Faizi günlük kur hareketleri belirleyecek

Fatih ÖZATAY
Fatih ÖZATAY EKONOMİDE UFUK TURU [email protected]

 

Merkez Bankası’nın dünkü Para Politikası Kurulu kararından önce merak edilen piyasa faizine ne ölçüde uyum göstereceğiydi. İki ayı aşkın bir süredir piyasada faiz yüksek düzeyde. Yükselişin temel nedeni, ABD Merkez Bankası’dan (FED) haziran ile temmuz ayının başlarında gelen açıklamalardı. FED Başkanı’nın temmuz ayının ilerleyen günlerinde ABD Kongresi’nde sorulan sorulara verdiği yanıtlar, özünde daha öncekilerle aynı olsa da, yanıt biçimi piyasaları rahatlatmıştı. Bu ‘rahatlamaya’ karşın haftanın ilk iki günü bizim hazinenin en çok alınıp satılan tahvilinin faizi yüzde 8.9 düzeylerinde geziniyordu.

Finansal kurumlarda bu konuyla ilgilenenlerin bir kısmı faiz koridorunun üst sınırında 50 baz puan, kimileri de 100 baz puan artış bekliyordu. Beklentinin temel nedeni MB Başkanı’nın geçen hafta başında yaptığı "faiz koridorunu genişletici yönde ölçülü adım 23 Temmuz 2013 tarihli Kurul toplantısının gündemine alınacaktır" şeklindeki kısa yazılı basın açıklamasıydı. MB’nin dünkü kararları bu beklentilere uygun bir düzeyde çıktı. Faiz koridorunun üst sınırı 0.75 baz puan artırılarak yüzde 7,25’e çıkarıldı. Koridorun alt sınırını oluşturan gecelik borçlanma faizi ve koridorun içinde belirlenen politika faizi ise değiştirilmedi.

Anlamı şu: MB’nin politika faizini yükseltmesi, en azından birkaç çeyrek yıl ekonomi açısından daha önemli olan kredi ve mevduat faizlerinin daha yüksek bir düzeyde olmasını istediği anlamına gelecekti. Çünkü politika faizi ayda bir değişiyor. Ayrıca, dünyada, bu ay artırıp gelecek ay düşürmek gibi bir politika izleyen merkez bankası da pek yok. Bu nedenle, politika faizindeki değişim daha kalıcı oluyor. Oysa faiz koridorunun üst sınırını yükseltmesi, piyasalara sadece ‘gerekirse’ geçici süreliğine faiz hadlerini yükseltebileceği mesajını veriyor. Dün piyasalara verilen mesaj bu oldu.

‘Geçici süreliğine faiz hadlerini yükseltmeyi’ biraz daha açayım. MB, bankalara değişik vadelerde ve farklı faizlerle borç verebiliyor. Bankalara sattığı farklı faizlerdeki paranın günlük ağırlıklı ortalama faizini, ‘ortalama fonlama maliyeti’ olarak adlandırıyor. Bankaların kendi aralarında yaptıkları işlemlerde gerçekleşen kısa vadeli faiz, bu ortalama fonlama maliyetine paralel bir seyir izliyor. Dolayısıyla, MB, kısa vadeli piyasa faizinin günlük olarak koridorun içinde kendi istediği herhangi bir yerde kalmasını sağlayabiliyor.

Piyasadaki kısa vadeli faiz ise döviz kuru açısından önemli. Döviz kurunun nasıl hareket edeceği özellikle FED’in açıklamalarına ve uygulamalarına çok duyarlı. FED’in ne yapacağı ABD ekonomisinin nasıl şekilleneceğine bağlı. Özellikle de istihdam verileri bu açıdan önemli. FED’in son açıklamasıyla piyasaları bir nebze olsun rahatlatmasına bakmayın. Hazirandan itibaren finansal piyasaların karışmasına yol açan (eski) FED açıklaması sonbahara doğru ete kemiğe bürünecek. Elbette 2011’in ikinci yarısı ile 2012’nin ilk yarısı arasındaki dönemde olduğu gibi, Avrupa’da olan biten de bizi ilgilendiriyor. Bir süredir orası ‘başımıza dert açmıyor’. Ne var ki açmaması, ileride açmayacağı anlamına gelmiyor. Bir de Suriye var. Bu nedenlerle döviz kuru hakkında öngörü yapmak zor.

MB, temelde bu nedenle esnek olmak istiyor. Kurda belirgin bir artış olması halinde ‘ek sıkılaştırma günü’ ilan edecek ve ortalama fonlama maliyetini koridorun üst sınırına doğru yükseltecek. Kur üstündeki baskı azalınca da ortalama fonlama maliyetini yüzde 4.5 düzeyindeki politika faizine yaklaştıracak. Kısacası, döviz kurundaki günlük hareketlere çok duyarlı bir faiz politikası izleyeceğiz önümüzdeki günlerde.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Havuz problemi 01 Ağustos 2018
Elbette zor ama mümkün 20 Haziran 2018
Bazı basit gerçekler 06 Haziran 2018