Ezberini bozamayan iş dünyası Türkiye'yi dönüştüremez
Yaşadığımız evrende her olay yada olgunun olumlu etkileri olduğu gibi,olumsuzlukları da olacaktır.
Yenilik olgusu da bu temel gerçekliğin dışında değil. Yeniliklerin olumlu etkileri kadar, olumsuzları üzerinde duran bilim insanları var: Nobel Ödül'lü ekonomist Joseph E.Stiglitz, Robot Solov' un 1987'de " Bilgi çağını her yerde görebilirsiniz ama verimlilik istatistiklerinde göremezsiniz" genellemesini anımsatıyor. Bir adım daha ileri giderek, "Belki GSYİH, bilgisayar çağı yeniliklerinin ortaya çıkardığı yaşam standartlarındaki iyileşmeleri pek yakalayamıyordur. Ya da belki de bu yenilik, hayranlarının inandığından daha az kayda değerdir. Meğer her iki bakış açısında da biraz gerçeklik payı varmış" diyor.
Yenilikçiliğin etkileri
Stiglitz 'in analizinde, kaynakların "yenilikçi" sektörlere akmasının yarattığı sonuçlara ilişkin değerlendirmelerini şöyle özetleyebiliriz:
•GSYİH'da yarattığı artışlar, önceki dönemlerden dikkat çekici düzeyde düşüktür.
•Yenilikçi sektör en iyi dönemlerinde bile yaşam standartlarında iyileşme yaratmamıştır.
•Toparlanma başladığında bile krizden krize sürüklenmiştir.
•Yeniliğin net sosyal katkısı negatiftir.
•Çevrimci alış-verişin kazandırdığı zaman tasarrufunun ya da artan rekabetin yarattığı maliyet düşmelerinin yaşam standardını nasıl etkilediğini saptamak güçtür.
•Bir yeniliğin karlılığı nasıl etkilediğini hesaplamak kolay değildir.
•Yeniliklerin yaşam standardımıza yaptığı net katkının hesaplanmasının iyi bir kriteri yoktur.
•İnternet ağlarının ekonomik büyümeye katkısı görece küçük olabilir.
•Yeniliklerin yarattığı işsizliğin sosyal maliyeti firma karalılıklarına yansımıyor.
•GSYİH kriterinin,işsizliğin artması nedeniyle insanların kendilerini daha güvensiz hissetmelerinin maliyetini de yansıtmaz.
Bir başka Nobel Ödüllü iktisatçı Paul Krugman da, meslektaşı Robert Gordon' un ekonomik büyümenin büyük ölçüde yavaşlayacağı, 18'inci yüzyılda başlayan büyüme çağının bitmekte olduğu iddiasına gönderme yapıyor. Diyor ki, "Üçüncü Sanayi Devrimi şu anda gerçek kazanımları sağlasa da bunlar ikinci devrimin sağladığı yararlardan çok daha az oldu. Örneğin, elektrifikasyon internetten çok daha önemli sonuçlar doğurmuştu" . Teknolojinin olası etkilerini sorgulayan Krugman, meslektaşının tümüyle haklı olduğunu düşünmediğini belirtiyor. Bu gibi aykırı ve kötümser düşüncelere kanıt olarak görece daha yeni başlayan bilgi teknolojilerinin en önemli yararını "akıllı makinelerden geleceği" tezine dayandırdıklarını belirtiyor. Yapay zeka, ses tanıma teknolojileri ve nesne tanıma teknolojilerinde beklenen ilerleme olmamasının aykırı görüşleri güçlendirdiğinin altını çiziyor. Son dönemde ise büyük veriye erişebilmenin modellenebilmesinin beklentileri yükselttiğini de söylüyor.
McKinsey Global Enstitüsü'ne göre ABD'de 1948-1981 arasında 7 kriz yaşandı. Henry Kissinger de 1980-2010 arasında 5 önemli krizi yaşandığını söylüyor.Bu krizler, 1980'de Latin Amerika' da, 1997'de Asya' da, 1998'de Rusya' da, 2007'de ABD' de ve 2010'da Avrupa' da yaşandı.
Strateji konsepti içeren strateji
Buraya kadar söylenenleri iki net cümlede anlatabiliriz: Günümüzdeki yeniliklerin maddi ve kültürel zenginlik üretimine katkısı,daha önceki teknik değişmelere göre sınırlı olmaktadır. Hızlanan yenilik süreci, daha sık ve daha derin krizlere de yol açmaktadır.
Yenilik karşısında iki tutum benimseyebiliriz: Birincisi, yeniliklerin çok hızlı değişim ve dönüşümler yaratarak,bütün üretim sistemini köklü biçimde değiştireceği,böyle bir gelişme için hazırlıklı olmak gerektiği... Diğeri, yeniliklerin geçmiş dönemden görece daha az zenginlik yaratacağı,bu nedenle sistemi köklü biçimde etkileyemeyeceği düşüncesi. Bu iki tutumdan hangisini benimsersek benimseyelim,yeni bir düzeni, Kissinger' in altını çizdiği gibi,"Strateji konsepti içeren meşruiyet iddiaları" üzerine kurabiliriz.
Bazı okuyucuların zihninde beliren soruları sezer gibiyim: Bu konuları daha yalın,daha az yoğun, tek bir konuyu açan yazılarla anlatmak varken, neden bu kadar yoğun ve ağır bir anlatım yolunu seçiyorsun?
Soruya yanıtım şöyle: Orhan Pamuk' un uyarısının doğru bulduğum için. Kısa mesaj, malumatfuruşluk,eskimiş kavramların med-cezir çöpçülüğü yapan popüler anlatımla iletişim kurabilirsiniz,bir şeyler "anlatmış gibi" yapabilirsiniz ama asla düşünce geliştiremezsiniz. Her gün daha hızlanan yenilikler ister çok köklü etkiler yaratsın isterse etkileri beklentinin çok gerisinde kalsın,bu yeni dönemin fırsatlarını kaçırmamanın iki yolu var. Birincisi, doğru bir felsefeye sahip olmak, ikincisi de derin düşünceler üreterek gelişmenin standartlarını belirleyenler kervanına katılmak.
Hepimiz ezberleri bozmak zorundayız. Ezberleri bozmak da seçimler yapmayı, odaklanmayı,zamana kıymayı,sabrı ve direnci gerektirir. İş dünyası da ezberini bozmadan Türkiye'yi dönüştüremeyeceğini bilmelidir.