Fed Başkanı'nı rahatsız eden konular!
ABD Merkez Bankası Başkanı Bernanke'nin kredi krizi, sebepleri ve başında olduğu kurumun tavrına ilişkin değerlendirmeleri ilginçti: Pis kokulardan midesi bulanmış, büyük bir bunalım döneminin başkanı olmak istemediği için burnunu tıkamış!.. Bu sözleri duyunca doğal olarak merak ediliyor: Pis kokular dagıldımı yoksa midesi bulanmasın diye hala burnunumu tıkıyor? Finansal piyasalar bu pis kokulara rağmen nasıl bu kadar iyimser olabiliyor?.. Bir yıldır toksik kağıt olarak anılan teminatlandırılmış borç senetlerine, AAA kredi notu veren derecelendirme şirketleri konusunda benzeri bir durumun tekrarlanmaması için ne yapıldı? Kötü kağıtları sigortalayan şirketerin durumu ne oldu? Mali sektör ikinci piyasası kalmayan bu kağıtlar için gereken karşılığı ayırdı mı? Bütün bu yanlışların faturasını yanlışı yapanlarmı ödeyecek yoksa bu durumdan hiç haberi olmayanlara mı ödetilecek?..
Yukarıdakine benzer sorular mide bulandıran pis kokular konusunda genel bir fikir verebilir. Fakat asıl önemlisi pis kokuların bir daha ortaya çıkmaması için gerekli ve yeterli önlem alınmıyor ve krize neden olan hatayı yapanlar kurtarılırken faturanın geniş kesimlere çıkarılmaya çalışılıyor. Bu adaletsiz tercihler, finansal piyasalardaki iyimserliğin sebebi olur iken ahlaki çöküntünün genişlemesini önlemek adına gerekli çaba gösterilmiyor. Üzerinde çalışıldığı iddia edilen etkili düzenlemeler ise lafta veya kağıt üzerinde kalmaya mahkum olacak gibi görünüyor. Bu yılın ilk çeyrek döneminde devreye sokulan muhtelif kurtarma paketlerine rağmen kredi krizinin derinleşiyor olmasının sebebi, mali sektör ve finansal piyasalara yönelik güven bunalımının derinleşiyor olmasından kaynaklanmıştı.
adaletin gereği olarak yanlış yapanların cezalandırılması sistemin çökmesi anlamına geliyordu; bunu engellemek için pis kokulara katlanmak hatta onlarla yaşamaya alışmak gerekiyordu fakat kamuoyuna başka masallar anlatılmalı, geniş kesimlerin durumunu farkına varmasına izin verilmemeliydi. Menkul ve gayrimenkul şeklindeki varlık değerleri çökmüş, ve bilançolar batık hale gelmişti; güvenbunalımı derinleştikçe olumsuzluğun dozu da artıyordu. Öncelikle varlık değerlerindeki kaybın durdurulması ve kısmende olsa geri alınması, güvenbunalımının da terse çverilmesi gerekliydi! Merkez Bankası ve Hazine'nin yapabilecekleri yeterli olmayabilirdi, uluslararası koordinasyon ve medya desteği de gerekliydi... Bu süreçte ortaya çıkacak yan tesirlere katlanmak ve görmezden gelmek dışında bir seçenek yoktu!..
Durumunu korumak çabası içine mecburen giren güçlülerin işbirliği sayesinde, bu yılın ikinci çeyreğinde kayıplar kısmen geri alındı güven bunalımı yapay bir şekilde hafifledi. Fakat krizin başından itibaren gelir dağılımı ve rekabet koşulları büyük bir hızla olumsuzlaştı, faaliyet gelirleri daha seri bir şekilde geriledi. Ekonomik daralma, işsizlik artışı, sorunlu kredilerde tırmanış gibi faktörlerin etkisi ikinci plana atılmış görünse bile önemliydi ve durumu terse çevirmek mümkün değildi. Salt bu sebeple hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı, pis kokuların geniş kesimler tarafından algılanmasını sürekli bir şekilde engellemek olası değildi. Menkul ve gayrimenkul şeklindeki vralık fiyatları ile faaliyet gelirleri arasında olması gereken ilişki bir daha geri gelmemek üzere kaybolmuştu ve bu durumu spekületif çekicilik ile doldurmak, sistemik riski gerçekten azaltmak imkansız hala gelmişti.
Varlık değerleri düştükçe bilançolar yıpranmış kredi krizi derinleşmişti. Fakat tersi olduğunda, kısa vadede anlaşılması bir süre engellense bile, sistemik risk azalmıyor, fiyat hareketliliği belli bir düzeyin altına inmiyordu. Varlık değerlerinde yükseliş durduğunda kısa vadeli spekülatif yönlendirmenin doğal sonucu olarak kar satışları artıyor, belirsizlik tırmanırken güven bunalımı geri gelmeye kalkıyordu. Ayrıca varlık fiyatları yükseldikçe hammadde fiyatlarının da spekületif olarak yükselmesi kırılganlığı arttırıyordu. Esas sıkıntı şimdi başlayacak gibi görünüyordu; ekonomi daralır, işsizlik ve enflasyon artar, gelir dağılımı ve rekabet koşulları bozulur, Merkez Bankası ve Hazineler yıpranır iken mevcut durum nasıl korunacaktı. Böyle bir açmaza düşülmüş iken, adaletten yana olmak, ahlaki çöküntünün genişlemesini önlemek adına kararlı olmak nasıl mümkün olabilirdi ki?
Yanlış yapanları sistemin çöküşünü geciktirmek adına ödüllendiren bu anlayış sorunların ağırlaşmasını, pis kokuların yaygınlaşmasını önleyemez. Bu anlayışa izin veren örgütlenmiş sorumsuzluk geniş kesimlerin artan öfkesini dindiremez. ABD Merkez Bankası Başkanı muhtemelen korkuları ile tanışacak, zira midesi bulanmasın diye burnunu tıkaması geniş kesimlerin bu kokuyu almasını ve tepki vermesini engelleyemeyecek...