Faizin yükselecek olması kaygı veriyor

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Doğru, başlıktaki yargı çok kesin. Belki, "Faizdeki yükselme olasılığı kaygı veriyor" da diyebilirdik. Ama artık 2010 için faizin nasıl bir yön çizeceği olasılık olmaktan çıkıp kesin bir hal almadı mı sizce de? Bu gerçeği en başta bankacılık sektörü aylar öncesinden gördü zaten. Bankacılık sektörü, faiz oranlarının daha da aşağıda oluşmasından duyduğu hoşnutsuzluğu açıkça dile getirdi. Bu yıl finans dışındaki her kesimin, en başta reel sektör kuruluşlarının, kimi zaman da siyasilerin yüksek kar elde ettikleri gerekçesiyle eleştiri oklarına hedef olan bankaları, 2010 yılında görece daha az kar bekliyor. Bankaların karının düşecek olmasına, karın bu yıl yüksek görünmesini sağlayan etken, yani faiz yol açacak. Bu yıl düştüğü için karın büyük görünmesini sağlayan faiz, gelecek yıl bu kez yükseleceği için karın düşmesine yol açacak. Faizin bu ters yönlü etkisi, her bir banka için elindeki devlet iç borçlanma senedi portföyünün büyüklüğüyle doğru orantılı olarak ortaya çıkacak.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu da, bankaların 2010 yılında yaşayabilecekleri riskleri gördüğü için şimdiden uyarı üstüne uyarı yapıyor. BDDK, bankaların bu yılki karlarını dağıtmalarına sıcak bakmıyor ve bu görüş açıkça dile getiriliyor.

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, dün Ankara Sanayi Odası'nda yaptığı konuşmada geçen yıl ekimde yüzde 3.2 olan kredilerin takibe dönüşme oranının, bu yıl ekimde yüzde 5.4'e yükseldiğini belirterek, oranın gelecek yıl daha da artmasının söz konusu olabileceği uyarısında bulundu. Bu yılın ilk on ayında bankaların toplam karının 17.4 milyar lira olduğunu, karın yılın tümünde 20 milyar liraya yükselmesinin beklendiğini kaydeden Bilgin, kar dağıtımı konusunda şunları söyledi:

"Bankalarımız bu yıl gösterdikleri performansı, muhtemeldir ki bundan sonraki birkaç yılda yakalayamayacaklar. Bu nedenle kar dağıtımında hassasız. Geçtiğimiz iki yılda olduğu gibi bu yıl da kar dağıtmak isteyen her bankanın bizim görüşlerimizi almasını istiyoruz. Sektörde gelecek yıl kar marjlarının düşecek olması yüzünden, bankaların ve şirketlerin daha riskli gruplarla ve daha riskli ürünlerle çalışma ihtimalinden endişe ediyoruz. 2010'da kredilerin takibe dönüşüm oranının daha da artması kuvvetle muhtemeldir. Kısaca, bankacılık yapmak daha da zorlaşacaktır."

BDDK Başkanı, yabancı sermayeli bankaların kar dağıtımı konusunda da hassas olduklarını belirtti. Bilgin, isim vermeden dünyaca ünlü bir bankanın toplam aktiflerinin yalnızca yüzde 0.82'sinin Türkiye'de olduğunu, ancak bu bankanın Eylül 2009'daki karının yüzde 42'sini Türkiye'de elde ettiğini vurguladı. Kuşkusuz yabancı banka örneğindeki bu tablo, her yıl ortaya çıkabilecek bir tablo değil. 2009'da dışarıda karların düşmesi, içeride ise sektörün faiz düşüşünden dolayı iyi kar etmesinin sonucu olarak böyle bir dengesiz durum çıktı ortaya.

Bir ekonomide reel sektör kuruluşlarının zor durumda kalması kötüdür. Ama bir ekonomide bankaların zor durumda kalması çok daha kötüdür. Türkiye, bu sorunun nelere mal olduğunu 2001 krizi sürecinde büyük bedeller ödeyerek gördü. O bedeller bir daha ödenmesin diye de yaraya neşter vuruldu ve o çok eleştirilen Türk bankacılık sisteminin küresel krizi hasarsız atlatması sağlandı. Türk bankaları 2001 krizi sürecinde ıslah edilmese, bugünkü tablo yaşanabilir miydi?

Şimdi önümüzde bize 2000-2001 dönemini anımsatmaya aday olumsuz bir tablo var. Bu kez çok düşmüş olan faizin yeniden yükselmesi durumuyla karşı karşıyayız. BDDK, elinden geleni yapmaya, en azından 2010'a bankaların mali yapıları güçlü bir şekilde girmelerini sağlamaya çalışıyor.

2010'da ekonominin yumuşak karnı yükselecek faiz ve bundan dolayı sendelemesi olası finans sektörü olacaktır. Reel sektörün sorunları mı, o sorunları çoktan kanıksadık.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar