Farklı bir FOMC olabilir
Gündeme bir anda düşen Musul-ISID konusu BIST ve TL üzerinde çok sert bir harekete neden olurken global hisse fiyatları, altın ve petrol henüz büyük bir jeopolitik gerginliği fiyatlamış değil.
IŞID hareketinin de sadece belli sayıda militan grupların değil geniş ölçüde bir Sunni hareketi olarak değerlendirilmesi gerektiği yönünde yorumlar da artıyor. IŞID Musul’u aldığı kuvvetlerle mi ilerliyor yoksa girdiği bölgelerde yerleştirdiği birlikler mi harekete geçiyor sorusunun cevabı çok kritik. Cevap ilk seçenekse Bağdat söz konusu olamaz ancak ikinci ise ISIS ilerlerken küçülmüyor demektir. Dahası birkaç bin kişilik bir terör hareketinden daha fazlası yani tabana sahip bir etnik isyan da yaşanıyor olabilir.
İlk satırlarda da belirttiğim gibi global fiyatlamalara bakarsak bu konunun piyasalar açısından henüz ekonomik çıkarları tehdit eder boyuta gelmediğini söyleyebiliriz. Piyasaların gelişmeleri ne ölçüde önceden kestirip fiyatlayabildiğini göreceğiz.
Büyük bir jeopolitik şoku bir kenara bırakırsak gelmesi bir muhtemel darbe için en büyük aday her zaman olduğu gibi FED. Hafta başında açıklanan JOLTs verisi yani açık pozisyon sayısı 2007 seviyesine erişmiş durumda. Toplam istihdam da 2007 zirvesini son açıklanan veri ile aştı. Elbette istihdamın kalitesi 2007’ye oranla daha zayıf. Ancak 2007 dönemi de zaten baz teşkil edecek bir dönem değildi. Tüm sorunlara rağmen ABD istihdam piyasaları toparlanmayı sürdürüyor. Bu nedenle 18 Haziran toplantısı ile FED’in piyasaları şaşırtacağını düşünüyorum. Bu toplantıda 3 alternatiften birisi karşımıza çıkabilir:
1- İstihdam'ın durumu ile ilgili cümlenin daha kuvvetli bir görünüme işaret edecek şekilde değiştirilmesi
2-Sadece GDP değil işsizlik ve enflasyonla ilgili tahminlerin revize edilerek açıklanması
3-"Önceden belirlenmiş bir doğru" üzerinde gitmediği belirtilen Varlık Alımı programında indirim miktarının arttırılması.
Bu 3 gelişmenin de fiyatlanmadığını düşünüyorum. Yukarı trend içinde olan ancak uzun süredir belirgin bir düzeltme kaydetmeyen ABD endeksleri bu tip bir değişikliğe satışla tepki verecektir. ABD 10 yıllıklarında ise yüzde 2.65 seviyesi aşılmalı. Aksi taktirde yeniden yüzde 2.40’a doğru bir hareket görmemiz söz konusu olacak. Altın ise elbette jeopolitik gelişmelerden etkileniyor. Ancak bir habere bağlı yükselişler, Ukrayna örneğinde olduğu gibi, kalıcı olmayacaktır. Altının yükselişi düşük reel faizler, artan vergiler ve sosyal sorunlardan kaynaklanacak. ECB kararları sonrası uygulamaya Çarşamba günü geçildi ve eksi faiz dönemi başladı. Hemen ertesinde bankaların daha önce yüzde 0.0 faiz aldıkları depozito hesabındaki miktarı eksi faizle beraber 39 milyar eurodan 13 milyar euroya indirdiğini gördük. Cari hesapta ise 14 milyar euro civarında bir artış var.
Son olarak 9 Mayıs'ta nedenleri ile belirttiğim gibi MSCI endeksinde G. Kore (ve Tayvan) sınıf değiştiremedi. Dahası daha önce yükseltilmek için göz altına alınan her iki ülke de bir nevi “downgrade” edilerek takipten de çıkartıldı. Mayıs yazımda paylaştığım kritik iki noktada yapılan reformlar yetersiz.