Faiz aynı ama söylemde epeyce değişiklik var

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Merkez Bankası faizi beklendiği gibi değiştirmedi. Ama PPK toplantısı açıklamasında dikkat çeken değişiklikler var. Bir önceki toplantıda enflasyonu olumlu etkilediği belirtilen “ithal girdi maliyetleri”nin bu kez tam tersine enflasyona olumsuz etkide bulunduğuna dikkat çekiliyor. Doların PPK’nın bir buçuk ay önceki toplantısından bu yana TL’ye karşı yüzde 10 değer kazandığı dikkate alınırsa bu uyarıya kim ne diyebilir ki...

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu haftalık repo ihale faiz oranını tahmin edildiği gibi değiştirmedi ve yüzde 24’te tuttu.

Yüzde 24’lük oranın 1.5 puan üstünde uygulanan gecelik faiz oranı böylece yüzde 25.5’te sabit kaldı. Aynı şekilde gecelik faizin 1.5 puan üstünde olan geç likidite penceresi faiz oranı da yüzde 27.5 düzeyinde tutulmuş oldu.

Merkez Bankası faizde bir değişikliğe gitmedi ama Para Politikası Kurulu’nun açıklamasında dikkat çeken değişiklikler olduğu gözlendi.

İthal girdi maliyetinin önemi

Faiz kararına ilişkin bilgi notunda en çok dikkat çeken, ithal girdi maliyetinin etkisinin nasıl pozitiften negatife döndüğü...

Bir önceki Para Politikası Kurulu toplantısı açıklamasında enflasyon göstergelerinde bir miktar iyileşme gözlendiği, bunun da “ithal girdi maliyetleri ve iç talep gelişmelerine” bağlı olarak ortaya çıktığı belirtilmişti.

Yani “ithal girdi maliyetleri” enflasyonu düşürecek bir etki doğuruyordu, söylenen buydu.

Dünkü açıklamada ise tam tersi bir ifade yer aldı. Açıklamada enflasyon göstergelerinde bir miktar iyileşme gözlendiği ve bunun iç talep gelişmelerine bağlı olarak ortaya çıktığı belirtilerek şöyle devam edildi:

“Bununla birlikte, gıda fiyatları ve ithal girdi maliyetlerindeki artışlar ile enflasyon beklentilerindeki yüksek seyir fiyat istikrarına yönelik risklerin devam ettiğini göstermektedir...”

Mart ayı başında yapılan Para Politikası Kurulu toplantısında enflasyon üstündeki baskıyı hafifleten bir etki yapan ithal girdi maliyetleri, aradan bir buçuk ay geçti ve bu kez enflasyon riskini artıran bir etki yapmaya başladı.

Bu bir görüş ya da yaklaşım değişikliği değil, bir gerçeğin vurgulanması.

Bir önceki Para Politikası Kurulu toplantısın yapıldığı 6 Mart’ta dolar 5.38 düzeyindeydi. Dolar dün ise bu satırlar yazılırken 5.95’i aşmıştı. Yani aradan geçen bir buçuk aylık sürede dolar TL’ye karşı yüzde 10’un biraz üstünde değer kazandı.

Kurdaki bu artışın enflasyona etkisinin olmayacağını kim söyleyebilir... “Kur artışı bize bir şey yapmaz” diyenler çıkıyor çıkmasına ama bunu söyleyenlere geçen yılın sonbaharında yaşanan rekor fiyat artışlarının nedenini sormak gerek.

Sıkı parasal duruşa devam

Kurul açıklamasında fiyat istikrarına yönelik risklerin devam ettiği belirtildikten sonra o her zamanki ifadeye yer verildi:

“Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar sıkı parasal duruşun korunmasına karar vermiştir.”

“Ders metni” değişti

Para Politikası Kurulu toplantılarından sonra yapılan açıklamalarda “Merkez Bankası fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir” denilir ve sonrasında bizim “ders metni” olarak nitelediğimiz şu ifadeye yer verilirdi:

Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları, para politikası kararlarının gecikmeli etkileri, maliye politikasının dengelenme sürecine vereceği katkı ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir.”

İşte dünkü açıklamada bu son paragrafın sadeleştirildiğini gördük. Merkez Bankası'nın elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceği görüşü tekrarlandı ve sonrasında şöyle denildi:

“Enflasyon görünümünü etkileyen unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek, parasal duruş enflasyonu hedeflenen patika ile uyumlu seviyelerde tutacak şekilde belirlenecektir.”

İfadedeki bu değişiklik Merkez Bankası’nın gerektiğinde “ilave parasal sıkılaştırma” yapmayacağı, yapamayacağı şeklinde yorumlandı. Biz aynı kanıda değiliz. Merkez Bankası koşullar gerektirdiğinde elbette haftalık repo ihalesine yine son verebilir, piyasayı gecelik ya da geç likidite penceresi yoluyla fonlamayı tercih edebilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar