Fakirliği yenmek, kadınların eğitiminden geçiyor
Hikaye Zimbabve’nin bir köyünde geçiyor. Su ve elektriğin olmadığı gibi, yarına dair umudun da olmadığı; sadece erkek çocukların okula gönderildiği, kız çocukların ise daha çocuk yaşlarda evlendirildiği bir köy. Hikayenin kahramanı Tererai adında bir kız çocuğu. Ağabeyinin kitaplarından okuma-yazma öğrenen, gizlice onun ödevlerini yapan ve sonunda Afrika’daki diğer kız çocukları gibi 11 yaşında evlendirilen bir kız çocuğu.
18 yaşında 3 çocuk annesi olan Tererai’ın hayatı, Afrika’yı ziyaret eden Heifer International’dan Jo Luck’ın sorusu ile tamamen değişiyor. “En büyük düşünüz nedir?” sorusuna Tererai’ın verdiği cevap şu: “Adım Tererai. ABD’ye gitmek ve eğitim almak istiyorum. Master ve doktora yapmak istiyorum.” Jo Luck’un tepkisi ise oldukça cesaret verici: “Eğer bunları istiyorsan, yapabilirsin.”
Tererai, hayallerini gerçekleştirmeyi başardı. ABD’ye gitti, lise, üniversite, master ve doktora derecelerini tamamladı. Ülkesine geri döndü ve kız çocuklarına eğitim fırsatı yaratmak üzere çalışmaya başladı. Üzerinde “imkansız yoktur” anlamına gelen “Tinogona” yazılı t-shirtler tasarladı. Hedef, bunları satarak okul kurmaktı. Bir gün, dünyanın en fazla kazanan televizyoncularından biri olan Oprah Winfrey’den bir telefon geldi. Bu telefon Oprah Winfrey Vakfı’ndan 1.5 milyon dolarlık bir bağış anlamına geliyordu. Bu bağışla Zimbabwe’de dokuz okul inşa edildi. Tererai bu sayede, sadece kendi hayallerini değil, kendisi ile aynı kaderi paylaşan 4 bin çocuğun da hayallerini gerçekleştirmiş oldu.
Bugün Zimbabve’de eğitimde fırsat eşitliği sağlamak üzere çalışmalar yürüten Tinogona Vakfı’nın kurucusu olan Dr. Tererai Trent, Sabancı Vakfı’nın bu yıl yedincisini düzenlediği “Filantropi Seminerleri”nin konuşmacılarından birisiydi. “İmkansızı Zorlamak / Challenging The Impossible” başlıklı seminerde, hayat hikayesini anlatan Dr. Trent, dünyadaki fakirlik çemberini kırmanın tek yolunun eğitimden geçtiğine inanıyor ve bakın neler söylüyor:
“Sadece hayallerine inanan bir kadınım”
“Annem, hayallerimi bir kağıt parçasına yazmamı ve bunu bir kayanın altına gömmemi istedi. ‘Eğer hayallerine inanırsan, bunlar filizlenir, büyürler’ dedi. Eğitimsiz kadınlar için hayat çok zor. Bugün dünya genelinde okuma-yazma bilmeyenlerin sayısı 800 milyonun üzerinde. Bunun çok büyük bir bölümünü kız çocukları ve kadınlar oluşturuyor. HIV virüsü taşıyanların sayısı 34 milyon. Bunun 23 milyonu Afrika’da. Bu 23 milyonun yüzde 60’ını kadınlar oluşturuyor. Kadınların bu virüsü kapmasının en büyük nedeni, çocuk yaşlarda evlendirilmeleri. Dünya nüfusu 7 milyara ulaştı ve hızla artıyor. Kadınlar eğitim alırsa, bu sayı azalacak. Ben eğitimsiz bir kadın olarak, 18 yaşıma kadar 5 çocuk doğurdum. Eğitim almış olsaydım, 1 ya da 2 çocuğum olurdu. Bugün Zimbabve’de 4 bin çocuğa eğitim fırsatı sunuyor olmak, toplumun, kız çocuklarının eğitiminin ne kadar önemli olduğunu anlaması açısından çok önemli. Beni bir inek karşılığında evlendirdiler. Ben ise eğitim hayali kurdum ve bunu gerçekleştirmek zor olsa da, asla vazgeçmeden, hayalime ulaştım. Ben olağanüstü bir insan değilim, sadece hayallerine inanan bir kadınım.”
Sosyal değişim için, imkansızı zorlamak gerekiyor
Seminerin bir diğer konuğu ise, erken yaşta evliliklerin sona erdirilmesi konusunda birçok çalışmaya liderlik eden Hollanda Prensesi Mabel van Oranje oldu. Mabel van Oranje, “Girls Not Brides” (Uluslararası Çocuk Gelinler) platformunun başkanlığını yürütüyor. “Sosyal değişim için, imkansızı zorlamak gerekiyor” diyen van Oranje, imkansızı gerçek kılmak için, büyük bir değişim vizyonu gerektiğini ifade ediyor.
Dünyanın her yerinde ve her dinden kız çocuklarının 18 yaş altında evlenmeye mecbur bırakılabildiklerine dikkat çeken van Orange, çocuk evliliklerinin insan hakları ihlali olduğu gibi, küresel fakirliğe yol açan en önemli unsurlardan biri olduğunu da vurguluyor.
Birleşmiş Milletler verilerine göre, Türkiye’de kız çocuklarının yüzde 28’i, 18 yaşından önce evlendiriliyor. “Çocuk gelinler”in sayısının yüksek olmasının dört temel nedeni var: Cinsiyet eşitsizliği; ekonomik sebepler; toplum baskısı ve aile onuru.
Van Orange, işte bu noktada, Nelson Mandela’nın eşi Graca Machel’in sözüne dikkat çekiyor: “Gelenekleri erkekler yaptı. Erkekler değiştirebilir.”
Peki çocuk gelinleri engellemek için ne yapmak lazım? Van Orange’nin görüşleri şöyle: “18 yaş altı evlilikleri yasaklayan yasalar konmalı ve bunlar uygulanmalı. Kızların eğitim almasını destekleyecek teşvikler konmalı. Toplum, çocuk evliliklerinin zararlı olduğu yönünde bilinçlendirilmeli. Bu konudaki gerçek veriler toplumla paylaşılmalı. Bu konu tabu olmaktan çıkartılmalı. Etiyopya’da bir çocuk anne, kendi kızlarını okula göndermeyi; istedikleri zaman, istedikleri kişiyle evlenmelerini hayal ediyor. Bu imkansız değil. Sadece bir nesil sonra, bu sorunu çözmüş olabiliriz.”
18 yaşına kadar eğitim en temel insan hakkı
Yazıyı Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın çok önemli notu ile bitirmekte fayda var: “Kız çocuklarının en az 18 yaşına kadar okumaları gerekli. Bu en temel insan hakkıdır. Böylece onlara kendi hayatları hakkında karar verebilmeleri ve sağlıklı tercihler yapabilmeleri için gerekli olgunluğa erişme hakkını vermiş oluruz.”