Faiz kararları ve alınması gereken diğer önlemler

Gündüz FINDIKÇIOĞLU
Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ [email protected]

Hem FED, hem TCMB köşeli hareketler yaptılar ve faizleri net biçimde indirdiler. FED zaten efektif olarak sıfıra yakın seyreden gecelik faizleri bu sefer gösterge olarak da sıfıra indirdi sayılır. Aynı şekilde İngiltere Merkez Bankası da sıfır faiz politikasına geçebilir. TCMB de hem beklenenin üzerinde faiz indirimine gitti, hem de indirimlerin devam edeceğinin sinyalini verdi. Kanımca indirimler önden yüklemeli şekilde devam edecektir. Dünyanın içinde bulunduğu derin resesyonda faizlerin hızla indirildiği ve sıfır faizin yayılmakta olduğu görüldüğü için TCMB'nin faiz indirimlerinin, IMF anlaşması yapılacak, güçlü mali destek alınacak ve diğer önlemler devreye psikolojik açıdan güven artırıcı bir önlemler paketi şeklinde sokulacak varsayımlarıyla, tek başına nominal döviz kurunu köşeli biçimde yukarıya atacak bir etkisi olacağı kanısında değilim. Yani kurun faizle savunulabileceği bir ortamda değiliz ve kurun faize elastikiyeti azalmış durumda. Her yerde sıfır faiz yayılırken faizlerin yüzde 15 mi, yoksa yüzde 14 mü olduğu yurtdışı yerleşiklerin bono talebi açısından, belli bir eşik minimum değere kadar, fazla etki yapmayacaktır. Diğer önlemler ve IMF anlaşması gecikirse durum değişir.

TCMB kararı enflasyonun daha önce beklenenden daha hızlı düşebileceğinin de sinyalini veriyor. Ekim ayı sanayi üretiminde imalat sanayiilerinin tüm alt kalemleri negatifte ve bazı sektörlerde düşme oranları yüzde15, yüzde 20 ve üstü seviyelerde. TCMB kararı aynı zamanda sanayiiden gelen GSYH daralmasının çok çabuk ve çok derin olduğunun da göstergesi niteliğinde. Zaten TCMB "iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın derinleştiğine" işaret eden son dönem verilerinden bahsediyor. Açıkça görülüyor ki yavaşlamanın eğimi çok dik. 2009 yılında faiz indirimlerinin devam etmesi ve gösterge faizin yüzde13 seviyelerine kadar gerilemesi yaygın bir beklenti haline geldi. Böylece 2006 başındaki faiz seviyesine gerilemiş olacağız. Bu tablo dünyanın hali tarafından da destekleniyor: Çin hızla yavaşlıyor ve Çin'de büyüme beklentileri sürekli aşağı doğru revize ediliyor. ABD'de atılan her adım henüz mali krizde bile sona yaklaşılmadığı şeklinde algılanıyor. Obama ABD'si çok farklı olacak: FED'in faiz kararında uzun uzun anlatıldığı gibi, uzun süre sıfır faizden kurtarma paketlerinin miktarının sürekli artırılmasına ve FED bilançosunun genişlemesine kadar uzanıyor. Net biçimde likidite tuzağına düşmekte olan ABD'de sıfır faizin etkisinin görülmesi zaman alacaktır. O kadar ki, deflasyona girilmesi halinde tam likidite tuzağı oluşur ve diğer makro değişkenlerin faiz hassasiyeti azalmakla kalmaz, nominal faizin sıfır olması bile reel faizin pozitif olmasını engelleyemez. Reel faizi bir türlü sıfır veya negatif yapamaz hale gelirsiniz. TCMB'nin önden yüklemeli faiz indirimleri de dört çeyrek kadar gecikmeli etkiye sahiptir.  Faiz indirimlerinin etkileri hemen görülmeyecek ve faizin tam bir politika aracı, yani tam dışsal bir değişken, olmadığı ölçüde kısıtlı olacaktır. Sadece faiz indirmekle netice alınamaz.

Ne yapılabilir? Bankacılık sisteminin fonlama ve risk açılarından desteklenmesi ve kredi kanallarının çalışmasının sağlanması ilk zorunlu şart, çünkü veriler reel kredi genişlemesiyle büyüme arasında çok yakın bir ilişki olduğuna işaret ediyor. Takipteki kredilerin son iki aydaki artış oranına da dikkat çekmek gerekiyor. Harcamalar açısından baktığımızda kamu harcamaları ve kamu yatırımları üçüncü çeyrek büyümesine ciddi pozitif katkıda bulundu ama artış hızları da çok yüksekti. Özel tüketim ve özel yatırım kalemleri canlanmadan makul bir pozitif büyüme patikasına geri dönmek bile kolay değil. Ayrıca kamu yatırımlarını ve harcamalarını klasik biçimde düşünmek de yanlış olur: Kamunun yüzde 10 büyümesinin milli gelire katkısı 1.5 puan civarında. Oysa ki özel tüketimin yüzde 2 büyümesi aynı katkıyı yapıyor. Ayrıca konu sadece milli gelire katkıların yerinin değişmesi değil. Reel sektörün borcunun büyük bölümünü döndürememesinin getireceği cari açık -ve dolayısıyla büyüme- sorunundan, kamu iç borçlanmasına, döviz kuruna, işsizliğe ve reel sektörün daha da zaman kaybetmesine vb pekçok sorun ortaya çıkabilir. Reel sektörün desteklenmesi gerekiyor ve bunun yapılabilmesi için mali sektörün sağlıklı kalması ve desteklenmesi öncelikli ve zorunlu şart. Yeterli şart mı? O ayrı konu ve haftaya.     

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Risk ve yavaşlama 01 Ekim 2019
Fed, resesyon, Türkiye 24 Eylül 2019
Coğrafya ve imparatorluk 17 Eylül 2019
Fed ve dolarizasyon 25 Haziran 2019