Farklılaşan küresel olumsuzluklar ve tahvil ihracamız

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Küresel eğilimler ve jeopolitik gerginliklere ilişkin belirsizliğin azalmadığı bir süreçten geçiyoruz. Bu duruma bağlı olarak riskten kaçınma eğilimi biraz daha fazla hissediliyor ve fiyat oynaklıklarında, artış yönlü sinyaller belirginleşiyor. Sakinleştirme amaçlı iyimser değerlendirmelerin etkisi giderek azalıyor. Son haftalarda gündemin üst sıralarına ipotek koymuş konular arasındaki yer değişimleri, bakış açılarını değiştiremediği için risk taşıyanları rahatlatamıyor.

Ticaret savaşları konusu, olumlu yönde somut bir gelişme yaşanmamış olmasına rağmen biraz daha geri plana kaymış gibi görünüyor. İran’a yönelik yaptırımlar konusu, Kasım ayı yaklaştıkça daha ön plana çıkması gerekirken etkisini sınırlama amaçlı sessiz çabalar dikkat çekiyor. Dolar faizlerine ilişkin beklentiler, tetikleyebileceği sıkıntılar kısmen görmezden gelinerek daha fazla konuşuluyor. Yaklaşan seçimler öncesinde, ABD yönetimi sergilediği gerginlik şovunu bir ölçüde farklılaştırıyor. Bu türden gelişmelere rağmen, Ocak aynın son haftasında sahne alan türden satış baskıları küresel piyasaları etkiliyor. Söz konusu gelişmeler, gündemin yapay bir şekilde kontrol altında tutulmaya çalışılmasından veya algıları farklılaştırarak yönlendirmek girişimlerinden etkilenmiş olabilir. Fakat belirsizliklerin azalmadığı kesin!

ABD'de para politikasıyla ekonomiye müdahele edilecek

ABD Ekonomisindeki eğilimler, küresel açıdan olumlu düşünmeyi zorlaştırıyor. Büyüme ve istihdam konusundaki veriler, para politikası yolu ile ekonomiye müdahale etmeye devam edileceği beklentisini güçlendiriyor. Kısa vadeli faizlerin 2020 yılında yüzde 4 düzeyinde dengelenebileceği endişesi, küresel beklentileri etkileyerek riskten kaçınma eğilimini besliyor.
Ticaret savaşları konusunun şimdilik daha fazla kaşınmaması, kısmen yadırganıyor! Eğer bazı kesimlerin iddia ettiği gibi Kasım seçimlerini etkilemeye yönelik taktik bir yaklaşım olsa idi, gerginliğin azalmaması beklenirdi! Bu durumda ya evdeki hesabın çarşıya uydurulamadığı için kısmen geri adımların zorunlu hale geldiği veya seçimden sonra tekrar gerginlik konusu olarak geri döndürüleceği düşünülebilir. İran yaptırımlarına ilişkin gelişmeler de, ticaret savaşlarının nasıl bir gelişim sergileyeceği konusunda etkili olabilir.

ABD Yönetiminin bazı söylemleri arasındaki çelişkiler, küresel düzeni oluşturan kurumsal yapının önünü görebilmesini engellemeye devam edecek ve riskten kaçınmayı destekleyebilecek gibi görünüyor. Bir bakıyorsunuz para politikasındaki benimsenmiş yaklaşımı eleştiriyorlar, bir bakıyorsunuz para politikasının daha fazla sıkılaşmasını gerektirecek gerginliklerden vazgeçmeyecekleri yönündeki eylemlerine yenilerini ekliyorlar! ABD Yönetiminin,1987 yılında Rusya ile imzaladıkları orta menzilli füze anlaşmasından çekileceğini açıklaması beklentileri olumsuzlaştırıyor.

Bu yazıda özetlemeye çalıştığımız küresel koşullar, geçen hafta içinde Hazinemizin yaptığı uluslararası borçlanmanın sorgulanmasını gerektiriyor. Belirsizlik azalmıyor ve riskten kaçınma eğilimi güçleniyor ise, nasıl oluyor da ihraç rakamının üç misli talep gelebiliyor? Basına yansıyan bazı detaylar, söz konusu tahvil ihracının basına yansıtıldığı kadar başarılı olmamış olabileceğini ve gelen talebin gerçeği yansıtmadığını düşündürüyor!

Güçlü talep gelseydi risk primi düşerdi

Ekim ayı başından bu yana ülkemizin beş yıl vadeli uluslararası risk primi 360 ile 410 baz puan arasında dalgalanmıştı; eğer gerçekten çok güçlü bir talep gelmiş olsa idi, ihalede ortaya çıkan risk priminin, söz konusu aralığın dip seviyelerinde veya daha altında gerçekleşmesi beklenirdi. Oysa yapılan satışta ortaya çıkan risk primi 450 olmuş; yani ikinci piyasadaki risk değerlerine uygun getiri oranlarından yeterli talep gelmemiş, taahhüt edilen satışın yapılabilmesi için getiriler yükseltilmiş ve aracılar fonlama desteği ile talebi yukarı yönde zorlamak durumunda kalmış! Almaya niyetli olmayanlara attırılan zarflar aracılığıyla, algılarla oynama çabası ön plana çıkmış ve fiili durum gizlenerek profesyonel olmayanların beklentileri yönlendirilmeye çalışılmış.
Oldukça zorlu bir dönemden geçiyoruz! Her tarafı saran küresel olumsuzluklara ve iyimserliğe olan aşırı bağımlılıklara rağmen, nasıl olup ta sorunlarımızı piyasa kuralları içinde kalarak çözebileceğimizi bilemiyoruz!


Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar