Faiz yükü altında ezilmektense
Tanı doğru…KOBİ'ler ekonomi için vazgeçilmez birer güç kaynağı. Üreten, üretirken de büyüme çabasına düşen bu işletmeler, ülkenin ihracat getirisinde önemli yeri olan kuruluşlar. Örneğin, Kayseri’den yapılan 1.6 milyar dolarlık ihracatın yüzde 80’i, KOBİ’ler tarafından dış pazarlara sevk edilen ürünlerden sağlanıyor. Keza ilin 3.3 milyar dolarlık dış ticaret hacmi, bu işletmelerin dış pazar paylarını artırma gayretleri sayesinde oluşuyor. Kısacası, üretiyor istihdam yaratıyor; ürettiği malı satarak ekonomiye döviz katkısı sağlıyor. Ne var ki, bunca çabaya karşın,‘sürdürülebilir’ büyüme hızına ulaşma bahsinde bir varlık gösteremiyor.
Doğru… Düne göre bugün, KOBİ’lere daha fazla finansal kaynak aktarımı var. Ekonomi yönetimi peşi peşine destek programları açıklıyor. Başta KOSGEB olmak üzere TOBB, TUBİTAK ve bölgesel kalkınma ajansları gibi kuruluşlar söz birliği etmişcesine, KOBİ’lerin gelişip büyümeleri için çaba harcıyorlar. Finans kuruluşları, yani bankalar da öyle…
İlginçtir; bu tablo verilere hiç de göründüğü gibi yansımıyor. Örneğin, Kayseri Sanayi Odası’nın yaptığı bir araştırmaya göre, kentteki işletmelerin yüzde 60’a yakını gerek duyduğu halde uygun koşullarda kredi temin edememiş olmaktan, yüzde 40’ı finans bulamamaktan şikayetçi. Sanayiciye göre, finans kuruluşları krediyi dilediğine veriyor. Verirken de, paranın‘garantide’ olup olmayacağına bakıyor.
Serbest bölge dahil, kentteki organize sanayi alanlarında üretime odaklı bin dolayında işletme var. Bu kuruluşların, birkaç istisna dışında tamamına yakınını, KOBİ’ler oluşturuyor. Bu da gösteriyor ki; kentteki KOBİ’lerin hemen hepsi finansman sorunuyla boğuşmak zorunda kaldıkları için büyümeye fırsat bulamıyorlar.
Sorun sadece küçük ve orta boylar için değil, mikro KOBİ’ler için de geçerli. Onların da uygun koşullarda finans desteğine ihtiyacı var. İhracatı bilmiyorlar. Aralarında dayanışma yok. Ortaklık kültürlerinin geliştirilerek, “küçük olsun, benim olsun” ezberlerinin bozulması gerek. Dağınık haldeki atölye düzenli üretim, ekonomik güç kaybına yol açıyor. OSB’lere gidemiyor, elverişsiz işyerlerinde ‘kiracılık’ oynamak zorunda kalıyorlar. Ortaklaşa yararlanabilecekleri araştırma - geliştirme ve tasarım merkezlerine, teknoloji donanımlı, ortak kullanıma açık makine parklarına ihtiyaçları var.
Kayserili sanayici, banka kredisi kullanmak yerine, genelde öz kaynaklarını seferber ederek üretme yöntemini benimsemiş bir yapıya sahip. Bunda ısrarlı olmasının nedeni, hemen her dönemde kredinin risk taşıması, yani yüksek faiz yükü altında ezilip yok olma korkusundan kaynaklanıyor. Haklıdır kendince bu tür kuşkulara takılmaktan. Hem zaten, istese de alamaz çoğu zaman ihtiyaç duyduğu krediyi. Çünkü ona göre şirketin ekonomik yapısı, ya da projenin nitelikleri dikkate alınarak değil de, paranın güvende olup olmadığına bakılarak açılır kredi muslukları… Kısacası, verilen kredinin ‘garantide’ olduğuna inandırılması da gerek finans kaynağının…