Faiz “boynunu büktü”, gerileme belirginleşti
Mevduat faizinde eylülde, kredi faizinde ekimde zirveyi gördükten sonra bir süre durağan denilebilecek şekilde seyreden oranlar kasımla birlikte yönünü belirgin olarak aşağı çevirdi.
Mevduatta ortalama faiz en yüksek düzeye yüzde 24.99 ile 21 Eylül’de çıktı. Tüm mevduatın tutarla ağırlıklandırılmış ortalamasını gösteren oran 16 Kasım’da yüzde 22.98’e kadar geriledi, ama sonra çok az da olsa artarak kasım ayını yüzde 23.02’den kapattı. Ortalama mevduat faizinde zirvenin görüldüğü 21 Eylül’e göre 1.97 puanlık düşüş var.
İhtiyaç, taşıt ve konut kredisi faizlerinin ortalamasını gösteren oran ise 12 Ekim'de yüzde 38.27 ile zirve yaptı. Kredi faizindeki gerileme çok daha belirgin. Ortalama kredi faizi, 30 Kasım’da indiği yüzde 33.78 ile zirvenin görüldüğü 12 Ekim’e göre 4.49 puan gerilemiş oldu.
Niye gerilediği önemli
Mevduat ve kredi faizindeki gerilemeye bakıp işlerin iyi gittiğini, ekonomik sorunların belli ölçüde hafiflediğini düşünmek elbette mümkün. Ne var ki göz ardı edilemeyecek bazı gerçekler var.
Birincisi faizler geriledi gerilemesine ama hala dört-beş ay öncesinin çok üstünde. Biz bir anlamda kaybettiğimizi kırık dökük bulduk diye seviniyoruz. Bir başka yön de faizlerin niye gerilediği. Öyle ya, faizin gerilemesine yol açabilecek bir dizi etken söz konusu olabilir.
Sakın bankalar kredi talebi karşısında kılı kırk yararak çoğu talebi geri çeviriyor olmasın...
Sakın ekonomideki daralma ve faizlerin biraz gerilemiş olmakla birlikte görece çok yüksek seyretmesi yüzünden kredi talebinde bir azalma yaşanmasın...
Ve sakın bu iki temel etkenin bir araya gelmesiyle kredi hacminde ciddi bir gerileme ortaya çıkmasın ve bu yüzden de “daha az satılan paranın” kirası, yani faizi düşüyor olmasın...
Ama yaşadıklarımız bunlar işte! Son verileri aktaralım. Mevduat bankalarının kredi hacmi 31 Ağustos’ta 2 trilyon 189 milyar lirayla zirveye çıkmıştı. 30 Kasım’a geldik, kredi hacmi 1 trilyon 954 milyar liraya geriledi.
Yani mevduat bankalarının kredileri üç ayda yüzde 11 oranında tam 235 milyar lira azaldı. Bu dönemde mevduatta ise önemli bir değişiklik olmadığını belirtelim. Yani bankalar mevduat hacimleri sabit kalırken krediyi belirgin olarak kısmışlar.
Şu durumda faizlerde yaşanan düşüş gayet normal. Bankalar eskisi kadar kredi açmıyor, hatta kredileri aşağı çekiyor. Bu koşullarda mevduata niye yüksek faiz verilsin ki! Verilmiyor zaten, mevduat faizi de düşürülüyor.
Bütün bunlar neye işaret?
Faizin enflasyon düştüğü için gerilediğini dile getirenler de çıkacaktır. Hele bir durun! Enflasyondaki düşüş daha çok yeni. Kaldı ki bu düşüşün süreceği de çok kuşkulu.
Kredi hacminde yaşanan gerilemeyi iyi okumak ve çok önemsemek gerek. TÜİK tarafından bugün açıklanacak üçüncü çeyrek GSYH verileri bakalım bize nasıl bir tablo sunacak. Türkiye ekonomisinin üçüncü çeyrekte çok az büyüdüğünü görebiliriz. Bu köşede 19 Kasım’da sanayi üretiminden yola çıkarak GSYH büyümesinin üçüncü çeyrekte sıfır dolayında gelebileceğini belirtmiştik.
Sanayi üretiminden gelen işaretler bize sıfırı işaret ediyor etmesine ama bu yıl çok başarılı bir sezon geçiren turizmden ve geçmiş yıllardan çok iyi seyreden ihracattan gelecek katkı belki durumu biraz iyileştirebilir.
Ama kredi hacminde ortaya çıkan bu daralma iyiye işaret değil. Hadi üçüncü çeyrek şöyle ya da böyle atlatıldı. Ama ya içinde bulunduğumuz son çeyrek?