Faizlerdeki genel gerileme eğilimi sürüyor
Mevduat ve kredi faizleri geçen yıl zirve oranlara eylül-ekim aylarında ulaştı. Daha sonra düşüş başladı. Geçen yıl sonuna gelindiğinde tüm kredi ve mevduat faizlerinde eylül-ekim aylarındaki oranların epeyce altına inilmişti.
Faizlerdeki düşüş eğiliminin bu yıl da sürmesi sürpriz olmayacaktı. Çünkü ekonomi büzülmenin ötesine geçmiş ve daralma başlamıştı.
Sanayi üretimi 2017’nin aynı dönemine göre azalıyordu, ticari faaliyetlerde bir yavaşlama vardı; bütün bunların sonucu olarak da büyüme hızında belirgin bir gerileme ortaya çıkacağı anlaşılıyordu. Yapılan hesaplamalar geçen yılın son çeyreğinde büyümenin negatif en az yüzde 5 geleceğine işaret ediyordu.
Ekonomi yeni bir yıla girilince üstündeki ölü toprağını bir anda atacak ve şaha kalkacak da değildi. Ekonomideki daralmanın bu yılın ilk yarısında da devam edebileceği dile getiriliyor, tahminler bu yönde yoğunlaşıyordu.
Ekonomik aktivitenin yavaşladığı, hatta gerilediği bir süreçte, üstelik bu dönemde bir de enfl asyon yüksek seyrediyor, yani ekonomi iyiden iyiye kıskaca girme eğilimi gösteriyorsa krediye olan talep artacak değildi ya...
Türkiye bunu yaşıyor. Ekonomi küçülüyor, tüm kesimler işlerin ne zaman normale döneceği sorusuna yanıt bulmaya çalışıyor ve tüm işler, tüm atılımlar adeta askıya alınmış bir şekilde bekleniyor.
Böyle bir dönemde kredi talebinin artması söz konusu olabilir mi?
Böyle bir dönemde kredi talebi neredeyse yerinde sayarken istisnai krediler dışında genel olarak faizlerin artması beklenebilir mi?
Oranlara da yansıyor
Tüm bankalar ortalaması itibarıyla kredi ve mevduat faizlerinin nasıl seyrettiğini bir kez daha bilginize sunmak istedik. Son veriler 11 Ocak gününe ait.
Aralık sonundan 11 Ocak’a kadar olan dönemde faiz ihtiyaç kredisi ile taşıt kredisi dışında kalan tüm kredi türlerinde geriledi. Zaten bu iki kredi de ticari faaliyeti simgelemiyor.
Asıl bakılması gereken ve ekonominin gidişatına ilişkin temel gösterge olan ticari krediler. 11 Ocak itibarıyla aralık sonuna göre ticari kredi faizinde tüm para cinslerinde düşüş var.
Mevduat faizi de düşüyor
Kredi faizlerindeki eğilim mevduat faizlerinde de kendini gösteriyor.
TL, dolar ve euro cinsi mevduattaki ortalama faiz oranı da 11 Ocak itibarıyla geçen yıla göre gerilemiş durumda.
Faizin düşmesi iyi de bu düşüşün nedeni önemli
Bir kere şu saptamayı yapmak gerek. Düştüğünü söylediğimiz kredi ve mevduat faizleri aslında hala çok yüksek.
Baksanıza kredi faizleri hala yüzde 25’in altına indirilememiş, mevduat faizi de yüzde 20’nin.
Faizler bir miktar daha gerileyecektir ama hiç kimse mevcut oranların çok aşağılara ineceğini beklemesin. Hele hele bu yıl tek haneli faiz göreceğimiz hiç umulmasın.
Böyle bir durumda faizin bir kat kadar üstünde seyredecek olan enflasyonu nasıl izah edeceğiz?
★ ★ ★
Kredi ve mevduat faizinin yüksek olması tabii ki istenmez. İnşaat yaparken aldığınız çimentonun, demirin fiyatının yüksek olması nasıl bir maliyet artışı demekse, fabrika kurarken aldığınız makinenin yüksek fiyatı nasıl maliyeti artırırsa, tüm bu faaliyetler için gerekli olan paranın maliyeti olan faizin yüksekliği de kötüdür; yatırımı, üretimi, büyümeyi baltalar.
Şu durumda faizin düşmesinden memnun olmak gerekir. Ama bu koşullarda değil!
Çünkü bizde son dönemde yaşanan düşüşün nedenleri farklı.
Ekonomi darboğazda, bankalar açtıkları kredinin geri döneceğinden kaygılı, kredi kullandırmaya pek gönüllü olamıyorlar.
İş alemi kredi kullanmaya pek hevesli değil, herkes bekle gör politikası izliyor.
Vatandaş bu oranlardan kredi kullanmaya yanaşamıyor, gelecek kaygısı çok fazla.
Bankada para var; bu paraya piyasanın ihtiyacı var; ama ne banka kredi açmaya gönüllü, ne piyasa kredi kullanma cesaretine sahip.
Biz önce sisi dağıtabilelim, enflasyon düşsün, bunu faiz izlesin ve çarklar sağlıklı dönmeye başlasın ki bu faiz düşüşünün bir anlamı olsun.