Fed, belirsizliği faiz kararı ve Yellen açıklamasıyla belirgin kıldı

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Fed, uzun süren belirsizliği faiz kararı ve Yellen açıklamasıyla belirgin kıldı​

Fed’in 2014 yılından bu yana faiz artırımı beklentisiyle piyasalarda belirsizlik, bekle/gör beklentisine yol açıyordu. Önceki gün 10 yıl sonra ilk kez 0.25 puan faiz artırma kararıyla Fed piyasa beklentilerine uygun rasyonel davrandı. Fed Başkanı Janet Yellen’in açıklaması ve 12 Fed üyesinin tahminleri, 2016 yılı sonunda Fed faiz oranının yüzde 1.4 seviyesinde olacağı beklentisini ortaya çıkardı. Fed’in 2016 yılında 26-27 Ocak’tan başlayarak 6 haftada bir yapacağı yılın 8 toplantısından bir bölümünde faiz artışı yapması ve yıl sonu faizinin 1.4 puanda olması beklentisi ortaya çıkarken, 2016 yılı uzun süreli belirsizlik sonrası belirgin bir hal aldı.

Bu beklentiyi hem Yellen’in faiz artırım kararı sırasında yaptığı açıklamalar hem de Fed üyelerinin tahminlerini ortaya koymaları belirgin hale getirdi. Fed üyelerinden 7’si 2016’da 100 baz puan artış, 2’si 150 baz puan, 3’ü ise 125 baz puan artış beklediklerini açıkladılar.

Fed kararı sonrası Merkez Bankamız dolar cinsinden tutulan zorunlu karşılıklara, rezerv opsiyonlarına ve serbest hesaplara uyguladığı 0.24’lük faiz oranını 0.25 puan artırarak 0.49’a yükseltti. Böylece ilk adımı attı...  Fed kararına bizim piyasamızın ilk tepkileri de olumlu oldu. Karar sonrası dolar 2.96’dan 2,92 seviyesine geriledi, sonra 2.94 seviyesine yükseldi, öğleden sonra tekrar 2.92 seviyesine indi. BİST 100 endeksinde de küçük bir artış yaşandı. Yapılan ilk yorumlarda doların 2.90 seviyesinin altına inebileceği, bunun kalıcı olması için hükümetin açıkladığı reformların sürdürülmesi gerektiği belirtildi. Piyasa uzmanları, Türkiye’nin AB’deki nisbi toparlanma, emtia fiyatlarındaki düşüş, petrol fiyatının 2016’da 50 doların altında kalacağı beklentisi, uzun bir süredir süren sağlam Maliye politikaları gibi nedenlere bağlı olarak gelişmekte olan ülkelerden pozitif ayrışabileceğimiz tahminini yapıyorlar. Buna karşılık yakın çoğrafyamızda süren çatışmalar, ülkenin bir kesiminde yaşanmakta olan çatışmalar, yeni hükümetin asgari ücret artışı dahil verdiği sözlerin bütçeye getireceği yükler ve özel sektörün yüksek borçluluğunun ise ülkemize dışardan bakanların risk olarak görmelerine yol açıyor.

Görülen o ki Fed’in 2016 yılı toplantıları öncesinde 2014 döneminden bu yana olan tedirginlik yaşanmasa da yıl içersinde Fed toplantıları öncesinde faiz oranının artışının ne kadar olabileceği tedirginliği kısa süre de olsa gündemde olacak.

Eğer 2016 yıl sonunda Fed faizi ilk faiz artışı sırasında ortaya çıkan beklenti gibi gelişir ve yüzde 1.4 seviyesinde gerçekleşirse, o zaman gelişmekte olan ülkeler, daha rahat nefes alacak.

Doğaldır ki Fed’in faiz artışını başlatmasıyla yeni bir döneme girilmiş oldu. Buna göre gelişmekte olan ülkeler için bol likiditeli dönem kapanıyor. Bu da bizim gibi ülkelerin yeni dönemde kendilerini pozitif ayrıştıracak kararlarla “ilgi uyandıracak hikayelerini” ortaya koymalarını zorunlu kılacaktır. Bunun bize yüklediği yük ise mutlaka reformlarla yola çıkarak kendimize dünya gündeminde yer etmemiz olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar