Farragut Jones sendromu

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ [email protected]

Yazının başlığındaki Farragut Jones sendromu aslında yok, uydurdum. İsimse 1957’de gördüğüm filmdeki bir karaktere ait. Olay Dünya Savaşı’nda Pasifik’te Amerikan denizcilerinin Japonlar işgal etmesin diye yerleştiği bir adada geçmektedir. Japonların adaya geleceği yoktur; keyifler yerindedir. Askerler arasında Farragut Jones diye ağzı bozuk, kendini küfürsüz ifadeden aciz bir de er vardır. Derken, adaya bir amiralin teftişe geleceği öğrenilir. Herkesi korku sarar: Ya amiral Jones’la konuşursa! Derhal eğitim faaliyeti başlar. Komutan ne sorarsa, nasıl cevap verilecek ezberletilir. Er Jones komutanın ziyaretine hazırlanır. Amiral gelir, Jones’la da konuşur. Jones her soruya mükemmel cevap vermektedir. Tam sohbet bitti sanılırken, Jones görevinden ve komutanından ne kadar memnun olduğunu kendine göre ifade eder. Böylece komutanlarını rezil eden hakiki üslubu da ortaya çıkar. 

Siyasetimizde Jones gibi davranan şahsiyetler eksik değildir. Bu zevat siyaseten doğru ama samimi his ve düşüncelerini ifade etmeyen kalıplarla konuşmayı öğrenmişlerdir. Ancak, sıkıntılı veya zor bir durumla karşılaştıkları zaman, asıllarına rücu etmekte, hissiyatlarını engellere takılmadan dile getirmekten kendilerini alıkoyamamaktadırlar. Bunun son örneğini MHP Milletvekili Yusuf Halaçoğlu verdi. Haberlere göre, kendisi Deniz Baykal’a Meclis başkanı seçimi turlarında sonuç çıkmazsa, MHP parti grubunun oyunu kullanmakta serbest bırakılacağını bildirmişti. Baykal HDP yanında bazı MHP oylarını alabilirse, bir ihtimal, başkan seçilebilirdi. MHP Başkanı Bahçeli son turda partisinin oylarını kendi adaylarına vermeye devam edeceğini açıklayınca, en yüksek oyu alan AKP adayı oldu; TBMM Başkanı seçildi. Baykal aldatıldığı kanısındaydı. Grubun serbest bırakılacağı bilgisini Halaçoğlu vermişti. Halaçoğlu olayı inkâr ettiyse de, inandırıcı olamadığını hissetti ve sanıyorum kendini temize çıkarmak için partisinin zaten dinsizlerin partisinden bir başkan seçmeyeceğini ifade buyurdu. Vatandaşı dinliler-dinsizler diye ikiye ayırmaktan, ana muhalefet partisini dinsiz ilan etmekten, dini siyasete alet etmekten ve ülke halkını kutuplaştırarak bölmekten kaçınmadı. Parti genel başkanının uyarısına rağmen hala da doğru yaptığında ısrarlı. 

Tek bir olay yaşasak, üzerinde durmayalım. Geçende İstanbul Valisi LGBT yürüyüşünü dini hassasiyetler gerekçesiyle yasakladı. Polis toplantıyı orantısız güç kullanarak dağıttı, ülkemiz dünyaya rezil oldu. Sonradan Valimiz muhtemelen uyarıldı, “izin almadılar” diye siyasi bakımdan daha kabul edilebilir bir mazeretin arkasına sığınmaya çalıştı. 

Yönetici kadrolarımızda incelikten uzak siyasi fikirlere sahip zevat sayısı az değil. Çoğu zaman görüşlerini saklasalar da, olaylar telakkilerini teşhir fırsatı yaratıyor. Biz de, amiralin Farragut Jones’u tanıması misali, kimlerce yönetildiğimizi anlıyor, üzülüyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019