Faizli yatırım araçları (1)

Emrah LAFÇI
Emrah LAFÇI Ekonominin Doğası [email protected]

Ekonomi politikaları değiştikçe ilgili dönemin gözde yatırım araçları da de­ğişiyor. Hele Türkiye gibi politikaların çok sert ve hızlı değiştiği bir ülkedeyseniz ya­tırım krarlarınızı bu değişikliklere adapte edemezsiniz maalesef sonuç hüsran olabi­liyor. Bunun en tipik örneğini son dönem­lerde bireysel emeklilik sistemine ilişkin yaptığım sohbetlerde aldığım şikayetlerde görüyorum.

Özellikle faizlerin son birkaç yılda baş döndürücü bir hızda değişmesi yatırımcıların kafalarını çok karıştırmış durumda. Sadece faiz değil TL’nin değeri yani doların seviyesi konusunda da doğal olarak kafa karışıklıkları var. Normalde bir ülkenin politikaları bu kadar gel-gitli ol­mamalı ve insanlar paralarının alım gücü­nü korumak için bu kadar çaba sarf etme­meli. Vakıayla kavga olmaz diyerek biraz da olsa kafa karışıklıklarını gidermeye ça­lışayım bu yazıda.

TL cinsinden faizli getiri sağlayabilece­ğimiz birkaç tane enstrüman var. Bunlar­dan en tipik olanı TL vadeli banka mevdu­atları, diğeri tahvil ya da bono, diğeri de pa­ra piyasası fonları.

Vadeli mevduat

Vadeli mevduatı anlamak diğerlerine göre nispeten daha kolay. Bankaya paranı­zı belli bir faiz karşılığında, belirli bir va­de için yatırıyorsunuz. Vadenin sonunda da ana paranızla beraber faizinizi alıyor­sunuz.

Burada kritik olan unsurlardan bi­ri vade boyunca paraya dokunamamanız. Diğeri de vadeye göre faiz oranlarının ve vergi oranlarının farklılaşması. Aslına ba­karsanız yukarıda saydığım enstrüman­ların hepsi bir borç alacak ilişkisi. Vadeli mevduatta da mudi bankaya borç veriyor.

Normalde borç alacak ilişkisinde vade ne kadar uzun olursa borcun geri ödenme ris­ki o kadar yüksek olur ve alacaklı bu ris­ki kompanse etmek için daha yüksek faiz talep eder. Peki şu an­da Tür­kiye ’deki mev d u a t faizlerinde durum böy­le mi?

De­ğil. Gün­cel oranlara göre faiz­ler, 1 aylık %48, 3 aylık %46, 6 ay­lık %44 ve 1 yıllık %41 seviyelerinde. Ne­den vade uzadıkça faiz düşüyor peki? Çünkü yılın ilerleyen dönemlerinde enflasyonun düşmesiyle birlikte faizlerin de düşmesine ilişkin bir beklenti var. Zaten Merkez Ban­kası’nın yönlendirmelerinden de bunu net bir şekilde görüyoruz. Merkez Bankası’nın güncel politika faizi %47.5. Dikkat ederse­niz bu oranla kısa vadeli mevduat faizi bir­birine çok yakın.

Olması gereken de zaten bu. Aralık 2024’te 2.5 puanlık ilk faiz in­dirimini gördük. Piyasanın baz senaryosu 2025’teki 8 toplantının her birinde 2.5 pu­anlık faiz indirimine gidilmesi. (Ben daha yavaş bir indirim süreci olacağını düşünü­yorum!) Diyelim ki piyasanın beklediği gi­bi oldu ve aylık vadeli mevduat faizlerin­de de aynı oranda bir değişim oldu. O halde 2025’te aylık mevduat faizleri aşağıdaki şe­kilde gerçekleşecek;

Kısa vade mi, uzun vade mi?

Burada soru şu; “Yukarıdaki faiz oran­larına göre her ay mevduatımı yenilerim ve düşen faiz oranları olsa da aylık vade­li mevduattan vazgeçmem!” mi dersiniz? Yoksa; “Yıllık %41 yıllık faiz benim için daha cazip mi dersiniz?” (6 aydan kısa va­deli mevduatta %10 stopaj, 1 yıllık mevdu­atta %7.5 stopaj olduğunu da not düşelim)

Bu sizin faiz indirimlerine ilişkin bek­lentinize, paranıza hangi periyotta ihti­yacınız olduğuna göre değişir. Ama yuka­rıdaki hesapta aylık mevduat tercih et­menin bileşik getiri avantajı olduğunu da unutmayın. Yani her ayın sonunda ana pa­ranıza eklenmiş faizle birlikte oluşan yeni bakiye üzerinden faiz getiri elde ediyorsu­nuz. Hem faizlerdeki düşüşün yavaş ola­cağına dair beklentim, hem esnekliği, hem de bileşik getiri avantajı nedeniyle kısa vadeli mevduat daha avantajlı gözüküyor. Bu konuya önümüzdeki hafta borçlanma araçları ve para piyasası fonları üzerinden devam edeceğim.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Bir beka meselesi: ekonomi 12 Aralık 2024