FED beklenenden önce sıkılaştırırsa

Fatih ÖZATAY
Fatih ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU [email protected]

 

 

Amerika Merkez Bankası (FED) 2012'nin sonuna doğru, sürdürmekte olduğu para politikasını koşullar değişmezse 2015'in sonlarına kadar sürdüreceğini açıkladı. Enflasyonda bir yükselme olmadıkça, şu anda yüzde 7.5 düzeyinde olan işsizlik oranının, normal addedilen yüzde 5.5-6 aralığına doğru yöneldiğinden emin olana kadar sürdüreceği anlamına geliyor bu politikayı. Dikkat: İlla işsizlik oranının bu düzeye düşmesi gerekmiyor. Gidişatın o yönde olması da yeterli FED için.

Şu anda para politikası çok gevşek: Kısa vadeli faizlerin yüzde 0-0.25 aralığında belirlenmesini istiyor FED. Ayrıca 2012 sonunda açıkladığı üçüncü parasal genişleme programını da sürdürüyor. Bu politika özellikle bizim gibi ülkelere, uluslararası finansal piyasalarda gerginlik yoksa fon girişini hızlandırıyor. Mesela, mart ayında Güney Kıbrıs'a ilişkin karışıklık nedeniyle Türkiye'ye fon girişinde azalma oldu. Ancak, ilk beş ayın geriye kalanında önemli miktarda fon girişi oldu Türkiye'ye.

FED'in mevcut politikasını değiştirmesi, ABD'de faizlerin yükselmeye başlaması anlamına geliyor. ABD'de faizler yükselmeye başlayınca da, yükselen piyasa ekonomilerinin mali varlıkları mali yatırımcılar açısından daha az çekici oluyor. Dolayısıyla, yükselen piyasa ekonomilerine fon girişi bir miktar düşüyor. Bu durumda, merak edilen şu: FED beklenenden önce faiz artırımına gider mi? Beklenenden önce sistemden para çekmeye başlar mı?

Bu sorular geçmişte de soruldu. Mesela 2004'te. Ancak o zamanla şimdi arasında önemli bazı farklar var. Birincisi, o zaman FED'in parasal genişleme politikası yoktu; etrafa bol kepçe para saçmamıştı. Ayrıca o zamanki FED faizinin en düşük olduğu düzey yüzde 1'di. İkincisi, bugün Türkiye'nin kamu borcunun ve bütçeden yapılan faiz harcamalarının milli gelire oranı daha düşük. Bankacılık sektörü o zaman hızla toparlanıyordu; şimdi ise toparlanmış ve de üstelik güç kazanmış durumda. Enflasyon ve reel faiz de şimdi daha düşük. Kısacası, o zaman ekonomimiz ekonomik istikrar yolunda ilerliyordu, şimdi ise çok mesafe almış durumda. Üçüncüsü, 2004 yılının sonuna doğru AB Türkiye'nin üyelik sürecinin başlaması yolunda bir karar alacaktı ve bu kararın olumlu olması bekleniyordu. FED'in beklenenden önce politikasını değiştirmesi halinde, bu değişikliğin olası etkileri açısından dolayısıyla, birinci ve üçüncü unsurlar bugün daha olumsuz, ikincisi ise daha olumlu bir etkiye işaret ediyor.

Yine de o zaman olan biten öğretici olabilir: 17 Mart 2004 tarihinde TCMB politika faizini yüzde 24'ten yüzde 22'ye düşürmüştü. O tarihte ikinci piyasada gösterge Hazine tahvil faizi (piyasada en çok alınıp satılan tahvilin faizi) yüzde 24 düzeyindeydi. 2004'ün bahar aylarında FED'in beklenenden önce ve agresif bir biçimde faiz artırımına gidebileceği yönünde küresel mali piyasalarda ortaya çıkan bekleyişler, risk iştahını son derece azalttı. Yükselen piyasa ekonomilerinden hızlı fon çıkışları gözlendi. Dolayısıyla, Türkiye'nin kredi riski, piyasa faizi ve döviz kuru arttı. Birkaç rakam: Nisan ayının sonundan itibaren gösterge Hazine faizi hızla yükselmeye başladı.11 Mayıs 2004'te yüzde 33 oldu. Yarısı euro yarısı dolardan oluşan döviz sepetinin nisan başındaki değeri 1.46 lira kadardı. O da faizle birlikte hızla yükseldi. 11 Mayıs'ta 1.68, 21 Mayıs'ta ise 1.71 lira oldu. Merkez Bankası, bu hareketlerin kalıcı olmadığını düşündü ve kendi faizini yüzde 20 düzeyinde sabit tuttu.

Sonbahara girilirken küresel piyasalardaki risk algılaması azaldı. Ek olarak aralık ayında AB'nin Türkiye için alacağı kararın olumlu olacağı beklentisi yaygınlaştı. Gösterge tahvilin faizi eylül ayının başında tekrar nisan ayındaki düzeyine döndü. Döviz sepetinin değeri ise haziran ayından başlayarak bir süre 1.65 düzeyinde dalgalandı. AB'den çıkan olumlu kararla da birlikte 1.50'ye kadar düştü. Üstelik hem faizlerdeki hem de kurdaki geri dönüş, FED faizini artırıyorken gerçekleşti. FED Haziran 2004'ün sonundan başlayarak 0.25'erli artışlarla faizini 2005 başında yüzde 2.25'e yükseltti.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Havuz problemi 01 Ağustos 2018
Elbette zor ama mümkün 20 Haziran 2018
Bazı basit gerçekler 06 Haziran 2018