Faizci olmanın cazibesi, mezarcı olmanın cezası
2015 yılı zor ve kayıp yılı oldu!...
2015 yılının son gününde ve 3-4 günlük tatil fırsatının doğduğu ortamda ne yazarsan yaz kolay kolay okuyucu bulamazsın. Biz bu sendromu dini bayramlarda da şahsen yaşıyoruz. Bayramın keyifli (!) olması gereken günlerinde sıkıcı ve zor konuları gündeme getirmek istemiyoruz. Ancak yazabilecek iyi konu da bulamıyoruz.
Şimdi de benzer durumla karşı karşıyayız. Herkes zaten tamamlanan yılın muhasebesini yapıyor. Kimileri de gelecek yılın yorumlarına yer veriyor. Kimileri umut dolu, kimileri umutsuzluk…
Çok net ve açık söylemek gerekirse 2015 yılı zor ve kayıp yılı oldu. Niye mi?... İşte bu değerlendirmenin gerekçeleri…
• 2015 yılına damgasını vuran ve yaklaşık 5 ay ara ile gerçekleşen iki büyük genel seçim yordu. Her iki seçimin sonuçları da ezberleri bozdu. Deyim yerinde ise halk adeta karpuz gibi ikiye bölündü. Beridekiler ve ötekiler…
• Suriye sorunu giderek büyüdü ve çözümsüz hale geldi. Dış dünyanın ve güç odaklarının bile politikaları değişti ve ezberler bozuldu. Denkleme aktif bir şekilde Rusya da dahil oldu.
• Suriye sorununun uzantısı mülteci akını, Türkiye’de 2.5 milyona ulaştıktan sonra Viyana kapılarını zorladı.
• Rusya ile yaşanan uçak düşürme sorunu şimdilik çözümsüzlüğe büründü.
• Ekonomide sıkıntılar büyüdü. Özellikle reel ekonomide çok ciddi yerel sarsıntılar devam edip durdu.
• Kamunun görsel bütçe fazlalıkları gerçeklerden uzak kaldı.
• Hukuk üzerinden içeride yapılan hesaplaşmalar giderek büyüdü.
- …
Bu arada mezarcılara vergi geldi!...
Türkiye bir ilginç karara daha şahit oldu.
Mezarlıklarda kabir temizliği ve çiçeklerin sulanması ve düzenlenmesi faaliyeti vergi kapsamına alındı.
Sakın şaka yaptığımız sanılmasın. Zira verginin şakası olmaz!... Eski bir vergici olarak bu konunun önemini biliriz. Ayrıca da magazin haberi gibi karikatürize bir konu olarak da düşünülmesin. Zira bu bir magazin haberi değil gerçek.
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı bir ilginç karara imza atmış. Mezarlıkta kabir temizliği ve çiçeklerin sulanması ve düzenlenmesi faaliyetini vergilendirmiş.
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir ve Kurumlar Vergileri Müdürlüğü’nün 8.9.2015 tarih ve 38418978- 120(37-15/12)-906 sayılı özelgesinde veya eski ifadesiyle muktezasında görüyoruz bu bilgiyi. Yazının yayımlandığı kaynak da Maliye Hesap Uzmanları Derneği yayını olan “Vergi Dünyası” dergisinin Kasım 2015 ayına ait 411. sayısının 222. sayfası.
Anlaşılan mükellef hakkında 23.3.2015 ve 20.5.2015 günlerinde yoklama fişleri düzenlenmiş. Yani maliye mükellefin ensesinde kendini hissettirmiş. Mükellefin kendisinin; park, bahçe, mezar bakımı yaptığı, kendi nam ve hesabına çalıştığı, faaliyetini sabit bir iş yerinde sürdürdüğü ve bu nedenle esnaf muafiyetinden yararlanamayacağı ve basit usulde vergiye tabi olduğu kararına varılmış.
Vergi kanunlarının lafzı ve ruhu ile uygulandığını biliyoruz. Yasal düzenlemelere göre böyle bir karara varıldığını anlıyoruz.
Ancak; mükellef psikolojisini ve sosyolojik yapıyı anlamıyoruz.
Daha birkaç gün önce TBMM’den çıkan bir vergi kanunu var. Bu düzenleme ile;
• Tutarı ne olursa olsun Devlet Tahvili ve Hazine Bonosu faizleri üzerinden sadece yüzde 15 stopaj yapılacak, ayrıca bir beyanda bulunulmayacak.
• Aynı şekilde tutarı ne olursa olsun banka mevduatları faizleri üzerinden de yüzde 10-18 stopaj yapılacak, ayrıca beyanname verilmeyecek.
• Daha nice sayamayacağımız menkul kıymet gelirleri beyan dışı tutulacak.
• Bu ayrıcalık 2020 yılının sonuna kadar devam edecek.
Bir yandan da asgari ücret üzerinden yüzde 15 gelir vergisi alınacak. Mezarlıkta kabir temizliği, çiçek sulama ve düzenleme işi yapanlar esnaf muafiyetinden yararlanamayacak ve vergiye tabi olacak.
Maneviyatın yükseldiği günümüzde faizci korunacak ve pratikte vergi vermeyecek. Buna karşın mezarlık temizlikçileri vergilendirilecek. Demek ki “faizci olmanın cazibesi, mezarcı olmanın cezası” var. Ölmüş vergiciliği mezarda uyandırma çabası…