Faiz kararları

Prof. Dr. Dilek LEBLEBİCİ TEKER
Prof. Dr. Dilek LEBLEBİCİ TEKER [email protected]

Merkez Bankalarının faiz kararları tüm piyasalar tarafından yakından takip ediliyor. Küresel fon hareketlerinin yönünden, şirketlerin büyüme stratejile­rine ve varlık fiyatlamalarına kadar çok sayıda finansal gösterge, MB’lerin faiz ka­rarlarına odaklanmış durumda.

Esasen 2024 yılının MB’lerin faiz kararında zor bir yıl olduğunu düşünüyorum. İki ileri bir geri hareket eden makro göstergeler, ister istemez bu kararların kuvvetli belirsizlik altında alınmalarına yol açıyor. Jeopolitik risklerin şekil değiştiriyor olması ve küre­sel ticaret savaşlarının yeniden sahnede yer alma olasılığı, 2025 yılının da zorlu bir yıl olacağına ilişkin işaretler taşıyor.

En başta Fed takip ediliyor

Şüphesiz piyasalar öncelikli olarak FED’in yönünü takip ediyor. FED’in fa­iz indirim kararı gelişmekte olan ülkeler, altın, kripto para ve hisse senetleri pi­yasaları açısından hayati önem taşıyor. FED’in faiz kararının yönünün tahmi­ninde, aylık bazda açıklanan temel kişi­sel tüketim harcamaları endeksi (PCE), enflasyon, tarım dışı istihdam ve PMI ve­rileri öncü kabul ediliyor. FED faiz kara­rında tek bir veriye değil, çokça verinin son açıklanan rakamından da ziyade, ana eğilime göre hareket kabiliyetini analiz ederek karar mekanizmasını çalıştırıyor.

FED kasım ayında tam da beklendiği gi­bi 25 baz puanlık bir faiz indirimine git­ti. Öte yandan FED tarafından yapılan açıklamalara paralel de son birkaç gün­dür FED’in kademeli güvercin mi yoksa yeniden şahin mi olacağının belirsizliği­ni de tartışmaya başladık. FED açıklama­larında satır arası notlar, enflasyon ve is­tihdamda kontrolün sağlandığının altını çizse de, ocak itibarıyla koltuğa oturacak olan Trump’ın enflasyonist politikaları 2025 için FED’in faiz indiriminde daha tutumlu davranacağına yönelik işaretler taşıyor.

Dezenflasyon politikası büyüme verilerini bozdu

İşe kendi boyutumuz açısından yakla­şırsak, bizde de şirketlerimizin finansa erişim zorluğu MB üzerinde ‘artık faiz in­dirimine git’ baskısını kuvvetlendiriyor. Geçtiğimiz birkaç gün MB’nin faiz kara­rında en son PPK notu ile kendi verdiği güvercin sinyaline ne kadar bağlı kalaca­ğına yönelik de önemli veriler açıklandı. Büyüme verisi, üçüncü çeyrek için yüzde 2.1’e işaret etmekte. Yılın ilk üç çeyreği için ise büyüme yüzde 3.2 olarak açıklan­dı. Bu veri, Türkiye ekonomisinde son iki çeyrektir yüzde 0.2’lik küçülmeye işaret ederken, piyasada ister istemez teknik resesyon söylemleri tartışması da baş­lamış oldu. Dezenflasyon politikasının bir sonucu olarak sınırlı büyüme gerçek­leşmesi zaten beklenmeliydi. Fakat asıl çarpıcı olan, her zaman dillendirdiğimiz sanayi sektörünün yüzde 2.2’lik küçül­mesine karşın inşaat sektörünün yüzde 9.2’lik büyümesinin yarattığı risk.

Salı günü enflasyon rakamlarını da aldık. Kasım ayı enflasyonu yüzde 2.24 olarak açıklandı. Son iki aylık veri sıra­sıyla eylülde yüzde 2.97 ve ekimde 2.88 olarak duyurulmuştu. Son veri beklen­tilerin üzerinde gelince, piyasada yo­rumlar Aralık ayı faiz indirimi yapar’cı­lar ve pas geçer’ciler şeklinde adeta iki­ye bölünmüş durumda. Esasen MB en son toplantı notunda dezenflasyon po­litikasının enflasyonda gerilemeye işa­ret ettiğini ve kendi üzerine düşeni yap­tığının altını çizmiş, topu maliye poli­tikası tarafına atmıştı. Son PPK’dan bu yana da piyasada aralık ayında sınırlı da olsa, bir faiz indirimi geleceği bek­lentisi ve talebi oldukça kuvvetli.

Bura­da MB’nin 2 senaryosu olabilir. İlkin­de yüzde 2 düzeyinde açıklanacak aylık TÜFE’ye ulaştığında faizlerde indirime gideceği yönündeki söylemini koruya­rak ayrıca ücret zamlarını da beklemek adına, aralık ayını pas geçebilir. İkin­ci senaryo, piyasaya tam da yılı kapa­tırken olumlu sinyal vermek için bek­lenti dahilinde sınırlı bir faiz indirimi hediyesi sunabilir. Zaten son PPK no­tu ile de piyasa tepkisini test etmiş olan MB’nin bu ikinci senaryoyu uygulama­sının daha kuvvetli olduğunu düşünü­yorum. Olması gereken bu olduğu için değil ama beklenti yönetimi açısından bunun gerektiğini düşüneceği için.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Suriye meselesi 11 Aralık 2024
Trump 2.0 etkileri 13 Kasım 2024
Faiz, Trump ve Bitcoin 06 Kasım 2024
TÜİK, OVP ve vatandaş 10 Eylül 2024