Faiz lobisinin iştahı asıl şimdi kabarmaya başladı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Birinci kural; eğer faiz yükselirse, elinde devlet iç borçlanma senedi bulunanlar zarar eder. Nominal bedeli 100 lira olan ve iskontolu olarak 90 liraya satılan senedin fiyatı 85 liraya düşmüştür çünkü. İleri sürülenin aksine, elinde kamu kağıdı bulunanlar faizin yükselmesini hiç istemezler.

İkinci kural; eğer faiz düşerse, bu kez elinde devlet iç borçlanma senedi bulunanlar kar eder. Nominal bedeli 100 lira olan ve iskontolu olarak 90 liraya satılan senedin fiyatı 95 liraya çıkmıştır da ondan.

Şimdi birinci soru; faizin yükseleceği bekleniyorsa, elinde senet bulunanlar nasıl hareket eder?

Ve ikinci soru; faizin düşeceği bekleniyorsa, elinde kağıt olanların ve nakitte duranların hareket tarzı ne olur? 

Birinci soruyu bir kenara bırakalım; faizin yükselmesi gibi bir durum söz konusu değil çünkü. Konu, faizin düşmesi, ya da başka bir ifadeyle düşmesi gerektiği yönündeki açıklamalar.

Başbakan Erdoğan faizin düşürülmesi gerektiğini 30 Mart yerel seçiminden hemen sonra söyledi. Ama sanki, biraz da öylesine bir açıklama gibiydi bu. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, faizin hızlı bir şekilde geri çekilmesinin gündemlerinde olmadığını açıkladı, Başbakan da daha sonra uzun süre bu konuya değinmedi. 

Ta ki, Almanya dönüşüne kadar. Önce uçakta bir açıklama yaptı Başbakan ve Merkez Bankası’na ağır bir şekilde yüklendi. Sonra partisinin grup toplantısında hani mümkün olsa Merkez Bankası yönetimini hemen görevden alırız, anlamına gelecek tarzda bir konuşma yaptı. Faizin indirilmesi gerektiği görüşünü de ısrarla vurguladı. 

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın 2 Haziran’da Bakanlar Kurulu’na yaptığı sunum da Başbakan Erdoğan tarafından yeterli bulunmadı. Erdoğan, faizin düşürülmesi gerektiği konusunda ısrarlıydı. 

tablo-113.jpg

DİBS’e hücum 

İkinci soruya dönelim. Ne dedik, faizin düşeceği bekleniyorsa elinde parası olanlar ne yapar. Faiz bugün örneğin yüzde 10 ve 100 lira nominal bedelli kamu kağıdını (rakamları yuvarlayabilmek için bu değeri veriyoruz) 90 liraya alabiliyorsunuz. Başbakan diyor ki, faiz mutlaka düşmeli. Ve Merkez Bankası’nın da buna direnemeyeceği gibi bir görüntü var. Yani ufukta faizin örneğin yüzde 5’e düşeceği, bir başka ifadeyle bugün 90 liraya satılan kamu kağıdının fiyatının bir çırpıda 95 liraya çıkacağı görünüyor. 

Ne yaparsınız? Koşa koşa kamu borçlanma kağıdı alırsınız, değil mi. 

İşte yabancılar da öyle yapıyorlar. Hani “Faiz lobisi, faiz lobisi” diyoruz ya, işte o lobi tüm hızıyla Türkiye’ye hücum ediyor. Ediyor çünkü, bugünkü fiyattan kağıt alma fırsatının en azından bir süre olmayacağını tahmin ediyor. Ama daha da önemlisi, bugün düşük fiyattan (90 liradan), yani yüksek faizden (yüzde 10) kağıt almayı, yarın yüksek fiyattan (95 liradan), yani düşük faizden (yüzde 5) satış yapmayı planlıyor. 

1.9 milyar dolarlık giriş 

Başbakan Erdoğan’ın faizin düşürülmesi gerektiğini söylediği mayıs ayının son haftası, yabancıların DİBS’e hücum ettiği bir hafta oldu. Yabancılar, 23-30 Mayıs haftasında doğrudan 1.3 milyar dolarlık DİBS aldılar, 588 milyon dolarlık da repo yaptılar. Böylece, toplam DİBS yatırımı 1.9 milyar doları buldu. Yabancı yatırımcıların söz konusu hafta içinde 505 milyon dolarlık da hisse senedi alımı gerçekleştirdiği görüldü. Böylece, mayısın son haftasında gelen döviz net 2.4 milyar doları buldu. 

Yabancılar bu yıl içinde daha önce en yüklü doğrudan DİBS alımını 1.5 milyar dolarla 30 Mart yerel seçiminin geride kaldığı günlerde yoğunlaşmak üzere 28 Mart-4 Nisan haftasında gerçekleştirmişlerdi. 

Döviz kurunu etkilemedi 

DİBS ve hisse senedindeki 2.4 milyar doları aşan net giriş, döviz kuru üzerinde fazla bir hareket doğurmadı. Nitekim biz de geçen haftaki değerlendirmemizde, faizin düşmesi gerektiği yolundaki söylemin, düz ekonomi mantığıyla yabancıların yoğun bir şekilde Türkiye’ye gelmelerini sağlaması gerektiğini belirtmiş, ancak döviz kurunun bu yönde bir işaret vermediğini vurgulamıştık. 

Dolar kuru, haziranın ilk haftasında da fazla bir değişiklik göstermedi. Dolar, 2.09 ile 2.12 arasında dalgalandı. Ancak, 2.4 milyar doların girdiği haftada bile kur hareketi olmadığı gerçeğinden hareketle, artık kura bakarak döviz girişi olup olmadığı tahmine çalışmayı yanıltıcı bulduğumuzu söyleyelim.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar