Faiz düşerken kâr etmenin en kestirme yolu ne mi, buyurun!
Yok yok yine mevduatın vadesini uzatmaktan söz etmeyeceğiz. Dün de belirttik zaten, mevduatta vade uzatımı treni çoktan kaçtı. Hem bugünkü konumuz mevduat faizi de değil. Bugün devlet tahvili ve Hazine bonosu faizine değineceğiz.
Türkiye hızlı bir faiz indirme sürecine girmiş bulunuyor. Merkez Bankası politika faizini 25 Temmuz’da yüzde 24’ten yüzde 19.75’e indirmişti. Bu perşembe günü de 3-4 puan aralığında bir indirim şaşırtıcı olmayacak.
6 Eylül’de de yazdığımız gibi faizde asıl büyük adım 24 Ekim’de atılacak. 24 Ekim’de eylül sonunun muhtemelen tek haneye inecek yıllık enflasyonunu biliyor olacağız. Tek haneli enflasyon karşısında Merkez Bankası da faizi yüzde 11-12 düzeyine çekebilir.
Ama artık yüzde 11-12 faizin bile altına ineceğiz gibi. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün faizle ilgili bir açıklama daha yaptı ve “Faizi tek haneye indireceğiz” dedi. Herhalde beklememiz gereken yüzde 9.50 ya da yüzde 9.75 gibi bir faiz. Daha da aşağısı düşünülüyor mudur, bilemeyiz.
★★★
Merkez Bankası’nın faizi elbette ekonomideki tüm faizleri etkiliyor. Zaten Merkez Bankası’nın amacı da bu.
Merkez Bankası faizi tek haneye çekerse mevduat faizi de kuşkusuz bugünkü düzeyde kalmayacak ve daha da gerileyecek.
Ama bugün bizim konumuz faizin çok düştüğü bir ortamda mevduattan dövize ya da başka tasarruf araçlarına kayma olup olmaması değil. Bu tümüyle başka bir tartışma konusu.
Biz bugün Merkez Bankası faizi tek haneye indirilirken tasarruf sahibi bunu nasıl değerlendirir, faizdeki bu düşüşten nasıl para kazanabilir, bu durum kimlerin işine yarar, bu konular üstünde durmak istiyoruz.
Bugün tahvil-bono al, bekle!
Bugünlerde kısa vadede para kazanmak için yapılacak en doğru yatırım devlet tahvili ya da Hazine bonosu almak ve ekim ayı sonuna kadar beklemek. Yani bir buçuk aylık bir yatırımdan söz ediyoruz. Görünen, bu bir buçuk ayda mevduatın getirisinden çok daha yüksek getiri elde edileceği.
Faiz düşerken yüksek getiri elde etmek nasıl mı mümkün olacak, tahvil-bonodaki faiz-fiyat ilişkisine bir kez daha değinmek gerekiyor.
Devlet tahvili ve Hazine bonosu iskontolu olarak satılır. Yani vade bitimindeki fiyatı 100 lira olan bu kağıtlar iskontolu olarak daha ucuza satışa sunulur.
Faiz örneğin yüzde 25 ise, 100 lira nominal bedelli kağıdın satış fiyatı (100/1.25) 80 liradır. Faiz bir yıl boyunca pek oynama göstermezse kağıdın fiyatı her gün biraz biraz artar ve vade sonunda 100 liraya ulaşır.
Ancak faiz ya birden düşerse... Nasıl olduğu ikinci planda. Varsayalım yüzde 25 faizle 80 liradan satış yapılan günün ertesinde faiz yüzde 10’a düştü. Artık 100 lira nominal bedelli kağıdın fiyatı 91 liradır. Bir gün önce 80 liraya satılan kağıdın fiyatı da bir anda 91 liraya çıkmıştır.
Günümüz için geçerli değil ama tersi de olabilir tabii ki. Yüzde 25 faizle 80 liradan satış yapılan günün ertesinde faiz yüzde 35'e çıksa, bu sefer de 100 lira nominal bedelli kağıdın satış fiyatı 74 lira olacak, bir gün önce 80 liradan alım yapanlar zarar edecektir.
Bunlar işleyişi özetlemek için verdiğimiz örnekler...
Gerçek oranlara ve sayılara dönelim...
Bugünlerde bankalar tahvil ve bonoları yıllık yüzde 15-16 faizle satıyor. Bu kağıtların vadesi çok da önemli değil, istenildiği an o günkü fiyattan satış mümkün çünkü.
