Faiz artışından sonraki para hareketi kafaları karıştırdı

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, geçtiğimiz günlerde CNBC-e’ye yaptığı açıklamada 28 Ocak’tan 13 Şubat akşamına kadar geçen 17 günde Türkiye’ye 3.9 milyar dolar girdiğini söyledi. Merkez Bankası’nın 28 Ocak’ta gece yarısı açıkladığı faiz artırım kararı, belli o günün sabahından itibaren yabancıları harekete geçirmişti. 

3.9 milyar dolar iyi para! Hele hele dövizde yabancıların genel eğiliminin çıkış yönünde olduğu bir dönemde. Ama iyi de, bu para nereye park etti, işte o pek anlaşılamadı.

Yabancı yatırımcı parasını nereye yatırır? Ya hisse senedi alır, ya devlet iç borçlanma senedi; ya da mevduatı tercih eder. Hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedi olarak 14 Şubat’a kadar olan verilere sahibiz. Hisse senedi ve DİBS’te stok rakamların pek önemi yok, gerçek hareketi görmek için fiyat ve kur değişiminden arındırılmış farkın ne olduğuna bakmak gerekiyor. Bu konudaki hesaplamayı Merkez Bankası yapıyor ve açıklanan son veri de 14 Şubat’a ait. 

Biz, Ali Babacan gibi 28 Ocak verisine sahip değiliz ve kıyaslamayı gün gün yapma şansımız yok. Ancak haftalık bazda gidebiliyoruz. 

Verileri gün be gün izleyemediğimiz için iki tarihi baz alarak hesap yapabiliriz. 24 Ocak ile 14 Şubat arasındaki üç haftayı esas alırsak, fiyat değişimi ve kur hareketinden arındırılmış haliyle yabancılar hisse senedi piyasasından 371 milyon dolarlık net çıkış gerçekleştirmişler. Bu dönemde, yabancıların

DİBS piyasasından çıkışları ise çok daha yüksek. DİBS’ten çıkış 1.6 milyar dolar olmuş.
24 Ocak yerine 31 Ocak tarihini başlangıç alalım. 31 Ocak ile 14 Şubat arasında yabancıların hisse senedinde 94 milyon dolarlık girişi olduğunu görüyoruz. Aynı tarihler arasında DİBS’te ise 953 milyon dolarlık çıkış var.

3.9 milyar nerede?

Ali Babacan’ın sözünü ettiği 3.9 milyar doların net mi, brüt mü olduğunu bilmiyoruz. Bu konuda detay yok.

Eğer 3.9 milyar dolar net ise, brüt giriş hisse senedi ve DİBS’te yaşanan çıkış kadar daha fazla demektir. O zaman da Babacan herhalde daha yüksek olan brüt rakamı kullanırdı. Dolayısıyla belli ki 3.9 milyar dolar brüt rakam, bunun bir kısmı da çıkmış.

24 Ocak-17 Şubat arasını esas alırsak hisse senedi ve DİBS’ten toplam 1 milyar 986 milyon dolar çıkış olmuş. Yok eğer başlangıç tarihini 31 Ocak’a çekersek, çıkan tutar 860 milyon dolar. 
28 Ocak’tan 13 Şubat’a kadar 3.9 milyar dolar girdiğine ve çıkış da ortada olduğuna göre, aradaki farka denk gelen para nereye park etmiş olabilir? 

Mevduatta da yok!

Hisse senedi ve DİBS’te olmadığına göre, hatta bu yatırım araçlarından net çıkış yaşandığına göre, gelen para başka bir alanı seçmiş olmalı; yani mevduatı. Ama bakıyoruz, söz konusu tarihler arasında yurtdışı yerleşiklerin ne TL mevduatlarında artış var, ne döviz mevduatlarında.

Geriye kala kala kısa vadeli dış borç sayılan banka mevduatları kalıyor. Yani yabancıların yurtdışında bir bankaya yatırdıkları paranın Türkiye’de mevduata yönlendirilmesini istedikleri uygulama. Ama bu veri henüz aralık sonundaki durumu gösteriyor. Değil şubatın ortası, ocak sonundaki veriye bile sahip değiliz. Kaldı ki, kısa vadeli dış borç istatistikleri aylık bazda açıklandığı için şubat ortasına ilişkin verileri en azından bizlerin görme şansı hiç yok. 

Dolayısıyla, “olsa olsa” varsayımında bulunabilir ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın 17 günde geldiğini söylediği paranın banka mevduatında park ettiğini söyleyebiliriz. 

Ama söylememiz ve görmemiz gereken asıl gerçek, yabancıların özellikle devlet iç borçlanma senetlerinden çıkmakta oldukları. Öyle çok hızlı, çok agresif bir çıkış yoksa da, eğilim belli. Yabancılar 13 Aralık-14 Şubat arasındaki iki ayda devlet iç borçlanma piyasasından tam 3 milyar 473 milyon dolarlık çıkış gerçekleştirdiler. Hani ekonominin kalbinin attığını sandığımız hisse senedi piyasası var ya, o piyasadaki çıkış ise yalnızca 386 milyon dolar oldu. 

Keşke tersi yaşansaydı, keşke DİBS’ten değil de, hisse senedi piyasasından çıkış daha fazla olsaydı. DİBS’teki her çıkış, faizin artması, borçlanmanın zorlaşması, tüm Türk vatandaşlarının sırtına biraz daha fazla yük binmesi demek çünkü.  

aktasallaa.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar