"Faiz indirimi her derde deva olacak mı?"
Baştan söyleyeyim. Olmayacak. Çünkü mal ve hizmet fiyatları içinde çok ciddi bir vergi yükü var. İsterseniz bir örnekle anlatayım:
Satış fiyatı 100 bin TL olan 1600 cc'den ufak motor hacimli bir otomobili ele alalım. Bu rakamı kolay anlaşılsın diye seçtim. Onu da belirteyim.
Bu aracın vergisiz bedeli 58 bin 445 TL. Yani vergisiz çıplak fiyatı… Dünyanın hiçbir yerinde vergisiz mal almak mümkün olmadığı için hesaba buradan başlamayacağım elbette.
Bu aracın ÖTV tutarı %45. Yanlış okumadınız. Aracın çıplak bedelinin neredeyse yarısı kadar özel tüketim vergisi var. Araç almanın neresi "özel" ki özel tüketim vergisi ödeniyor demeyin. Bu vergi 1999 depreminden sonra icat edildi ve o zaman yaptığımız uyarılara rağmen kaldırılmadı. Her gelen hükümet bunu sevdi ve uygulamaya devam etti. Neyse kaldığımız yerden devam edelim.
Tam olarak %45'lik ÖTV ile çıplak fiyatı 58 bin 445 TL olan aracımız bir anda 87 bin 745 TL oluyor. Ancak bu da yetmiyor. Evrensel hukukta verginin vergisi olmaz diye biliyorduk ama ÖTV eklenmiş fiyatın üzerinden bir de %18 KDV alınıyor. Böylece fiyat 100 bin TL oluveriyor. Toplam ödenen vergi ise 41 bin 555 TL.
"Anayasa Mahkemesi onaylamış, yapacak bir şey yok ...."
Özetle 100 bin TL'lik bir araba alırken bunun %41.55'i vergi olduğunu bilin. Eğer satın alacağınız araç 50 bin TL olsaydı 20 bin 777 TL vergi ödeyecektiniz. Yani hiçbir şey değişmeyecekti. Yine %41.55 vergi ödeyecektiniz. Bu duruma itiraz eden olmuş mu peki? Elbette olmuş.
Bu vergilemenin hakkaniyetli olmadığını düşünen İstanbul 2. Vergi Mahkemesi'nin Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru sonucunda 25.12.204'te şöyle bir karar çıkmış: “Malın maliyetine dahil olan ve malın satış bedelini etkileyen unsurlardan olan vergilerin de itiraz konusu kural gereğince KDV matrahına dahil edilmesi sistem bütünlüğünün bir gereği olup Anayasa'ya aykırı değildir." Yani, Anayasa Mahkemesi, ÖTV ve diğer vergileri de satılan malın maliyeti içinde saymış. Böylece vergiler üzerinden ayrıca KDV alınabileceğini kabul etmiş gözüküyor.
Böyle bir vergileme anlayışı olduğu sürece faiz indirimlerinin piyasayı hareketlendirmesi sınırlı olacak diye düşünüyorum. Kamu küçülmedikçe, vatandaşın sırtında kambur olmaya devam edecek.