Ezber bozan Durmuş Başkan

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI [email protected]

Para politikasında önemli bir dönemeç kazasız belasız atlatıldı. Merkez Bankası Başkanlığı'na beklenildiği gibi Erdem Başçı atandı. Bakanlar Kurulu'nca alınan atama kararı gerek yurtiçinde gerekse yurtdışında memnuniyetle karşılandı. Başkan Yılmaz 2006 yılı Nisan'ından beri başarıyla taşıdığı bayrağı 18 Nisan tarihinde Başkan Yardımcısı Erdem Başçı'ya devredecek.

Erdem Başçı 2003 yılından beri başkan yardımcılığı görevini hakkıyla sürdüren, iyi bir iktisatçı ve piyasaların saygı duyduğu bir isim. Küresel kriz sonrasında yapılan faiz indirimlerinde aktif rol oynadı. Son dönemdeki "düşük faizli sıkı para politikasının" mimarlarından birisi olarak hükümetin sevgisini kazandı. Başbakan Yardımcısı Babacan ile yıllar öncesine dayanan bir dostluğa sahip.

Bu sayede son on yılda hiçbir Merkez Bankası Başkanına nasip olmayan bir kamuoyu, piyasa ve hükümet desteğiyle başa geliyor. Ancak, Merkez Bankası Başkanlığı görevi bazen hükümeti, bazen bankacılık kesimini bazen de piyasaları karşısına almayı gerektiren ateşten bir gömlek giymeyi ve sonra da haklı çıkmayı gerektiriyor.

Erdem Başçı'nın arkasındaki kamuoyu desteğini de kullanarak ekonomiye güven veren güçlü bir başkan olup olamayacağını zaman gösterecek. Ama Başkan Yılmaz'ın çok önemli bir görevi başarıyla tamamladığına inanıyoruz ve kendisine teşekkür ediyoruz.

Erdem Başçı'nın bugün karşılaştığı sıcak ilginin tersine Başkan Yılmaz göreve buruk bir şekilde başlamıştı. Durmuş Yılmaz 2006 yılı Nisan'ında yaşanan atama krizi sonucunda bir ara çözüm olarak başa geldi. Piyasa oyuncuları tarafından tanınmıyordu. Hükümetin ilk tercihleri arasında değildi. Bu nedenle arkasında bir kamuoyu desteği yoktu.

Başkan Yılmaz, emtia fiyatlarındaki artışın ve hızlı büyümenin enflasyonu küresel olarak yükselttiği şanssız bir dönemde göreve başladı. Hükümetin yaklaşan seçimler öncesinde maliye politikasıyla destek vermemesi Merkez Bankası'nı haziran ve temmuz aylarında şok faiz artışlarına başvurmak zorunda bıraktı.

Biz haddimiz olmayarak eleştirdik. Dışsal şokla yükselen enflasyona sıkı para politikasının çare olmayacağını,  Türk Lirası'nın aşırı değer kazanacağını, dış dengenin bozulacağını söyledik. Enflasyon hedefinin artırılmasını önerdik. Maalesef haklı çıktık. 2006-2007-2008 yıllarında uygulanan sıkı para politikasına rağmen enflasyon hedefleri açık ara ile tutturulamayınca Merkez Bankası hedefleri artırmak zorunda kaldı.

Buna karşı küresel kriz sırasında uyguladıkları politikalarla Merkez Bankası yönetimi olağanüstü bir iş çıkardı. Yabancı yatırımcılardan gelen yoğun eleştirilere rağmen Merkez Bankası küresel kriz sırasında ilk faiz indiren gelişmekte olan ülke merkez bankalarından oldu. Faiz indirimlerine rağmen önceki senelerde yükseltilen hedefler rahatlıkla tutturuldu.

Biz krizin çıktığı ilk aylardan beri Merkez Bankası'nın faizleri düşürmesini ve piyasalara likidite vermesini destekledik. Türkiye'nin krizden hızla çıkmasında ve güçlü bir büyüme temposu yakalamasında Merkez Bankası'nın ve elbette Başkan Yılmaz'ın çok önemli bir rol oynadığına inanıyoruz.

Merkez Bankası üzerindeki eleştirilerin dozu son aylarda uygulanan "düşük politika faizli, daraltıcı para politikası" yüzünden yeniden arttı. "Yeni para politikasının" baş mimarlarından birisi olarak Erdem Başçı'nın  yabancı yatırımcılardan ve bankacılık kesiminden gelen eleştirilere rağmen mevcut politikasını sürdürmekte kararlı davranacağını tahmin ediyoruz. Merkez Bankası'nın ve Erdem Başkan'ı önümüzdeki dönemde bekleyen zorluklara başka bir yazıda değineceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019