Faiz beklentileri iyimser tasarımları yıpratıyor!
Finansal piyasalar oldukça sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Riskten kaçınma eğiliminin geri dönmemesi için üretilen masallar iç çelişkileri nedeniyle tükendikçe direnmeye devam etmenin yeni yolları aranıyor. Beklenenden iyi çıkan ve nerede ise bu hafta yapılacak Açık Piyasa İşlem Komitesi Toplantısında dolar faizlerinin yükselişini kesinleştiren Şubat ayı ABD Tarım Dışı İstihdam verilerine rağmen, kırılgan olarak bilinen gelişen ekonomi paralarının değerlenmesi yönündeki çaba bu konudaki son örnek oldu!
Önemli boyutta risk taşıyan ve bunları azaltmanın yolunu bir türlü bulamayan küresel oyuncular, sene başından bu yana Mayıs ayından önce dolar faizlerinde yükseliş olmayacağı varsayımına dayanarak piyasa yapmaya çalışıyor ve bu yolla pozisyonlarını korumaya çalışıyordu. Ayrıca giderek güçlenen korumacılığı, bunun gelişenler ile gelişmişler arasındaki mevcut ayrışmayı iyice güçlendirecek olmasını görmezden geliyorlardı. Pek gerçekçi olmayan küresel canlanma masalını pazarlama peşinde koşuyorlar, uzun vadeli faizleri ve risk primlerini bu senaryonun çıpası olarak kullanmak üzere manipüle ediyorlardı. Bu çaresiz duruma düşenler, hala kendilerini güçlü sanma gafletinden kurtulamıyor!
Dolar faizlerine ilişkin beklentilerdeki değişim, pazarlanmaya çalışılan masalı hatırı sayılır ölçüde yıprattı. Bir önceki hafta açıklanan 298 binlik ABD Özel Sektör İstihdamındaki artış söz konusu kesimlerin oyununu bozmaya başladı. Cuma günü açıklanan söz konusu ekonomiye ilişkin işsizlik verileri ise bir anlamda son noktayı koydu. Şubat ayındaki net Tarım Dışı İstihdam artışı 235 bin olmuş ve Ocak ayına ilişkin rakam da yukarı yönde düzeltilmiş; genel işsizlik oranı yüzde 4,7’ye gerilerken yıllık ücret artışları yüzde 2,8 olarak gerçekleşmiş. Önümüzdeki hafta ABD Merkez Bankası yetkilileri toplanacak ve muhtemelen küresel kriz sonrasındaki üçüncü faiz yükseliş hamlesini yapacak!
Geride bıraktığımız hafta genelinde değişen dolar faizi beklentileri nedeniyle gelişmeler kontrolden çıkmaya başladı. Uzun vadeli faizler yukarı yönde hareketlendi, gelişen ülke paraları değer kaybederken risk primleri biraz yükseldi. Gelişmelerin kontrolden çıkmasına katlanamayacak durumdakiler, ABD İstihdam verilerinin açıklanması ile birlikte, en azından biraz olsun zaman kazanmak adına müdahil olmak durumunda kaldılar. Beklenenin aksi yönünde öncü hareketlenme yaratarak gelişmeleri bloke etmeye ve kafa karışıklığı yaratmaya odaklandılar. Petrol arzındaki artışa bağlı fiyat gerilemesini ön plana çıkararak, uzun vadeli faizleri yükseldiği yerden kısmen gerilettiler; gelişen ülke paralarının kayıplarını cüzi de olsa geri alması yönünde enerji harcadılar. Bu yapılanlar küresel canlanma senaryosunun itibar kaybetmesini önleyemedi ve ortak çaba içinde olanların bölünerek güç kaybetmesi olasılığı artmaya başladı!
Petrol ve altın başta olmak üzere emtia fiyatlarının gerilemeyi sürdürmesi, küresel enflasyon beklentilerini geriletebilir ve dolar faizlerindeki seri faiz yükselişi konusundaki beklentiyi zayıflatabilir. Fakat aynı zamanda küresel canlanma beklentilerinin yerini durgunluğa bırakmasını da beraberinde getirir; menkul ve gayrı menkul şeklindeki varlık değerlerini de olumsuz yönde etkileyerek riskten kaçınma eğilimini besleyebilir. Bu olasılıkta korumacı eğilimler yine sinsice güçlenir, gelişmişler ile gelişenler arasındaki ayrışma ivmelenebilir!
Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız gelişmeler, ekonomimizi ve piyasaları diğer gelişenlere oranla daha fazla etkiliyor; muhtemelen böyle olmaya devam edecek gibi görünüyor. Son iki hafta genelinde tepkisel olarak yarım puan yükseltilerek yüzde 10,30’dan yüzde 10,80’lere yükseltilen para otoritesinin ortalama fonlama maliyeti, bu olumsuzluğu düzeltmeye yetmiyor. Maliye politikasının parasal sıkılaşmayı etkisizleştiren gevşekliği, yeni diplomatik krizler ve Orta Doğu’daki jeopolitik kördüğüm türünden olumsuzluklar ek sıkıntılar yaratıyor. Referanduma giden süreçte yapılanların faydası, yan tesirlerin çok gerisinde kalıyor. Belirsizlikler azalmıyor, beklentiler düzelmiyor ve güvensizlik artmaya devam ediyor.