Farklılaşmayı anlayamayanlara yazık olacak!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Geleceğe yönelik beklentilerin hızla bozulduğu ve korkuların büyüdüğü bir haftayı geride bıraktık. Finansal piyasalarımızda yaşanan kayıpların büyük ölçüde geri alınabilmiş olması ise kimseyi rahatlatamadı, kafa karışıklığını gideremedi. Olumsuzluğa sebep olan değişkenlerde herhangi bir düzelmenin söz konusu olmaması, daha olumlu düşünmeye izin vermedi. 

Küresel ölçekte riskten kaçınma eğilimini besleyen ve gelişmekte olan ekonomileri sarsan eğilimlerde, herhangi bir değişiklik yaşanmadı. Son bir haftalık dönemde başta petrol olmak üzere emtia fiyatları baskı altında kaldı ve Amerikan doları önemli paralara karşı güçlenmeye devam etti. ABD para otoritesinden gelen açıklamalar ise, şimdilik renk vermemeye çalışsalar da finansal piyasaları hayal kırıklığına uğrattı. 

Gelişen ekonomilerdeki Rusya merkezli sarsıntılara kayıtsız kalınması, petrol fiyatlarındaki düşüşün yaratmakta olduğu sıkıntıları görmezden gelerek fırsat olarak gösterilmeye çalışılması ve bankaların şok faiz artışına hazır olmaları çağrısı gibi söylemler hayal tacirlerini üzdü! Finansal piyasalar tarafından yapılan kısa vadeli hesaplar tümü ile bozuldu: Tam aksi yöndeki ifadeler ile günün kurtarılmasına destek verileceğini umanlar ne yapacağını bilemez hale geldi! Durum böyle olunca gelişen ekonomilerdeki finansal piyasaların, son birkaç iş gününde neden sakinleştiğini açıklamak kolay olamıyor! 

ABD Merkez Bankası riskten kaçınma eğilimini destekleyen eylem ve söylemlerde ısrarlı olmaya devam edecek gibi görünüyor. Bu koşullarda petrol fiyatının toparlaması, doların değer kaybetmesi ve likiditenin bollaşması gibi eğilimler pek olası görünmüyor. Başta Rusya olmak üzere gelişen ekonomilerdeki sakinleşmenin, geçici olma olasılığı çok güçleniyor. Mali sektör ve sermaye piyasaları, yılsonu bilançolarını olduklarından iyi göstermek adına bu gerçekleri görmezden gelmek zorunda kalmış olabilir! Fakat ocak ayının ikinci haftasından sonra nelerin yaşanabileceği konusunun, uykularını kaçırmaya başladığını hesaba katmak gerekebilir! 

Fiyatlanan veya görmezden gelinen yönleri ile birlikte değerlendirdiğimizde, 2015 yılına ilişkin beklentilerin belirgin bir şekilde olumsuzlaştığı dikkat çekiyor. Özellikle gelişen ekonomilerdeki durgunlaşma eğilimi hızlanacak, risk primleri artacak ve kredi notları gerilemek zorunda kalacak gibi görünüyor. Beklentilerdeki bozulmaya paralel olarak yeni finansal sarsıntıların yaşanması, güvensizlik ve kırılganlık algılarının daha belirleyici olması olasılıkları güçleniyor. Ayrıca küreselleşmenin yerini kademeli olarak korumacı eğilimlere bırakması ihtimali artacak ve olumsuz beklentileri destekleyecek gibi görünüyor! 

Bir yanda yeni bir dünya düzeni ihtiyacının artması ve uzlaşmazlıkların keskinleşmesi, diğer yanda ise sürdürülebilir olmayan eğilimler konusunda yolun sonuna yaklaşılmış olması sıkıntı yaratıyor; biri diğerinin yolunu kesiyor ve böyle devam edemez öngörüsü ön plana çıkmaya başlıyor. Finansal piyasalar günün kurtarılması adına, orta ve uzun vadeli siyasi hesapların bir kez daha rafa kaldırılmasını umuyor, jeopolitik gerginlikleri ve sonuçlarını görmezden geliyor; fakat belki de çok uzunca bir süredir ilk defa istediğini alamıyor! Durum böyle olunca ekonomideki sürdürülebilir eğilimlerden sonra, kırılma sırasının finansal piyasalara gelmiş olabileceğini hesaba katmak gerekiyor olabilir! 

Bazı kesimler ise ABD’nin her konudaki eylem ve söylemleri ile Rusya’yı yalnızlaştırmaya ve Almanya’nın parasal genişleme aleyhindeki direncini kırmaya çalıştığını iddia edebilir. Bu durumda sormak gerekiyor: Rusya’nın diğer gelişen ekonomilere istikrarsızlık ihraç etmesi nasıl önlenecek ve başarısız olunması durumunda neler yaşanacak? Bozulan nimet-külfet dengesi nedeniyle özel tasarrufl arı yönlendirebilmenin zorlaşması önemsiz bir gelişme midir? Başta Rusya olmak üzere gelişen ekonomilerin sert bir şekilde sarsılması Almanya ve AB’nin tercihlerini tabi ki etkiler; yalnız parasal konulardaki tercihler değil tümü bu durumdan etkilenebilir! 

Özetle söylemek gerekir ise önümüzü göremiyoruz. Belirsizlik ve kırılganlığı çok yüksek, olağandışı bir döneme girdik. Koşullar risk almanın getirisini hızla azaltıyor veya cezasını büyütüyor iken, durumun farkında olanların kimseyi dinlemeden başının çaresine bakmaya çalışarak riskten kaçınmaya çalışacağını görmek gerekiyor!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar