Fed algısında son durum ve piyasalar
Global Piyasalar FED algısına dair yaklaşan Kasım ayı toplantısını kafasında pas geçmiş gibi görünse de, Aralık ayında faiz artışı olacağına dair beklentiyi güçlendirmeye ve bunu fiyatlara yansıtmaya devam ediyor. Özellikle FED Başkanlarının ardı ardına şahin tonda açıklamaları, Yellen'in nispeten nötr kalan konuşmaları ile şimdilik dengelenir gibi görülse de, özellikle FED Başkan Yardımcısı Stanley Fischer'in aralık ayında kuvvetle ihtimal faiz artışı olacağına dair konuşmaları asıl belirleyici faktör olmaya devam ediyor.
Geçen senede herkes kafasında 2015'e FED'e dair algıyı ötelemişken Jackson Hole'de Fischer'in bu sene bir faiz artışı mümkün söyleminden sonra aralık ayında ölçülü bir adıma faiz artışının gelmesi bu asıl belirleyici faktör tezimizi destekleyen bir kriter olarak öne çıkmakta.
Özellikle son konuşmasında Fischer ; Faiz oranlarının uzun süre düşük kalmasının uzun vadede büyüme beklentilerini azalttığını savunurken "Düşük faiz oranları, ekonomiyi olumsuz şoklara karşı savunmasız bırakarak, resesyona neden olabilir" dedi. Fischer, ayrıca, düşük faiz oranlarının finansal kurumların sermaye tamponlarını kuvvetlendirmesini zorlaştıracağını vurgulayarak, bunun ülkede finansal istikrarı tehdit edeceğini kaydetmesi önemliydi.
Son gelen ABD sanayi üretiminin canlanma göstermeyed evam ederek tüketim malları ve yapı malzemeleri üretiminin etkisiyle 4 ayda 3. kez yükselmesi ve Ekonominin en büyük kısmını oluşturan hanehalkı harcamalarındaki oluşmaya başlayan istikrar da fabrikaların gelecek aylarda iyiye gideceğine ve ekonomik büyümeye katkıda bulunacağını düşündürüyor.
Bunun yanında ABD'de tüketici fiyatları beş ayın en hızlı artışını kaydederken , ABD Çalışma Bakanlığı'nın verilerine göre TÜFE Eylül'de %0.3, yıllık %1.5 ile beklentiye paralel arttı. TÜFE'de yıllık artış 2014 yılının Ekim ayından beri en yüksek artış oldu. Bu veriler Fed'in enflasyon hedeflerine yavaş yavaşda olsa yaklaştığına işaret etmekte.
Bunlara ek olarak Konut maliyetlerindeki yükseliş ve enerji fiyatlarındaki düşüşün sonlanmasıyla fiyatlar kademeli olarak yükseliyor. Faiz oranlarını geçen Aralık'tan beri artırmayan Fed yetkilileri için güçlenen enflasyon ve güçlü istihdam piyasası, yıl sonuna kadar faiz artışı için gerekçe oluşturuyor.
Burda asıl soru 2016 için bir kez daha ölçülü tek faiz artışında kalacak FED'in 2017 senesi içinde nasıl davranacağı. ABD seçimlerinin belirsizliği geçtikten sonra bu soruya biraz daha gerçekci bir cevap vermek mümkün olacak ama asıl etken Başkan Yellen'in ''gelecek veriler FED'in faiz arttırma sürecini belirleyecek '' sözünde saklı gibi.
Küresel büyüme riskleri , Avrupa bankacılık sistemine dair kaygılar , Çin ile ilgili riskler ,diğer büyük merkez bankalarının tavrı ve artan jeopolitik risklerde muhakkak FED için önemli olmaya devam edecek. FED bu global bahane başlıklarını ABD tarafında işlerin tam düzelmeme ve beklenenden erken oluşacak bir güçlü dolar riskine karşı kullanmaya devam edecektir.
Özetle FED'in sözlü yönlendirme yoluyla uzun süredir piyasalarda başarılı bir algı operasyonu yaptığını iyi biliyoruz. Ama son fiyatlamara baktığımızda Dolar Endeksi'nin 98.00'lere ulaşması , ABD 10 yıllıkların mevcut işlemlerde % 1.70 - 1.80 aralığına gelmiş olması ve SP500'in şimdilik 2.100 desteğine yakın durarak dalgalı işlemlerinüi sürdürmesi Temkinli olmayı gerektiriyor.
Piyasalar bir çok riske karşı her an hızla likit olmaya yakın hissi vermeye devam ediyor. Özellikle Dolar Endeksi'nin 96.00-97.00 desteği üzerinde kaldıkça 98.00 üzerinde teknik olarak 100.00'lere doğru gitme potansiyeli taşıması gelişen ülkeler tarafında ve özellikle içerde dolar-TL tarafında temkinli duruşu korumamız gerektiğini gösteriyor.