Faizlerdeki kalıcı iyileşme hisse senedi risk primlerini düşürüyor

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

 hakan_tezcan.jpg

 

2012 yılının zirve seviyelerini Eylül ayı ortalarında gören gelişmiş ve gelişmekte olan ülke borsaları, söz konusu tarihten itibaren son 7 haftadır bir hafta düşüyor, bir hafta ise yükseliyor. Küresel hisse senesi piyasalarındaki bu dalgalanma, acaba yeni bir taban oluşumu sürecine mi, yoksa yükselişlerin sona erdiği bir dağıtım evresine mi işaret ediyor. En son söyleyeceğimizi en başta söyleyelim: Biz yeni bir taban oluşumu sürecine işaret ettiği kanısındayız. Yaşanan bu dalgalanmayı, yılbaşında itibaren güçlü bir yükseliş kaydeden hisse senetleri piyasalarına gelen tipik kâr satışları olarak değerlendiriyoruz. ABD başkanlık seçimi sonrasında "mali uçurum" kaygılarının ön plana çıkması ve Yunanistan ile İspanya belirsizliklerin devam ediyor oluşu, yatırımcıların şu dönemde riskten kaçış eğilimini güçlendirmiş görünüyor. Ancak bu kâr satışı sürecinin ana yükseliş trendini bozacak ölçüde uzamasını veya derinleşmesini beklemiyoruz.
Çünkü madalyonun diğer yüzünde faiz oranlarındaki gerilemenin devam ettiğini gözlüyoruz Likidite bolluğu içindeki küresel sermayenin sabit getirili varlıklara hücum etmesi, faiz oranlarının genel düzeyini tarihi dip seviyelere indirmiş durumda. Hatta önde gelen bazı ülkelerin 1-2 yıllık vadelerde negatif faiz ile bile borçlandıkları oluyor. Bu durum güvenli limanlara sığınma ve riskten kaçınma eğilimi olarak da nitelendirilebilir, belki. Ancak yatırım yapılabilir kategorinin altında yer alan hurda (junk) statüsündeki bonolar tarafında da aynı durumun yaşanıyor olması, ilk tespiti doğrulamıyor.
Getiri arayışının had safhada oluşu nedeniyle örneğin ABD'de risksiz faiz oranı ile hurda statüsündeki bonolar arasındaki faiz makası 531 baz puana kadar gerilemiş durumda. BoA Merrill Lynch US High Yield Master Endeksine göre şu anda hurda statüsündeki bonoların faiz oranı %7.0 seviyesinde ki, bu oranlar son on yıl içinde yüksek yatırım yapılabilir notuna sahip şirketlerin bile arayıp da bulamadığı oranlar... Hurda statüsünde yer alan şirketlerin temerrüde düşme oranları da şu dönemde %3.0 ile tarihi ortalamalarının yarısı ölçüsünde düşük seyrediyor.
Sonuç olarak faizlerin genel seviyesinin, Fed'in izlemekte olduğu ve ECB'nin de Draghi sonrasında peşine takıldığı parasal genişleme politikalarının desteğinde ön görülebilir ufukta düşük kalmayı sürdüreceğini tahmin ediyoruz. Türkiye'nin ise
 Fitch sonrasında yeniden kazandığı yatırım yapılabilir ülke statüsünün Moody's ve S&P tarafından da teyit edileceği beklentisi içinde içerde faiz oranlarını baskılayacağını öngörüyoruz. Ayrıca bu kapsamda TCMB Başkanı Başçı'nın iki gün önceki açıklamalarını, faiz koridorunun alt bandında bir indirim sinyali olarak okuyoruz. Faiz oranları tarafındaki bu kalıcı iyileşme sürecinin ise giderek hisse senedi risk primlerini düşürmesinin kaçınılmaz olacağını düşünüyoruz. Böyle baktığımızda da yılbaşından itibaren %55 yükselmiş olmasına rağmen, İMKB için düşen hisse senedi risk primlerine balı olarak yeniden AL raporlarının hazırlanmaya başlayacağına inanıyoruz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017