Faiz görünümü, enflasyonun netleşmesini bekliyor
Yarın açıklanacak Mart ayı enflasyonu gıda ve tütün fiyatlarının etkisi ile yıllık enflasyondaki düşüşün durduğunu gösterecek gibi gözüküyor. Ancak son dönemde kurlarda yaşanan artışın etkisi bu veriye çok sınırlı olarak yansıyacak. Enflasyon üzerindeki esas etki nisan ayında gözlemlenecek ve bu aya ilişkin ayın ilk haftalarında alınacak sinyaller, 17 Nisan PPK toplantı kararı açısından belirleyici olacak.
Mart enflasyon görünümü
Yarın açıklanacak Mart ayı enflasyonu için Foreks anketine göre ekonomistlerin medyan beklentisi yüzde 3.0 seviyesinde oluştu. Bizim gözlemlerimiz de yüzde 3.2 ile biraz daha yüksek bir aylık enflasyona denk geliyor. Bizim tahminimizle hesapladığımızda, yıllık enflasyon oranının yüzde 39.1 seviyesinde sabit kalacaktır.
Bu ay, işlenmemiş gıda ve sigara fiyatlarındaki artış manşet enflasyon üzerinde belirgin bir etki yaratacak gibi görünüyor. TL’deki değer kaybının önemli bir kısmı ayın son bölümünde gerçekleştiği ve TÜİK'in verileri ayın 24'üne kadar topladığı dikkate alındığında, kur geçişkenliğinin bu ay sınırlı kalması, belirgin etkinin ise gelecek aya sarkması muhtemeldir.
Gıda grubu özelinde, sebze-meyve ve et fiyatlarında, Ramazan ayının ve soğuk hava koşullarının etkisiyle bu ay oldukça yüksek artışlar gözlemledik. Buna karşın, işlenmiş gıda fiyatlarındaki artış hızı, yılın ilk iki ayına kıyasla yavaşladı. Sonuç olarak, aylık gıda enflasyonunun yüzde 5.5 civarında olacağını tahmin ediyoruz. Ayrıca, sigara fiyatlarında yapılan yaklaşık yüzde 10 oranındaki zammın, manşet enflasyona 0.3 baz puan katkı yapacağını hesaplamaktayız.
Enerji grubunda, akaryakıt fiyatları gerilerken, elektrik ve doğal gaz fiyatlarında genel bir zam uygulanmadı. Diğer kalemlerdeki sınırlı artışlarla birlikte, enerji fiyatlarının bu ay yatay seyretmesini bekliyoruz.
Çekirdek enflasyona ilişkin olarak, otomobil ve elektrikli eşya fiyatlarında bir miktar artış gözlemledik. Bu döviz kuruna duyarlı kalemlerde belirgin etkinin gelecek ay hissedileceğini düşünüyoruz. Giyim fiyatlarındaki mevsimsel düşüşün sona ermesiyle birlikte, mal enflasyonunun bu ay daha yüksek gerçekleşmesi olasıdır.
Hizmetler tarafında, lokanta fiyatlarındaki artış yıl başına kıyasla ivme kaybetse de, geçen yılın son çeyreğine göre yüksek seyrediyor. Ulaştırma fiyatlarının ise yılın ilk aylarına kıyasla daha ılımlı bir seyir izlediğini gözlemledik. Sözleşme yenilemelerinin azalması ve kira artış tavanının düşmesiyle, aylık kira enflasyonunun bir miktar yavaşlamasını bekliyoruz.
Sonuç olarak, C endeksine göre aylık enflasyonun yüzde 2.5 seviyesinde gerçekleşeceğini ve yıllık çekirdek enflasyonun yüzde 40.2'den yüzde 38.8'e gerileyeceğini tahmin ediyoruz.
Nisan ayına ilişkin ilk gözlemler ve faiz beklentisi
Enflasyon verisi aylık ortalama fiyatlardan hesaplandığı ve kur artışı ayın sonuna doğru yaşandığı için esas etki nisan ayı enflasyonunda hissedilecek. Beyaz eşya, otomobil gibi kura hassas ürünlerde ne ölçüde fiyat artışı yapılacağı, biraz da talep görünümüne bağlı olacak. Bu açıdan kartlı harcamalar gibi öncü talep göstergelerinin de yakından takip edilmesi gerekiyor.
Bunun yanında, petrol fiyatlarında artış ve kur ile birlikte bunun akaryakıt fiyatlarına yansıması da nisan ayında enerji fiyat artışının hızlanmasını getirecektir. Son günlerde zam olabileceği konuşulsa da elektrik fiyatlarına yazıyı yazdığım sırada bir artış duyurulmamıştı. Muhtemelen enflasyonda daha kötü bir görünümü engellemek için ertelenmiş olabilir.
Sonuç itibariyle, nisan ayında da yüzde 3’ün hafif üzerinde bir aylık enflasyon muhtemel gözüküyor. Bu da yıllık enflasyonun yine yataya yakın kalmasını getirecektir. Yani son 2 ayda enflasyondaki düşüş eğilimi duraksamış olacaktır.
Bu şartlar altında TCMB’nin 17 Nisan’daki PPK toplantısında politika faizini yüzde 42.5’te sabit tutması yüksek ihtimaldir. Zaten faizde bir indirim yapabilmesi için, önce TL likidite koşullarını gevşetebilecek bir ortam olması gerekir.
Mevcut durumda, bankalararası piyasadaki gecelik faiz yüzde 46 civarında, faiz koridorunun üst bandında tutulmasına rağmen, TCMB döviz piyasasında satıcı konumda kalmaya devam ediyor. TCMB’nin dövizde alım imkanı olmadan da TL likidite koşullarını gevşetmesi beklenmez.