Faiz indiriminden fazlası lazım
Merkez Bankası’nın yarınki toplantısı gündemi meşgul ediyor. Faiz indirimi tahminleri 200 baz puandan 500 baz puana kadar değişiyor. Ben 200-250 baz puanlık bir indirimin yeterli olacağını düşünüyorum. En büyük sorunumuz olan enflasyonu kontrol altına almadan keskin indirimlere gerek yok. Son bir yılda fiyatlamalar açısından zor günler yaşadık. 2018’in Ağustos-Eylül dönemini ne çabuk unuttuk. Döviz kurlarının yüzde 5-10 yükseldiği günler oldu. S-400 alımından ABD’nin yaptırımlarına, Doğu Akdeniz’den Suriye’deki güvenli bölgeye kadar konuşulan çok mevzu var. Önümüzü rahatça göremiyoruz. Bu nedenle faiz indirimleri kademeli olmalıdır. Murat Çetinkaya’nın görevden alınmasından sonra, Cumhurbaşkanı’nın ‘‘Verilen talimatlara uymayan bu arkadaşımızı değiştirdik’’ açıklaması, yüklü bir faiz indirimi isteyenlerin iştahını kabartıyor. Para politikası tabii ki kullanılmalıdır. Devletin bir şekilde ekonomiyi desteklemesi lazım. Genişletici maliye politikası uyguladık. Bütçe açığı oldukça arttı. Bu politikalar ölçülü olmalıdır. Bizimkiler ifrat tefrit politikaları oluyor. Uçlarda dolaşıyoruz.
Bankacılığın arz taraflı bir uygulama olduğu düşünülüyor. Esasen talep taraflı bir pratiktir. Bankacılık dinamiklerini bilmeyenler, ‘‘para çarpanı’’, ‘‘banka kredisi’’ gibi konulara arz tarafından bakarlar. Bir banka, borç verilebilir fonlar piyasasına gidip para bulmak zorunda değildir. Bir banka, kredi vermeden önce rezerv bulup bir çarpanla bunu çoğaltmak mecburiyetinde de değildir. Bankalar deyiş yerindeyse havadan kredi yaratırlar. İşleri budur. Dünyada hava bitmedikçe, kredi arzı bitmez. Fakat bir banka, kredi vermeye değecek müşteri varsa kredi verir. Bu nedenle faiz ne kadar düşerse düşsün, banka kendi risk yönetimine göre değerlendirme yapar. Bankaların bilançolarında, ağırlıklı olarak gayrimenkul ve enerji sektörlerine verilen sorunlu krediler var. Bunların toplamının yüksek olduğu dillendiriliyor. Hâl böyleyken, Merkez’in olası faiz indirimlerinden sonra kredi musluklarının hemen açılacağını düşünmek iyimserlik olur.
Sorunlu krediler konusunda her şekilde dışarıdan para girişine ihtiyaç olacak. Potansiyel yabancı yatırımcıların da temkinli oldukları gözleniyor. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), yatırım bankası Goldman Sachs bir ara ilgileniyordu. Arkası gelmedi. Önümüzdeki dönem her açıdan kritiktir. Para politikası dengeli gitmelidir. Enflasyon kontrol altına alınırsa, piyasa faizleri düşer. Beklentiler yeniden şekillenir. Güven artar. Bankalar kredi vermeye daha istekli olurlar. Türk finansal varlıklarına yabancılar para koyarlar.