Faiz artış süreci biraz sancılı geçse de, ani ölümden kurtarır

A. Levent ALKAN
A. Levent ALKAN aleventalkan@gmail.com

Ülkem, geçkin bir Avrupa ağacından düşmüş kırık dal

ödünç tahtalardan sandaldır

kaderini çeker körfezin sığ sularına doğru

yorgun küreklerini çeker gibi

Avrupa bölgesinde daralan iç talep ihracat miktarımız geriliyor. Eurodaki değer kaybıyla, ihracat gelirlerimiz düşüyor. Rekabet avantajımız daralıyor. Avrupa Bölgesi kendi içindeki maliye politikalarında çok başlılığın üstesinden gelemeyince kendi kendini yoke den bir süreci başlatmış oldu. Biz de AB ile ilişkilerimizde, Gümrük Birliği anlaşmasından yaralıyız. Bu yara cari açığımızı besliyor. Borç paralar üstüne yükseliyor büyümemiz. Avrupa'dan kaybettiğimiz ihracat pazarını; İran'a, Suriye'ye, körfez ülkelerine yeni çevirerek kapatıyoruz. MB küçük adımlarla faizleri artırmaya başladığında, biz de dünyanın çıkış stratejisi sancısını duymaya başlayacağız.

1. Üçüncü ülkelerin AB ile serbest ticaret anlaşmaları (STA) yapıp, bizle aynı Sta'na yanaşmamaları; onlara yarıyor. Çünkü ucuz gümrük kesintisiyle Türkiye'ye mal satmaları AB üzerinden mümkün olabiliyor. Meksika 11 yıldır böyle çalıştı. Yılların bozulan ödemeler dengesinde büyük payı var. Şimdi AB ile Sta anlaşması yapmaya, sırada bekleyen onlarca ülke bulunuyor. Türkiye telafi edici vergi koyuyor. Bunu diğer anlaşacak ülke mallarına da uygulamalıdır. Artışlarla önlemler, zarara uğratıldığımız bu konuda bile, korumacılığı tetikleyebilir. Halbuki, AB ile Sta anlaşmaları Türkiye'yi de kapsar şekilde anlaşma yapıllsaydı "kazan-kazan" çalışırdı.

2. ABD, Japonya, AB gibi gelişmişler grubunda reel faizler sıfır ya da eksiyken, Türkiye gibi ülkeler görece cazip oldular. Böylece küresel ekonomide, girişini durduramadığımız ya da durdurmayı düşünmediğimiz sıcak paranın pazar yeri oluverdik. Yılbaşından bu yana bonoda 14mia USD yabancı alımı vardı.

3. Bonlarımızın vadeleri küresel eşleniklerine kıyasla çok kısa kalıyor. Yabancı vade sonunu beklerse 13.07.10-01.06.11 döneminde (USD) %6.3 reel kar elde edebildi. Aynı dönemde referans bono, (USD) %12 kazanç sundu ve %13 kayba neden oldu.

4. 7.17 Mayıs TÜFE enflasyonu, ÜFE ile arasındaki farkı kapattı. Para politikasında, enflasyon kadar devaluasyon uygulamamak, kur üzerindeki gerginliği tırmandırdı.

İnsanız. Ana rahminden dışarı çıkışımız, bizi de ve anamızı da ağlatmadan olmadı. Sıfır ya da eksi reel faiz düzeylerindeki ucuz finansman olanakları, politika faizlerinde artışlar olmaksızın, ekonomilerdeki balonlar durdurulamayacak. Çıkış stratejilerinin hiçbirinde, faiz artırmasız bir sıkılaştırmanın oluru ifade edilmiyor. Ucuz paradan pahalı paraya geçiş, gevşek para politikasından sıkı para politikasına dönüştür; doğum sürecinde yaşananlarla özdeş, sancılarla anayı, doğurduktan sonra da yavruyu ağlatıyor.

FED, 2007 Ağustos'unda %5.25 olan politika faizlerini, 16 Aralık'ta %0.25 e kadar indirdi ve kredi sıkışıklığının bunalttığı ekonomi ortamı birden rahatladı. Ana rahmine düşüldüğü an kadar mutlu bir atmosfer yaratıldı. Kuruyan kredi kanallarına, oluk oluk bedava fon aktı. Carry trade, bize doğru çalışıyordu. Büyüdükçe büyüdük. O ilk ana rahmine düştüğümüz andan itibaren geçen 9'daki gelişimimiz gibi büyüdük. Gelişmiş ülkelerde krediler doygunluğa erişince, faizler artışları gündeme oturdu. Gelişen ülkelerdeki çocuk, sonra yatağına sığamayacak kadar büyümüş, doğal taşıyıcısının da karnı burnuna gelmiştir artık. Zamanında çıkılmazsa; anne, çocuk veya anneyle çocuk birlikte kaybedilecekti. Birazcık sancı, ölümlerin kurtarıcısı olacaktır. Ne dersiniz, dünya ekonomisi çıkış stratejini gecikmesiz uygulayabilecek midir? Ölümsüz bir doğumlar yapabilecek midir? Ya bu cari açık, bu büyüme, bu Türkiye; aynı fotograf karesine sığabilecek midir?

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar