Faiz, bütçe, erken seçim...
Dünden itibaren gündeme bomba gibi düşen “26 Ağustos’ta erken seçim” önerisi artık farklı bir düzleme geçildiğini gösteriyor.
Türkiye’nin siyaset ve seçim geçmişine bakıldığında, gerçekten de artık yeni bir döneme girildiği ve siyasetin narkoz etkisinin başladığı anlaşılıyor.
Aslında bu noktaya gelişin çok çeşitli nedenleri sayılabilir.
Bu çeşitli nedenlerden birisi de bütçe olsa gerek.
Önceki gün Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın açıkladığı 2018 bütçesinin ilk 3 aylık sonuçları da bu gidişatın şifrelerini ortaya koyuyor.
Dilerseniz çok kısaca 2018 bütçesinin mart ayı ve ocak-mart dönemi sonuçlarına bir göz atalım:
Gelin şimdi de rakamların diline bir bakalım.
- Aslında önemli bir tespit şu: 2017 yılı bütçesinde faizlere ayrılan pay sadece yüzde 8.3 iken bu pay 2018 yılında yüzde 9.4’e yükselmiş.
- Buna bağlı olarak çok önemli bir sonuç da şu: Mart ayı faizleri yüzde 34 artmış. 3 ayda ise bu artış yüzde 18’i aşmış ve bütçenin üçte birine ulaşmış. Yani üç ayda üçte bire ulaşan faiz giderleri söz konusu.
- Cari transferler bütçe giderlerinin yüzde 40’ına ulaşmış, yani karşılığında mal ve hizmet almadığınız harcamalar çok ciddi oranda artmış.
- Bütçe gelirlerindeki artış, bütçe giderlerindeki artışın gerisinde kalmış.
- Şöyle ki bütçe giderleri yüzde 17.7 arttığı halde bütçe gelirleri yüzde 15.7 artış göstermiş. Dolayısıyla bütçe açığına baskı yapmış. 3 aylık bütçe açığı yüzde 20’den daha fazla yükselmiş.
Bu tablo, açıkçası sürdürülebilir değil.
Zira; vergilerde beklenen sağlıklı artış veya gelişme yok; buna karşın giderlerde sürekli ve ciddi artış var.
Özellikle bu hükümetin iç ve dış çevrelerde sürekli olumlu propoganda aracı olarak gösterdiği mali disiplinin bozulması gerçeği ortada. Mevcut koşullarda ve konjonktürde bu bozulmanın kalıcı olduğu da bir başka gerçek.
İşte MHP Genel Başkanının tarihsel misyonu ile yaptığı dünkü erken seçim önerisinin gerekçeleri arasında bu gerçeği de görmek gerek...