü sürprizler görülmesi  lazım.  Kısa vadede ufukta böyle bir gelişme öngörmüyoruz.  

Zayıf dolar, düşük faiz senaryosu  ABD'ye ihracatı toplamın yüzde 5'i ile sınırlı  olan  ancak yabancı  para finansmanının büyük kısmı ( yüzde 60) ABD doları  cinsinden olan Türkiye için olumlu bir görünüm çiziyor. 

Merkez Bankası'nın faizleri yüksek tutmaya devam ettiği, ekonomi yönetiminin piyasa dostu reformları hayata geçirdiği bir senaryoda Türkiye varlıkları dünyaya göre daha iyi performans göstermeye devam edebilir.  Yeter ki siyasi şoklar ekonomik performansı  gölgelemesin.   
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019