Faiz tartışmaları ayrışmanın güçlenmesini önleyemez!
Finansal piyasalar, dolar faizlerindeki olası yükselişin küresel düzeyde benzer eğilimler yaratarak özellikle gelişenlerdeki durgunlaşma eğilimini hızlandırabileceğinden endişe ediyor. ABD Merkez Bankası Açık Piyasa İşlem Komitesi’nin bu akşam açıklayacağı kararları, gergin bir şekilde bekleniyor. Eylemsizlik durumunda riskten kaçınma eğiliminin mola verebileceği ve geçici bir rahatlama yaşanabileceği varsayılıyor; piyasa oyuncuları bu yönde şartlandırılıyor!
Hemen yukarıda özetlemeye çalıştığımız yaklaşım, riskten kaçınma eğilimi ile dolar faizlerinin yükseltilmesi eylemi arasında doğrudan bağlantı kuruyor. Böyle olduğu için yeterince gerçekçi görünmüyor; uzun süredir güçlenen gelişenlerdeki durgunlaşma eğiliminin, riskten kaçınma tercihi ve gelişen ekonomi paraları üzerindeki etkisi görmezden geliniyor.
Bu aşamada sormak gerekiyor: eğer dolar faizleri yükseltilmez ise emtia ve döviz piyasalarının yönü değişecek, durgunlaşma eğilimi yerini canlanmaya mı bırakacak? Kesinlikle böyle bir şey olmayacak! Aksini iddia edenler ne olup bittiğini anlamayanları avlayarak, kazanılan zamanı değerlendirmeye ve kendini kurtarmaya çalışacak; riskten kaçınma eğilimi dalgalı bir şekilde belirleyici olmaya devam edecek. Dolar faizine ilişkin beklentiler, riskten kaçınma eğilimini tetikleyerek kronikleşmesine katkı yapmış olabilir; ancak bu durum faizlerin yükseltilmemesi durumunda olumsuz eğilimlerin olumluya dönüşeceği anlamına gelmez.
İsterseniz geriye dönüp bir bakalım: bu yılın başından itibaren dolar faizindeki yükseliş beklentisi en önemli spekülasyon gerekçesi oldu. Beklentinin eyleme dönüşmemiş olması, risk taşıma konusunda ısrarlı olanların perişanlığının artmasını önleyemedi! Yerliler günü kurtarmak adına risk aldıkça yabancılar bu fırsattan yararlandı; emtia fiyatları, gelişen ekonomi paraları ve varlıkları dalgalı bir şekilde gerilemeye devam etti.
Gerçekleri kabullenmemek konusundaki ısrar, sorunları ağırlaştırarak kırılganlığı çok tehlikeli seviyelere yükseltti.
ABD para otoritesi olup biteni görüyor ve yaşanmaya devam etmesi beklenen riskten kaçınma eğiliminin, kendi ekonomisi üzerinde yaratacağı olumsuzlukları sınırlamak adına faiz yükseliş beklentisini kullanmaya çalışıyor; bu durumu normalleşme adı altında pazarlamaya çalışıyor! Son yirmi yıl içindeki geleneksel olmayan politika tercihleri ve sürdürülebilir olmayan eğilimler konularındaki deneyimlerinden ders çıkararak yararlanmaya çabalıyor. Çok şey istiyorlar, fakat azı ile yetinmek ve önceliklerini doğru seçmek zorunda kalıyorlar!
Bugün dolar faizi yükseltilmemiş olsa bile, özellikle gelişen ekonomilerde durgunlaşma eğilimi güçlenmeye devam edecek; riskten kaçınma eğilimi belirleyici olacak, sermaye hareketleri daralacak ve küresel ekonomi durgunlaşmayı sürdürecek. Gelişenlere ilişkin bu beklentiler olumsuzlaşmayı sürdürecek; paraları değer kaybedecek, varlık değerleri eridikçe likidite sıkıntısı artacak, yerel para otoritelerinin bu gelişmeler üzerindeki etkisi tepkisel olmaktan öteye gidemeyecek. Zaten yükselmekte olan faizlerin resmen tescil edilmesi, önemsiz bir detay anlamı taşıyacak.
ABD para otoritesinin alacağı kararlar ne olur ise olsun, gelişenler ile gelişmişler arasındaki ayrışma keskinleşmeye devam edecek. Bir tarafın ihtiyaç duyduğu beklenti veya eylem, diğer taraftakileri sarsarak yan tesir risklerini büyütmeye devam edecek. Karşılıklı akıl vermeler veya ricalar gidişatı değiştiremeyecek! Geleneksel yaklaşımlardan uzaklaşarak sürdürülebilir olmayan eğilimlere teslim olan herkes yıpranmaktan kurtulamayacak. İçine düştüğümüz açmaz, sorunların ağırlaşması pahasına beklentileri yönlendirerek günü kurtarmaya odaklananların eseridir!
Dolar faizleri konusundaki eylem veya eylemsiz beklentiler, artık fiyat oynaklığı ve güvensizliği artırmaktan başka bir işe yaramıyor. Bu konudaki farkındalık yükseldikçe, keşke kırılganlık bugünkü seviyelere gelmeden dolar faizleri yükseltilmiş olsaydı diyenler çoğalıyor! İş işten geçtikten sonra gerçekçi olmaya çalışmak ta pek bir işe yaramıyor!