Facebook'da herkes pişman
Son günlerde herkes sosyal ağlardaki mahremiyet haklarının akıbetini düşünüyor. Her zaman olduğu gibi Facebook bu endişelerin merkezinde. Artık Facebook'un her ay gizlilik ve mahremiyet haklarında değişikliklere gitmesine alıştık. Kullanıcılar ise yapılan her türlü değişikliğin kendilerine yönelik bir saldırı olarak algılamaya başladı.
Öncelikle şunu belirtmekte yarar var, son günlerde kullanıcıların kendi profillerinde yayınlamaya başladığı kişisel haklarını koruma beyannamesinin Facebook açısından hiçbir bağımlılığı ve yükümlülüğü bulunmuyor. Yani sırf siz bir mesajınızda "burada yayınladığım hiçbir şeyin paylaşılmasına izin vermiyorum" dediğiniz için Facebook'un sizi reklam listelerinden veya genel kurallarından çıkaracağını düşünecek kadar naif, iyi niyetli olmayın. Size ücretsiz olarak sunulan bir servisi kullanmaya başladığınızda, size bu servisi sağlayanların da şartlarına uymayı taahhüt etmişsiniz demektir. Tek şartla ki eğer yapılan bir değişikliği kabul etmiyor ve ayrılmayı talep ediyorsanız.
Sosyal ağların mahremiyet konusunda ilerleyen dönemlerde çok ciddi sorunlar çıkaracağını, özellikle bu dönemde yetişen çocukların gelecek yaşamlarına dair ciddi izler bıraktıklarını defalarca yazdım. Facebook, Instagram, Twitter ve pek yoğun kullanıma sahip olmasa da Google+ gibi servislerde yapılan paylaşımların mahremiyetinden ve özel kalacağından emin olmanın kesin yolu ne yazık ki yok. Dolayısıyla kullanıcıların, bu servislerin yaptıkları değişikliklerden sonra huysuzlanmaları anlamsız.
Facebook'da uzun zamandır işler çok da iyiye gitmiyor. Halka açılma esnasında 38 dolardan sattığı hisseleri hızlı bir şekilde düştü ve uzun bir aradan sonra nihayet 25 dolar seviyelerine gelebildi. Facebook gibi sosyal ağlar yatırımcılar için halen riskli olarak görülüyor. Çünkü sosyal reklamcılığın başarısı üzerine halen somut veriler elde edilmiş değil. Bu alanda yapılacak olan yatırımların sonuçları çok daha uzun vadede elde edilecek.
İşte bu yüzden Facebook, farklı kazanç yolları üzerinde duruyor. Elinde tuttuğu bu müthiş veritabanı üzerinden hedefli reklamlar satmak durumu düzeltmek için yapabileceği en iyi hamlelerden biri.
Dahası, kendi satın aldığı Instagram gibi servisleri de işin içine katarak daha farklı pazarlama mecraları ve yöntemleri oluşturmaya çalışıyor.
Yani kendi mali durumunu kurtarmaya çalışan Facebook'un, artık kendisine mahkûm olmuş kullanıcıların mahremiyet sorunları ile uğraşmak gibi bir önceliği yok. Mahremiyetini bu kadar önemseyenlerin profillerinde tuhaf bir beyanname yayınlamak yerine, paylaş tuşuna basmadan önce bir kez daha düşünmeleri daha akıllıca olacaktır.