Diyelim faiz yüzde 15. Bu durumda 100 lira nominal bedelli bir kağıt bir yıl vadeye göre 87 liraya satılıyor. Vatandaş gitti bugün bu kağıdı aldı.
Geldik ekim ayı sonuna... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi faiz tek hane ise, örneğin yüzde 9.5 ise, bu kağıdın faizi de aynı düzeyde ise, fiyat artık 91 liradır.
Yani bugün 87 liraya alınan kağıdın fiyatı bir buçuk ayı biraz aşkın bir sürede yüzde 5’e yakın artmıştır.
İşte bu yüzden diyoruz ya bugünlerde yapılacak en iyi finansal yatırım tahvil bono almaktır, diye...
Ama dikkat, buradaki varsayım faizin hızla düşeceği yolundaki açıklamalara dayanıyor. Tersi olur mu, bilemeyiz.
Faiz düşüşü elinde kağıt olanlara bayram ettirir
Yüksek faiz elbette kötüdür, Hazine’nin iki yakasının bir araya gelmesinin önündeki en büyük engeldir.
Ama faizi öyle birden düşürmek de büyük dengesizlikler doğurur.
Elinde devlet tahvili ve hazine bonosu bulunanlar faiz düştüğü zaman çok büyük karlar eder.
İç borç stokumuz temmuz ayı itibarıyla 752 milyar lira. Bu borcun alacaklılara göre dağılımı şöyle:
Yurtiçi yerleşiklerin alacağı 431 milyarı bankalar, 223 milyarı bankacılık dışı kesimler, 15 milyarı Merkez Bankası olmak üzere 669 milyar.
Yurtdışı yerleşiklerin elinde de 83 milyar liralık tahvil bono var.
Banka dışı kesim kapsamında vatandaşın elindeki kağıt tutarı 5.1 milyar lira. Vatandaşın payı yalnızca yüzde 0.7 düzeyinde.
Tablo çok açık. Faiz düştüğünde bundan en çok kazanç sağlayacak olanlar bankalar.
Hani biz bankaları çok kar ettikleri için eleştirmiyor muyduk! Faizi böyle hızla düşürünce de en büyük “katkıyı” bankalara yapmış olmuyor muyuz!
Lobi lobi denilen sakın faiz indirme lobisi olmasın!
Faiz lobisi yıllardır dilimizden düşmez. Bu lobi faizin yükselmesi için çaba gösterir, iddiamız budur.
Ama gerçek acaba böyle mi?
Tahvil ya da bonoya yatırım yapacak ister yerli ister yabancı her yatırımcı, “yatırım yapacağı zaman” faizin yüksek olmasını ister, bu doğru.
Çünkü 100 nominal bedelli kağıt faiz yüzde 35 ise 74 liraya, faiz yüzde 25 ise 80 liraya, faiz yüzde 10 ise 91 liraya satılmaktadır. Dolayısıyla herkes alım yaparken faiz yüksek olsun ister.
Ama ya elinde zaten tahvil ve bono olanlar, onlar faizin yükselmesini ister mi?
Tabii ki istemez. Çünkü faiz yükseldi mi ellerindeki kağıdın fiyatı düşecektir. Bu durumdakiler tam tersine faizin düşmesini isterler.
Dolayısıyla sormak gerekmez mi:
“Şu durumda faiz lobisi faizin artmasını isteyenlerden mi oluşmaktadır, yoksa düşmesini isteyenlerden mi?”
Son dönemde birileri Türkiye’ye girmek için değil, çıkmak için fırsat kolladığına göre faizi hızla indirmek Türkiye’den kaçmak isteyenlere gümüş tepsi içinde fırsat sunmak olmayacak mı?
Yabancının çıkma iştahı artar
Düşünün bir yabancı yatırımcı yüzde 25 faizle 80 liraya kağıt almış. Birkaç ay geçmiş, bir “mucize” olmuş ve faiz yüzde 10’a indirilmiş, böylece 80 lira ödenen kağıdın fiyatı 91 liraya çıkıvermiş.
Bundan güzel kar olur mu! Bir yıl bekleyip 20 lira kar edecekken faiz düşünce birkaç ayda 11 lira kar mümkün hale gelmiş...
Yabancı yatırımcı daha ne ister ki!
Ayrıca bugünlerde faiz yüzde 15-16 dolayında, 100 liralık kağıdın fiyatı 87 lira. Bu fiyattan bile girmeyen yabancı, faiz tek haneye indiğinde, yani kağıt fiyatları yükseldiğinde gelir mi?