Faiz indirimlerinde vites küçültmek gerekebilir…
Merkez Bankası’nın geçen hafta açıkladığı Enflasyon Raporu’nda bu sene sonu için enflasyon tahminlerini yukarı alması, kısa vadede faiz indirimlerinin devam etmesi ihtimalini artırırken, bu durum enflasyon beklentilerine ve uzun vadeli faizlere, beklediğimiz gibi, olumsuz yansıdı. Talep ve ekonomik büyüme görünümünün de yılın başında güçlü seyrettiğini görüyoruz. Bu durum aslında faiz indirimlerinde vites küçültmek gerekeceğini düşündürüyor.
Enflasyon tahminlerinin yükseltilmesinin etkisi
Geçen hafta bıraktığım yerden devam edeyim. TCMB’nin enflasyon raporu açıklaması öncesinde, TCMB’nin önünde iki senaryo olduğunu, birincisinde Ocak ayında bozulan enflasyon görünümüne karşın TCMB’nin sıkı duruşunu güçlendirmesiydi. Bu durumda bu yılsonu için tahmin aralığının üst bandı olan yüzde 26’yı korur ve para politikasını buna göre yöneteceğine dair güvence verir demiştim.
Bu senaryo gerçekleşmedi. TCMB geçen hafta açıkladığı çeyreklik Enflasyon Raporu’nda bu sene sonu enflasyon tahminini 3 puanlık belirgin bir artışla yüzde 24’e çekti. Piyasanın daha yakından takip ettiği, tahmin bandının üst sınırı da benzer artışla yüzde 29 oldu.
Bunu da ikinci senaryo olarak söylemiş ve piyasaya olası etkilerini şu şekilde tahmin etmiştim: “İkinci senaryoda TCMB sıkı duruş söylemini korumasına rağmen yıl sonu enflasyon tahminlerini yukarı revize eder. Bu durum TCMB’ye daha fazla faiz indirimi için alan açar. Ancak bu senaryoda uzun vadeli enflasyon beklentileri bozulacağı için uzun vadeli tahvil faizleri yukarı gider. Bu da özellikle bu tür tahvilleri ağırlıklı olarak tutan fonların Aralık ayından beri elde ettikleri sermaye kazançlarının en azından bir kısmını geri vermelerine yol açabilir.”
PPK toplantısından beri 10 yıllık gösterge tahvil faizi 78 baz puan artarak %28.4 oldu. Enflasyona endeksli tahvil fiyatlarını kullanarak hesapladığımızda, 10 yıllık faizdeki bu yükselişin tamamen enflasyon beklentilerindeki yükselişten kaynaklandığı gözüküyor. Tahvil fiyatlamalarına göre, önümüzdeki 10 yıldaki ortalama enflasyon beklentisi 75 baz puan artışla %23.3 oldu.
Enflasyon beklentilerindeki bozulmanın, bu cuma açıklanacak piyasa katılımcıları anketine de yansıyacağını düşünüyorum.
Talep güçleniyor
Büyümeye ilişkin TCMB, Enflasyon Raporu’nda çıktı açığının geçen sene son çeyrekte negatif ancak yatay kaldığını söylüyor. Bu da son çeyrekteki, önceki çeyreğe göre büyümenin potansiyel büyümeye yakın, yani yüzde 1 civarında olmasını beklediğini düşündürüyor. İkinci ve üçüncü çeyrekteki, çeyreklik yüzde 0.2’lik daralmalardan sonra bir miktar hızlanma var.
TCMB kendi projeksiyonunda, bu senenin ilk çeyreğinde negatif çıktı açığının düşmeye devam edeceğini söylüyor. Bu da çeyreklik olarak yüzde 0.5 civarında daha yavaş bir büyümeye işaret ediyor.
Bizim kendi öncü göstergelerimiz ise yeni yılda ekonomide bir hızlanmaya işaret ediyor. Daha önceki yazılarımda yöntemsel açıklamasını yaptığım kartlı harcama göstergemiz Aralık ayından sonra Ocak ayında da hızlanıyor ve yıla güçlü bir başlangıç yapıyor.
Reel net kredi kullanım (RENKK) göstergemiz de tarihsel ortalamaların hafif altında kalsa da son haftalarda belirgin olarak hızlanıyor.
Faiz indirimleri yavaşlar mı?
Kısa vadede TCMB’nin hemen faiz indirimlerine ara vermesini beklemem. Bunun ana sebebi de TCMB’nin yılsonu enflasyon tahminini yukarı çekmesi, burada da özellikle önümüzdeki aylardaki aylık enflasyon tahminlerinden kaynaklanmasıdır.
Enflasyon tahmin grafiğinden hesapladığımız kadarıyla TCMB Şubat ayında yüzde 4-5 civarında (önceki tahmini yüzde 3-3.5), Mart ayında yüzde 2-2.5 (önceki yüzde 1.7-2), Nisan ayında da yüzde 2.5-3 (önceki yüzde 1.7-2.2) aylık enflasyon bekliyor. Enflasyonun bu yeni ve daha yüksek enflasyon aralığında kalması durumunda, faiz indirimleri Mart ve Nisan toplantılarında da 250 baz puan ile devam edebilir.
Ancak bu durumda, özellikle de ekonomi ilk çeyrekte de görece güçlü artış göstermeye devam ederse, yılsonu enflasyon beklentileri de yükselmeye devam edecek, hatta TCMB’nin tahmin aralığının üst bantı olan yüzde 29’un da üzerine gelecektir.
Bu da daha fazla enflasyon ataleti anlamına gelecek ve uzun vadede enflasyonun, dolayısı ile de faizlerin inebileceği alanı kısıtlayacaktır.
Enflasyondaki düşüşün devamı açısından, TCMB’nin piyasanın beklediğinin aksi yönde hareket ederek, faiz indirim hızını erken yavaşlatması gerekebilir. Bunun yanında, kredi büyümesini ve dolayısı ile de talebi kısıtlayacak yönde kredi istisnalarının azaltılması ve aylık kredi büyüme sınırlarının daraltılması da destekleyici olacaktır.