Faiz düşüşü davul zurnayla geldi, vatandaş yine de vadeyi uzatmadı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Bu konuya ilk olarak 16 Temmuz tarihli yazımızda değinmiştik. Konu, faizlerin hızla gerileme sürecine girdiğine ve tasarruf sahibinin o günlerin görece yüksek faizinden yararlanmak için mevduatının vadesini uzatmasının iyi bir tercih olacağına ilişkindi.

Görünen köy kılavuz istemiyordu çünkü. Zaten beklendiği gibi de oldu ve faizler son iki buçuk ayda hızlı bir şekilde geriledi.

28 Haziran’dan 13 Eylül’e kadar olan dönemde tüm mevduatın ortalama faizinde 7.24 puanlık bir düşüş yaşandı. 28 Haziran’da yüzde 22.90 olan ortalama faiz 13 Eylül’de yüzde 15.66’ya indi.

Mevduat ağırlıklı olarak üç aya kadar vadeli olarak tutuluyor. Bu vade grubundaki ağırlıklı süre de 32 gün. Altını çize çize şunu söylemiştik:

“32 gün vadeli bir mevduat hesabı, vade dolduğunda çok daha düşük faizle yenilecektir. Dolayısıyla şimdi 32 gün değil de üç ay ya da altı ay vadeli hesaba geçilirse görece yüksek faiz garanti altına alınmış olur.”

Hesap ortadaydı, hesap çok basitti; çünkü faizin hızla aşağı çekileceğinden kimsenin kuşkusu yoktu. Faizi hızla düşürmek uğruna Merkez Bankası Başkanı bile görevden alınmadı mı?

Merkez Bankası 25 Temmuz toplantısında faizi 4.25 puan düşürerek yüzde 24’ten yüzde 19.75’e indirdi. 12 Eylül’deki toplantıda da faiz 3.25 puan daha aşağı çekildi ve yüzde 16.50 olarak belirlendi.

Merkez Bankası iki toplantıda faizi 7.50 puan aşağı çekerken bankaların mevduat faizini indirmemesi düşünülebilir miydi?

Bu arada aktardığımız son oranlar 13 Eylül’deki, yani Merkez Bankası’nın faizi indirdiği günün bir gün sonrasındaki oranlar. Mevduat faizi 13 Eylül’ü izleyen günlerde biraz daha düşmüş olabilir.

Yine tekrar edelim; asıl düşüş Para Politikası Kurulu’nun 24 Ekim toplantısından sonra olacaktır. Daha önce de birkaç kez yazdığımız gibi (o güne kadar olağanüstü gelişmeler yaşanmazsa) Merkez Bankası 24 Ekim toplantısında faizde yine çok yüklü bir indirime gidecek gibi görünmektedir. Dolayısıyla bankalar da faiz indiriminde Merkez Bankası’nı izleyecektir.

Kısa vadeden vazgeçilmedi

Faizin düşeceğine ilişkin sinyal verilmiyordu; bu açık açık söyleniyordu. Örtülü biçimde dile getirilen şuydu:

“Gelin vadeyi biraz uzatın ve daha çok faiz kazanın.”

Vatandaş bu çağrılara adeta kulağını tıkadı. Çok az sayıda tasarruf sahibi vade değişikliğine gitti.

Vadeli mevduatın 28 Haziran ve 13 Eylül’deki vade dağılımına bakıyoruz da, kayda değer bir hareket yok.

Üç aya kadar vadeli mevduattan bir çıkış var. Bu vadenin payı 2.5 puan düşmüş. Ama ilginçtir, en çok pay artışı bir ay vadeli mevduatta gerçekleşmiş. Bir ay vadeli mevduatın payı 1.3 puan artmış.

Altı aya kadar vadeli mevduatın payında ise 1 puanlık bir artış var.

Yani uzun vadeliye geçiş söz konusu olmamış, bu çok somut biçimde gözlenebiliyor.

Bu güvensizlik göstergesidir

Bankalardaki vadeli mevduatın yüzde 20.5’i bir aya kadar, yüzde 64.6’sı üç aya kadar vadeli olmak üzere yüzde 85’i toplamda üç aya kadar vadeli tutuluyor.

Her 100 liralık vadeli mevduatın 85 lirası üç aya kadar vadeli, 15 lirası ise daha uzun vadeli...

Bu bile tek başına vatandaşın kafasındaki vadenin ne kadar kısa olduğunu gösteriyor.

Vatandaş parasını üç aydan uzun vadeli bağlamayı tercih etmiyor. Daha fazla faiz kazanacağını gördüğü halde bile bunu istemiyor.

Belli ki ekonomide her an her şey olabilir kaygısı yaşanıyor. “Daha az faiz alayım, ama parama her an ulaşabileyim” diye düşünülüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar