Faizler ve olumsuzlaşması önlenemeyen beklentiler!
Geride bıraktığımız hafta içinde, yaklaşık on yıl süren çok düşük faiz döneminin sona erdiği anlamına gelebilecek bir gelişme yaşadık. ABD Merkez Bankası kısa vadeli faiz oranlarını yükseltmeye başladı; devamında Şili ve Meksika gibi gelişen ekonomiler de, türdeş hamleler yaparak bu olumsuz sürece eşlik etmek zorunda kaldı. Tepki veremeyenler sakin kalmaya çalışmak dışında bir şey yapamadı; bu durumun ne anlama geldiği, beklentileri daha fazla olumsuzlaştırmamak adına pek tartışılmadı.
Ülkemizde de para otoritesinin yukarıda özetlediğimiz gelişmelere bağlı olarak, faizleri yükseltebileceği yönündeki öngörüler yeniden fırına verildi; gelişmelerin kontrol dışına çıkmasını önleyerek yılsonu bilançolarının olduğundan daha iyi görünmesi hedeflendi! Bu aşamada sormak gerekiyor: Merkez Bankamız faizleri yükseltebilir mi? Bu yöndeki bir tercih genel durumun daha kötüye gitmesini önleyebilir mi? Yukarıdaki sorulara isabetli yanıtlar verebilmek için fiili durumu netleştirmek gerekiyor. Bu yılın üçüncü çeyrek döneminde mevduat ve kredi faizlerinin seri bir şekilde yükseldiğine ve sonrasında gerileyemediğine tanık olduk; söz konusu oranlar ile para otoritesinin ortalama fonlama faizi arasındaki fark hızla açıldı; para otoritesi piyasanın çok gerisinde kaldı ve eğilimler üzerindeki belirleyiciliği azaldı, ekonomimize ilişkin kırılganlık algısı güçlenmeye devam etti.
Yüzde 14’ün üzerini zorlayan mevduat ve yüzde 15-20 bandına yerleşen kredi faizleri iyi şeyler söylemiyor! Çok ciddi bir kaynak sıkıntısı yaşanıyor ve aktarım mekanizmaları çalışmıyor! Söz konusu oranlar ciddi bir yan tesir yaratmadan gerileyemediği sürece olumlu düşünmek olanaksızlaşıyor. Merkez Bankamızın tepkisel olarak yapacağı faiz yükselişlerinin, durumu tersine çevirmesi beklenmiyor; tam aksine mali sektörün fonlama maliyeti daha da artabilir, bilançolar yıpranabilir ve durumun daha da kötüye gitmesi kaçınılmaz hale gelebilir.
Amatörlerin küresel oyundan uzaklaşması ve profesyonellerin risklerini azaltmak isteyip te olumsuz koşullar nedeniyle başaramıyor olması, gelişen ekonomiler açısından çok ciddi sıkıntılar yaratıyor ve kırılganlığı arttırıyor. Dolar faizlerinde başlayan yükseliş ise bu durumun kalıcı olduğunu düşündürüyor. Bu tabloyu görmezden gelerek yazılan masallar kısa vadeden öteye işe yaramıyor!
Geride bıraktığımız hafta genelinde ve özellikle dolar faizlerinin yükseltilmesi sonrasında piyasa eğilimleri burada vurgulamaya çalıştığımız tablo ile uyuşmuyor. Profesyonellerin mevduat ve kredi faizleri cephesindeki büyüyen olumsuzluğu görmezden gelmeye devam edeceği, risk almak konusunda istekli olacağı, para otoritesinin yapacağı faiz yükselişine olumsuz yönde tepki vermeyeceği, küresel koşulların daha kötüye gitmeyeceği varsayılıyor! Bu hesap yılsonu bilançolarının olduğundan daha iyi görünmesine yardım edebilir, fakat orta vadede olumsuz eğilimlerin güçlenmesini önleyemez!
Hem gelişmiş hem de gelişen ekonomiler, yaklaşık on yıldır daha önce yaşanmamış türden çok düşük faizlere ve para politikalarının bir daha sıkılaşmayacakmış gibi sürekli gevşetilmesine iyice bağımlılaştı. Küresel koşulların tam aksi yönde değişmesi, kısa sürede atlatılamayacak türden büyük bir belirsizlik yarattı. Etkinliğini kaybederek yozlaşan ve sorunları ağırlaştıran mevcut yapı, karşılanamayan bağımlılıkları hazmedemez ve riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesini engelleyemez. Bu tür gerçeklerden kaçmak ve masallar ile günü kurtarmaya çalışmak çözüme hizmet edemez; tam aksine güvensizliği ve istikrarsızlığı besler.
Riskten kaçınma eğilimi ve faiz yükselişi gelişen ekonomiler açısından birbirini besleyen bir açmaz yaratıyor ve gelişmişleri de kırılganlaştırıyor. Böyle olacağı bilindiği için dolar faizlerindeki olası yükseliş eğilimi her şeyin daha kötüye gidişinin miladı olarak algılanmış ve ötelenmesi için her şey yapılmıştı! Faiz yükseliş olasılığını azaltan her gelişme kutlanmış, IMF bile ABD para otoritesinden ricacı olmak durumunda kalmıştı! Fakat olmadı, sürdürülebilir olamayan bir dönem geri dönmemek üzere ömrünü tamamladı!
Yükselen faizlerin, gelişen ekonomilerde döviz kurlarını gerileterek durgunluktan çıkışa yardım edeceğini iddia edenler yanlış hesap yapıyor! Karşılanamayacak bağımlılıkları ve sonuçlarını görmezden gelmeye çalışıyor!