Faiz düşürüldü

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

Dün yapılan olağan dışı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında Merkez Bankası faizlerle ilgili bir dizi karar aldı. Politika faizi yüzde 6.24 den yüzde 5.75 e indirildi. Gecelik borçlanma faizi yüzde 1.5 dan yüzde 5.0 e yükseltildi. Böylece "faiz koridoru" daraltıldı. Döviz satım ihaleleri yeniden başlatıldı. Lik,ditenin daha dengeli dağılabilmesi için repo ihalelerinde her kurumun verebileceği teklif tutarı sınırlandı.

Bütün bunlar uygulanan para politikasında ciddi değişiklikler yapıldığı, Merkez Bankasının bir yol ayrımına geldiği izlenimi veriyor.

Bu değişiklikleri anlayabilmek için işin başlangıcına dönmek, irdelemeye Merkez Bankası'nın  geçen sonbaharda para politikasında gerçekleştirdiği radikal dönüşümü koymak gerekiyor.

Geçen yıl benimsenen yeni para politikası çerçevesinde politika faizi değiştirildi, gecelik faiz yerine haftalık repo faizi politika faizi olarak benimsendi,  tüm vadelerde faiz oranları düşürüldü, gecelik faiz oranı olabilecek en düşük düzeye çekildi. Yeni para politikası ile faiz enstrümanının  klasik talep kontrolu aracı olma özelliğinden vazgeçildiğiniyor, faiz bir döviz kuru kontrolu aracı olarak kullanıyor, talep kontrolu işlevi ise banka karşılıklarına devrediliyordu.

Bu radikal dönüşümün temel nedeni olarak yüksek faizin  özellikle  kısa vadeli (sıcak) sermaye girişini cezbederek döviz kurunu baskılaması, bunun da cari açık sorununu büyütmesi gösterildi.

Kısacası, para otoritesinin 2001 krizinden bu yana israrla sürdürdüğü enflasyon korkusu yerini cari açık korkusuna bırakıyordu.

                                             *                   *                   *

Dün alınan tedbirler şimdi Merkez'in tekrar ve kısmen yön değiştirdiğini düşündürüyor. Politika faizinin düşürülmesi geçtiğimiz günlerde bankaların kredi hacminden şikayet eden Bankanın şimdi bankaları doğrudan fonlamaya istekli olduğunu gösteriyor. Bu önemli bir yön değiştirme kuşkusuz.

Gecelik repo faizinin ciddi ölçüde yükseltilmesi ise Merkez Bankasının artık kısa vadeli, sıcak para girişinden çekinmediğini gösteriyor. Tersine, gecelik faiz oranının bir hamlede 3.5 puan yükseltilmesi para otoritesinin sıcak paraya adeta davetiye çıkarttığı şeklinde okunabilir. Bu da ciddi bir tavır değişikliği tabii.

Geçen yıl Merkez Bankasının yüksek gecelik faiz- sıcak para girişi- döviz kurunun baskılanması- cari açığın büyümesi şeklinde bir zincir tanımladığını, bu zinciri kırmak amacıyla yeni bir para politikası tasarımı yaptığını biliyoruz. Şimdi bu duruşunu tersine çevirip, sıcak paraya davetkar davranmaya başlamasının ikna edici bir nedeni olmalı diye düşünüyorum.

Merkez Bankasının sıcak paranın yeterince caydırıldığını, kurun istenen ölçüde yükseltildiğini cari açığın artık kontrol altına alındığını yani yeni politikasının başarılı olduğunu düşünüyor olması böyle bir neden olabilir. Kısacası,  Merkez Bankası cari açık korkusunu aştığı için para politkası yeniden  değiştirildi diye düşünülebilir.

İkna edici bir politika başarısı olduğunu söylemek için henüz elimizde yeterli veri ve bilgi yok. Dolayısıyla politika değişiminin böyle bir nedeni olduğunu söylemek zor. Zaten Merkez bankası da başka nedenler sürüyor ortaya.

Dün yapılan PPK'nun yayınlanan karar metninde politika değişiminin temel nedeni olarak "bazı Avrupa ülkelerinde kamu borcu sorununa ve küresel büyümeye ilişkin endişeler"in güçlenmiş olması gösteriliyor. Avrupa sıkıntıda, dünya ekonomisi yeni bir durgunluğa gidiyor, biz de yavaşlıyoruz , bütün  bu nedenlerle tedbirli olmamız ve bize gelebilecek (sıcak soğuk) her türlü kaynağa kucak açamamız gerekir diye düşünen Merkez Bankası'nın para politikasına yeni bir yön verdiği anlaşılıyor.

Bu gerekçelerin de çok ikna edici olduğunu düşünmüyorum doğrusu. Yunanistan çözümünden sonra hala Avrupa'daki  borç krizinin çözümsüzlüğe gideceğini düşünmek doğru olmaz. Dünyada yeni bir kriz olasılığı da düşük görünüyor. Yavaşlamanın dünya ekonomisine yeni bir dip yaptıracağına ilişkin ikna edici veriler de henüz ortada yok. Bu koşullarda, başka bir neden yoksa, Merkez Bankasının telaşlandığını ve  acele davrandığını düşünüyorum

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018