Faiz kumarı!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Baştan söyleyelim, bu yazıyı Merkez Bankası Para Kurulu kararları açıklanmadan kaleme alıyoruz. Yazılı ve sözlü basında, konuya ilişkin değerlendirmeleri izledikçe daha bir tedirgin oluyoruz. Gülmekten başka bir şey yapamıyoruz, ağlanacak halimize! Faizlerin düşürülmesinden yana olanlar, döviz kurundaki yükseliş nedeniyle değişmemesi gerektiğini savunanlar ve orta yolcular birbirine karışmış! Taraftarlık bilinci ile kimse bir diğerini dinleme ve anlamaya çalışma zahmetine katlanmıyor! Herkes para otoritesini bir tarafından çekiştirerek yıpratıyor, istemediği yönde karar çıkmasını önlemek adına kendi çapında bir şeyler yapmaya çalışıyor! 

Yukarıdaki tablo gerginliğin çok tehlikeli seviyelerde gezindiğine işaret ediyor ve hareket yeteneğimizin çok daraldığını düşündürüyor. Bu aşamada sormak gerekiyor: bu olumsuzluğun sorumlusu Merkez Bankası mıdır? O değil ise kimdir? Para otoritesini elbirliği ile ve acımasızca yıpratmak, evdeki hesabın çarşıya uymasına yardım edebilir mi? Eğer koşullar izin vermiş olsa idi, faizler çoktan düşürülmüş olurdu. Döviz arzı yapay bir şekilde artırılarak döviz kuru geriletilir, yabancı yatırımcı geliyor söylemi abartılır ve faizler gerileyecek beklentisine göre fiyatlamalar yapılırdı. Pası alan para otoritesi de gol vuruşunu yapmakta zorlanmaz, bu eğilimlerin devamlılığını sağlayacak şekilde faizleri düşürürdü. Bu senaryoyu yıllar boyu defalarca izledik. Elimizde olmayan sebeplerle koşullar değişiyor ve artık bu oyun tutmuyor! Süreklilik kazanan olumsuz baskılar nedeniyle Merkez Bankası savunmaya çekilmek ve hücumdan vazgeçmek zorunda kalıyor. Durum böyle olunca gol pası alması ve gol atması mümkün olamıyor! 

Küresel düzeyde risk alma isteği yüksek olduğu ve ülkemize akın akın yabancı sermaye geldiği dönemlerde, savunma yapmaya gerek görülmedi! Para otoritesi ve mali sektör hücum oynama şansı bulabildi; siyasiler ve bazı sektörler bu dönemin sefasını sürdü ve koşulların değişmesi durumunda nelerin yaşanabileceğini unuttu! Fakat artık durum değişti: riskten kaçınma eğilimi güçleniyor. Para otoritesi ve mali sektör savunmaya çekilmek zorunda kalıyor, kolay başarıya abone olanlar bu durumu hazmedemiyorlar! Eski güzel günlerin geri gelmesi özleminden kurtulup gerçekçi olabilmeyi beceremiyorlar; bu tavırları ile kriz siparişçisi durumuna düştüklerini bile kavrayamıyorlar! 

Siyasilerimiz ve iş dünyamızın önemli bir kısmı, futboldan anladığı kadar ekonomi bilmiyor; eylem ve söylemleri bunu kanıtlıyor. Rakip top yüzü göstermez ve sürekli akın tazelerken, topsuz olarak hücuma çıkıp savunmayı boşaltmanın sonucu ne olabilir? Israrla faizlerin düşürülmesini isteyenler, ne yaptıklarının ve kime hizmet ettiklerinin farkında mı? Yoksa umutlarını bir mucizeye mi bağlamak çaresizliğine düştüler? 

Finansal piyasalar, bir anlamda ekonomik değişkenler üzerine müşterek bahis oynanan bir alandır. Bahis oynayanların büyük çoğunluğu mucizeye değil, muhtemel olana para yatırır. Aksini beklemek ve bu kumarın hacim olarak büyümesini ummak abesle iştigaldir! 

Bugün yaşamakta olduğumuz açmazın baş sorumlusu siyasi irade ve onun aklı ile hesapsızca risk alan iş dünyasıdır. Küresel koşullar faizleri hesapsızca düşürerek durgunluğun aşılamayacağını, tam tersine sıkıntıların büyüyebileceğini haykırıyor. Unutmayın bahisçiler kazanmak ister ve kazanma şansı yüksek olana oynarlar: Savunmada kalması gerekirken, topsuz olarak hücuma çıkan para otoritesini ve onu takip edenleri satarlar!
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar